Bir velî,
nebîlerin
aleyhimü’s-selâm
derecesine ulaşamaz.
Bir insan,
kendisinden emir ve nehyin sakıt olacağı bir mevkie ulaşamaz.
Âyet ve hadis
nevinden olan “naslar” zahirî manâlarına hamledilir.
Nasların
zahirlerini bırakıp ehl-i bâtının
Ta'lîmiyye’nin
iddia ettikleri manâlara sapmak, ilhaddır ve küfürdür.
Nasları
reddetmek, küfürdür.
Ma’sıyyeti
günahı helâl saymak, küfürdür.
Günahı
önemsememek ve Şeriatla
Müctehid
ehl-i sünnet âlimlerinin âyet-i kerime ve hadislerden
çıkardıkları hükümlerle alay etmek, küfürdür.
Allahü teâlâ'nın
rahmet ve affından ümit kesmek, küfürdür.
Çünkü “Allah'ın
(af ve) rahmetinden ümit
kesmeyiniz. Doğrusu, kâfirlerden başkası Allah'ın
(af, lütuf ve) rahmetinden ümit
kesmez” (Yusuf, 12/87)
buyrulmuştur.
Allahü teâlâ’nın
cezalandırmasından ve mekrinden emin olmak
(emniyet ve güven içinde olmak)
küfürdür.
Âyet-i
kerime’de: “Yoksa onlar, Allah'ın mekrinden (ceza vermesinden)
emniyet içinde midirler? Allah'ın mekrinden ancak hüsranda kalan
kavimler emin olur.” (A'raf, 7/99),
buyrulmuştur.
Gaybden haber
veren kâhini tasdik etmek,
küfürdür.
Ma'dûm
(adem) yok olan, bir “şey” değildir.
Hayatta olan
insanların
ölülere dua etmelerinde ve onlar için sadaka vermelerinde,
onlara ölülere fayda vardır. |
ولا يبلغ الولي درجة الأنبياء،
ولا يصل العبد إلى حيث يسقط عنه الأمر والنهي.والنصوص على ظواهرها،
فالعدول عنها إلى معانٍ يدعيها أهل الباطن إلحاد،
وردُّ النصوص كفر،
واستحلال المعصية كفر، والاستهانة بها كفر، والاستهزاء على الشريعة
كفر،
واليأس من اللّه تعالى كفر،
والأمن من اللّه تعالى كفر،
وتصديق الكاهن بما يخبره عن الغيب كفر.
والمعدوم ليس بشيء.
وفي دعاء الأحياء للأموات وتصدقهم عنهم نفع لهم. |