Yüce Allah,
Hazret-i Âdem’in neslini,
sulbünden insan şeklinde çıkarmış, onlara akıl vermiş,
hitap etmiş, îmanı emredip, küfrü yasaklamıştır.
Onlar da onun Rabb olduğunu ikrar etmişlerdir. Bu, onların
îmanıdır. İşte onlar, bu fıtrat üzere doğarlar.
Bundan sonra küfre sapan, bu fıtratı değiştirip bozmuş
olur. İman ve tasdik eden de fıtratında sebat etmiş ve
devamlılık göstermiş olur. |
وأخرج
ذرية آدم
من صلبه على صور الذر فحملهم عقلاء،
فخاطبهم وأمرهم بالإيمان ونهاهم عن الكفر،
فأقروا له بالربوبية،
فكان ذلك مهم إيمانا،
فهم يولدون على تلك الفطرة، ومن كفر بعد ذلك فقد بدل وغير،
ومن آمن وصدق فقد ثبت عليه وداوم. |
Yüce Allah, kullarının hiç birini
îman
veya
küfre
zorlamamış, onları mü’min veya kâfir olarak yaratmamıştır. Fakat
onları şahıslar olarak yaratmıştır. İman ve küfür,
kulların fiilleridir. Allah, küfre sapanı, küfrü esnasında
kâfir olarak bilir. O kimse daha sonra îman ederse, îmanı hâlinde
mü’min olarak bilir, ilmi ve sıfatı değişmeksizin onu sever.
|
ولم يجبر أحدا من خلقه على
الكفر
ولا على
الإيمان،
لوا خلقهم مؤمنا ولا كافرا،
ولكن خلقهم أشخاصا. والإيمان الكفر فعل العباد، ويلم اللّه تعالى من
يكفر في حال كفره كافرا، فإذا آمن بعد ذلك علمه مؤمنا في حال إيمانه
وأحبه من غير أن يتغير علمه وصفته. |