Geri

   

 

 

 

İleri

 

21. İYİLİK VE TAKVÂDA YARDIMLAŞMAK

“İyilik ve takvâda birbirinizle yardımlaşınız.” Mâide sûresi (5), 2

“Zamana andolsun ki, insan hiç şüphesiz hüsran içindedir. Ancak, inanıp yararlı iş işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye edenler ve sabrı tavsiye edenler bunun dışındadır.” Asr sûresi (103), 1-3

178. Ebû Abdurrahman Zeyd İbn Hâlid el-Cühenî radıyallahü anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Kim Allah yolunda cihada gidecek bir gaziyi techiz eder, cihad için gerekli olan ihtiyaçlarını karşılarsa, âdeta cihada gitmiş gibi sevab kazanır. Cihada giden gazinin arkada bıraktığı ailesine güzelce bakıp onların ihtiyaçlarını karşılayan kimse de sanki cihad yapmış gibi sevap kazanır.”

Buhârî, Cihâd 38; Müslim, İmâre 135-136. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Cihâd 20; Tirmizî, Fezâilü’l-cihâd 6; Nesâî, Cihâd 44

179. Ebû Saîd el-Hudrî radıyallahü anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem, Hüzeyl kabilesinin Lihyânoğulları üzerine ordu sevketmek istedi. Bu sebeple şöyle buyurdu:

“İki kişiden biri cihada gitsin. Kazanılacak sevap ikisi arasında ortaktır.”

Müslim, İmâre 137

180. İbn Abbas radıyallahü anh’dan rivayet edildiğine göre, Resûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem, Ravha mevkiinde bir deve kervanına rastladı ve:

– “Sizler kimlersiniz?” dedi. Onlar:

– Biz müslümanlarız, sen kimsin? diye sordular.

Peygamber efendimiz:

– “Ben Allah’ın Resulüyüm” dedi. İçlerinden bir kadın, küçük bir çocuğu Peygamberimiz’e doğru kaldırarak:

– Bu çocuğun haccı olur mu? diye sordu. Resûlüllah Efendimiz:

– “Evet, ayrıca sana da sevap vardır” buyurdu. Müslim, Hac 409. Ayrıca bk. Ebu Dâvûd, Menâsik 7

181. Ebû Mûsâ el-Eş’arî radıyallahü anh’den rivayet edildiğine göre Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Kendisine emredileni tamı tamına, eksiksiz olarak ve gönül hoşluğu ile yerine getirip verilmesi istenilen kişiye veren güvenilir müslüman kasadar, sadaka veren iki kişiden biridir.”

Buhârî, Vekâlet 16; Müslim, Zekât 79. Ayrıca bk.

Buhârî, Zekât 25, İcâre 1; Nesâî, Zekât 57, 67

Bir rivayette: “Emredileni veren” şeklindedir.