20. HAYRA ÖNCÜLÜK ETMEK DOĞRULUK VEYA SAPIKLIĞA ÇAĞRIDA BULUNMAK • “Sen Rabbine davet et.” Kasas sûresi (28), 87 • “Sen, Rabbinin yoluna hikmetle ve güzel öğütle davet et.” Nahl sûresi (16), 125 • “İyilik ve takvada yardımlaşın.” Mâide sûresi (5), 2 • “Aranızdan iyiliğe, hayra çağıran bir topluluk bulunsun.” Âl-i İmrân sûresi (3), 104
174. Bedir ehlinden ve ensardan olan Ebû Mes’ûd Ukbe İbn Amr radıyallahü anh’ den rivayet edildiğine göre, Resûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Bir iyiliğe öncülük eden kimseye o iyiliği yapanın ecri gibi sevap vardır.” Müslim, İmâre 133. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Edeb 115; Tirmizî, İlim 14 175. Ebû Hüreyre radıyallahü anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “İnsanları doğru yola çağıran kimseye, kendisine uyanların sevabı gibi sevap verilir. Ona uyanların sevaplarından da hiçbir şey eksilmez. Başkalarını sapıklığa çağıran kimseye de, kendisine uyanların günahı gibi günah verilir. Ona uyanların günahlarından da hiçbir şey eksilmez.” Müslim, İlim 16. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Sünnet 6;Tirmizî, İlim 15; İbn Mâce, Mukaddime 14 176. Ebü’l-Abbâs Sehl İbn Sa’d es-Sâidî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Hayber Gazvesi gününde Resûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Yarın sancağı, Allah’ın kendisinin eliyle fethi nasib edeceği, Allah’ı ve Resûlü’nü seven, Allah’ın ve Resûlü’nün de kendisini sevdiği bir kişiye vereceğim.” Gazveye iştirak edenler, sancağın aralarından kime verileceğini düşünüp konuşarak geceyi geçirdiler. Sabah olunca, sancağın kendisine verileceği ümidi ile bütün sahâbîler Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem’ in huzuruna koştular. Peygamber Efendimiz: – “Ali ibn Ebî Tâlib nerede?” diye sordu. Sahâbîler: – Ey Allah’ın Resûlü! O gözlerinden rahatsız, dediler. Bunun üzerine Peygamberimiz: – “Ona haber verecek birini gönderiniz” buyurdular. Ali derhal getirildi. Resûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem onun gözlerini tükürüğüyle tedavi ederek kendisine dua etti. O kadar ki, hiç ağrısı yokmuş gibi oldu. Peygamber sancağı ona verdi. Ali: – Ya Resûlallah! Onlar da bizim gibi mü’min oluncaya kadar mı savaşacağım? dedi. Resûl-i Ekrem: “Acele etmeden, gayet sakin bir şekilde onların yanına var, kendilerini İslâm’a davet et, uymaları gereken ilâhî yükümlülükleri kendilerine haber ver. Allah’a yemin ederim ki, senin vasıtanla Allah’ın bir tek kişiye hidâyet vermesi, senin için kırmızı develere sahip olmakdan daha hayırlıdır” buyurdu. Buhârî, Fezâilü’s-sahâbe 9; Müslim, Fezâliü’s-sahâbe 34 177. Enes radıyallahü anh’den rivayet edildiğine göre, Eslem kabilesinden bir delikanlı şöyle dedi: –Ey Allah’ın Resûlü! Ben gazveye katılmak istiyorum, fakat harb için gerekli olan malzemelerim yok. Hazret-i Peygamber: – “Filan kişiye git; o harbe gitmek üzere hazırlanmıştı, fakat hastalandı” buyurdu. Delikanlı o kişiye gitti ve: – Resûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem sana selam ediyor ve harb için hazırladığın malzemeleri bana vermeni söylüyor, dedi. Bunun üzerine adam hanımına: – Hanım! Hazırladığım harb malzemelerinin hepsini bu delikanlıya ver; onlardan hiçbir şey geriye bırakma. Allah hakkı için, onlardan hiçbir şey bırakma ki, berekete nâil olalım, dedi. Müslim, İmâre 134 |