Geri

   

 

 

 

İleri

 

14- ZEKÂT MEMURLARI

1880 - “... Enes bin Mâlik (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir :

(Zekâtta haksız davranan kimse zekâtı vermekten imtina eden gibidir. )

1881 - “... Râfi bin Hadîc (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir:

Ben, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den şöyle buyururken işittim:

(Hakkıyle çalışan zekât memuru evine dönünceye kadar Allah yolunda çalışan gazi gibidir. )

1882 - “... Abdullah bin Üneys (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre:

Kendisi bir gün Ömer bin el-Hattab (radıyallahü anh) ile beraber zekât hakkında müzâkere etmişler. Bu arada Ömer kendisine:

Sen Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i zekâtta hiyânet etmeyi anlattığı zaman =

(Şüphesiz kim zekâttan bir deve veya bir şât (koyun veya keçi) hiyânetinde bulunursa kıyamet günü hiyânet edilen hayvan getirilerek hiyânet edene yüklenir. ) buyururken işitmedin mi? demiş. Râvi demiştir ki Abdullah bin Üneys de: Evet işittim diye cevap vermiştir.

1883 - “... İmrân bin Husayn Mevlâsı Atâ (radıyallahü anhüma)’dan rivâyet edildiğine göre :

İmrân bin el Husayn Ziyâd bin Ebi Süfyân veya başka bîr emir tarafından zekât memuru olarak gönderilmiş sonra görevden dönünce gönderen emir tarafından kendisine :

— Topladığın mal nerededir? diye sorulmuş. Kendisi de :

— Beni mal getirmek için mi gönderdin? Biz Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) hayatta iken nereden alıyor idiysek oradan aldık ve aldığımızı nereye bırakıyor idiysek oraya bıraktık, diye cevap vermiştir. "