Geri

   

 

 

 

İleri

 

13- ĞANEM (KOYUN VE KEÇİ)NİN ZEKÂTI BÂBI

1877) „. İbn-i Şihâb(-i Zührî), Salim bin Abdillah (bin Ömer)'den. O da babası (Abdullah) (radıyallahü anhüm)'dan. O da Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'den rivâyetle şöyle demiştir :

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in vefat etmeden önce zekâtlar hakkında yazdırmış olduğu bir mektubu Salim bana okudu (veya okutturdu. ) Ben o mektubta şöyle buyurulduğunu buldum :

((Zekât) kırk şât (koyun ve keçi) de, yüz yirmiye kadar bir şâttır. Yüz yirmiden bir tane fazla olunca, iki yüze kadar, iki şattır. (İkiyüzden) bir tane fazla olunca, üçyüze kadar, üç sattır. Daha da çoğalınca artık her yüz tanede bir şât (zekât) olur. )

1878 - “... (Abdullah) bin Ömer (radıyallahü anhümâ)’dan rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir :

(Müslümanların zekâtları (hayvan sürülerini suladıkları) suları üzerinde alınır. )

1879 - “... (Abdullah) bin Ömer (radıyallahü anhüma)’dan rivâyet edildiğine göre; Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

(Koyun ve keçi zekâtı kırk tanede, yüz yirmiye kadar bir şattır. Bir tane fazlalaşınca, ikiyüze kadar iki şâttır. Eğer bir tane fazlalaşırsa artık üçyüze kadar zekâtı üç şâttır. Eğer daha da fazlalaşırsa artık beher yüz tanede bir şât zekât olur. Zekât (artar veya eksilir) korkusuyla toplu mal dağıtılmaz ve dağınık mal toplatılmaz. Her iki halît (= ortak veya mallarını başkasının malına karıştıran) verdiği zekâttan arkadaşına düşen hisse karşılığını ondan alır. Zekât memuru (ne) malın yaşlısını (ne) ayıplısını (ne de koç ve teke gibi) döl hayvanını zekât olarak alamaz. Ancak mal sahibi dilediği zaman zekât memuru döl hayvanı alabilir. )