102- Müşrikler İçin Af Dileme Yasaktır 2047- Said b. Müseyyeb (radıyallahü anh), babasından rivâyete göre, şöyle demiştir: Ebu Talib’in ölüm anı yaklaştığında Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), onun yanına geldi. Yanında, Ebu Cehil, Abdullah b. ebî Ümeyye vardı. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): (Ey Amcam: (Lâ ilâhe illalah) de ki Allah katında sana Şahadet ve şefaat edebileyim) buyurdu. Bunun üzerine Ebu Cehil ve Abdullah b. Ebi Ümeyye: (Ey Ebu Talib! Abdulmuttalib’in dininden yüz mü çevireceksin?) O ikisi, o derece bu sözü söyletmemek için Ebu Talib’i sıkıştırdılar ki; Ebu Talib’in son sözü: (Abdulmuttalib’in dini üzereyim) oldu. Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: (Yasaklanmadığım sürece senin için mutlaka bağışlanma talebinde bulunacağım.) Bunun üzerine Tevbe sûresi 113. ayeti nazil oldu: (Allah’tan başka kimselere ve nesnelere de ilâhlık yakıştıran kimselerin Cehennemlik oldukları besbelli olduktan sonra yakın akrabaları olsa bile onların bağışlanmalarını istemek artık ne Peygambere ne de iman edenlere yakışır.) Yine Kasas sûresi 56. ayeti de nazil oldu: (Gerçek şu ki sen her sevdiğini doğru yola yöneltemezsin. Fakat Allah’tır yönelmek isteyeni dilediği şekilde doğru yola yönelten ve yine o’dur doğru yola erişecekleri en iyi bilen.) (Buhârî, Cenaiz: 80; Müslim, İman: 9) 2048- Ali (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Bir adamın müşrik olan anne ve babası için bağışlanma talebinde bulunduğunu işittim. Müşrik oldukları halde onlara istiğfar mı ediyorsun? Diye sordum. O da: (İbrahim (aleyhisselâm), babası için istiğfar etmemiş miydi) dedi. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’e geldim ve durumu anlattım hemen, Tevbe sûresi 114. ayeti nazil oldu: (İbrahim’in buna benzer bir durumda babasının bağışlanması için yaptığı duaya gelince; bu sadece O’nun babasına daha sağlığında vermiş olduğu bir söze dayanıyordu. Babasının sırf, bir Allah düşmanı olduğu ona belli olunca, İbrahim, babasından ilgisini kesip uzaklaştı. Zaten, İbrahim çok ince ruhlu ve yumuşak huylu biriydi.) (Bu konuda gerekli bilgi için: Meryem sûresi 47. ve 48. ayetleriyle; Mümtahine sûresi 4. ayeti ve Şuarâ sûresi 86. ayetlerin tefsirlerine bakılabilir.) (Tirmizî, Tefsirül Kur’an: 10; Müsned: 1031) |