Geri

   

 

 

 

İleri

 

20. Organların Diyeti

4558- Ebû Mûsâ (el-Eş'arî) (radıyallahü anh)’den; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

" Parmaklar eşittir. (Onların) herbirinin (diyeti) onar devedir."

4559- Ebû Mûse'l-Eş'âri (radıyallahü anh)’den; Şöyle dedi:

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

" Parmaklar eşittir" buyurdu. " Onar onar mı?" dedim. " Evet" buyurdu.

Bu iki hadise benzer rivâyetler: Nesâi. kasâme 45; İbn Mâce,-diyet 19; Tirmizî, diyât 4. Muvatta. ukul I; Ahmed, I, 289. 2: 207.

Ebû Dâvûd der ki:

Bu hadisi Muhammed b. Ca'fer Şu be'den o da Galib'ten nakletti. Galib:

" Meşrûk b. Evs'ten işittim" dedi. Yine bu hadisi İsmail;

" Bana Gâlib et-Temmar Ebû Velîd'in isnadı ile rivâyet etti." dedi. Hamala b. Ebû Safiyye de Galib'ten ismail'in isnadı ile rivâyet etti.

4560- İbn Abbâs (radıyallahü anh)’den;

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem); baş parmakla küçük parmağı kastederek;

" Bu ve bu eşittir" buyurdu.

Buharî. diyât 20: Tirmizî, diyât 4; Nesâî, kasâme 45; İbn Mâce, diyet 18; Ahmed, 1,227, 339.

4561- İbn Abbâs (radıyallahü anh)’dan; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

" Parmaklar (in diyeti) eşittir. Dişler (in diyeti) eşittir. Ön diş ve azı dişi (n diyeti) eşittir. Şu ve şu (baş parmakla serçe parmak) eşittir."

Tirmizi. diyet 4; İbn Mâce. diyet 18.

Ebû Davûd şöyle der:

Bu hadisi Nadr b. Şumeyl Şubeden, Ahdüssamed'in (rivâyetinin) manâsıyla rivâyet etti.

Ebû Dâvûd dedi ki: Bize bunu Dârimi, Nadr (b. Şumeyl)’den rivâyet etti.

4562- İbn Abbâs (radıyallahü anh)’dan: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

" Dişler (in diyeti) eşittir, parmaklar (ın diyeti) eşittir" buyurdu.

4563- İbn Abbâs (radıyallahü anh)’dan; şöyle demiştir:

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ellerin ve ayakların parmaklarını (n diyetlerini) eşit tuttu.

Buhari, diyât 20: Tirmizî, diyat 4; Nesâî. kasâme 45; İbn Mâce, diyât 18.

4564- Amr b. Şuayb, babası vasıtasıyla dedesinden şöyle rivâyet etti: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) sırtını Ka'beye dayamış bir vaziyette irad buyurduğu hutbesinde:

" Parmaklarda onar (deve diyet) vardır" buyurdu.

Nesâi, Kasâme 45; İbn Mace, diyet 18.

4565- Amr b. Şuayb, babası kanalıyla dedesinden, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

" Dişlerde beşer (deve diyet) vardır."

Nesâî, kasâme 45.

4566- Ebu Dâvûd şöyle der:

(Şu rivâyeti) Seyhan'dan yazdığım kitabımda bulduğum halde kendisinden işitmedim. Onu bize güvenilir bir dostumuz olan Ebûbekir haber verdi. O şöyle dedi: Bize Şeyban haber verdi, bize Muhammed -yani İbn Raşid- Süleyman'dan- yani İbn Mûsâ'dan- haber verdi. O, Amr b. Şuayb'dan, Amr de babası vasıtasıyla dedesinden şöyle rivâyet etti:

" Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) hatâen öldürmenin diyetini köylülere dört yüz dinar altın veya ona mukabil gümüş olarak takdir ederdi. Onu takdir ederken deve fiyatlarını esas alırdı. Deve pahalanınca diyeti (altın ve gümüş olarak) artırır, ucuzladiğırida da azaltırdı. Resûlüllah zamanında (deve fiyatları) dört yüz dinarla sekizyüz dinar arasında oynuyordu. Onun gümüşten karşılığı da sekizbin dirhemdi.

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) sığır sahiplerine (tam diyeti) ikiyüz sığır olarak takdir etti. Diyeti koyundan ödeyenler de iki bin koyun verirler.

Resûlüllah (sav) " Diyet, maktulün varisleri arasında, yakınlık derecesine göre mirastır. Artan olursa (farz sahiplerinden artarsa) o asabeye aittir." buyurdu.

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) burunda; tamamı kesildiği zaman tam diyet, ucu veya bir tarafı kesildiğinde yarım diyete hükmetti ki o da; elli deve veya onun mukabili altın yahut gümüş yada yüz sığır veya bin koyundur. El kesildiğinde yarım diyete, ayak kesildiğinde yarım diyete me'mûme (et kesilip beyin ile kemik arasındaki zarı meydana çıkaran yaralama, buna âmme de denilir) de otuz üç tam ve üçte bir deve veya onun kıymetinde altın, gümüş, sığır yada koyuna, câife (karın boşluğuna kadar ulaşan yara) de de aynısına hükmetti. Parmaklarda herbir parmak için on deve, dişlerde de herbir diş için beş deve diyet vardır.

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) kadının diyetinin, (farz sahiplen olan) varislerinden artandan başka miras alamayan asabesi ayasında ortak olduğuna hükmetti. (Bir kadın bir cinayet işlerse, cinayetin diyetini asabesi öder.) Eğer bir kadın öldürülürse onun diyeti varisleri arasında taksim edilir. Onlar, katillerini

Bazı nüshalarda:

" kadının katili" mânâsına gelecek hiçimde " katilehâ" şeklindedir. Bu daha uygundur. (kısas olarak) öldürür. Ölümünü izleyebilirler.

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

" Maktulün vârisi yoksa bile katil on (un mirasından veya diyetin) den birşey alamaz. Onun varisi, insanların kendisine en yakın olanıdır. Katil, (öldürdüğü kişiden) hiçbir şeye varis olamaz" buyurdu.

İbn Mace. diyet 6.

Muhammed (b. Raşid) şöyle dedi:

Bunun tamamını bana Süleyman b. Mûsâ Amr b. Şuayb'tan, o babasından o da kendi babası vasıtasıyla Resûlüllah'tan haber verdi. Ebû Dâvûd der ki: Muhammed b. Raşid Dimeşk (Şam) lıdır. Katilden, Basraya kaçmıştır.

4567- Amr b. Şuayb, babası vasıtasıyla dedesinden, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in şöyle buyurduğunu rivâyet etti:

" Amde benzeyen öldürmenin diyeti, taammüden öldürmenin diyeti gibi muğallaza (katı) dır. Onda, sahibi (katil) öldürülmez."

Ahmed, 11,217.

(Ebû Dâvûd şöyle) dedi: Halil bize İbn Raşid'den naklen, (Resûlüllah'ın) şu sözleri (ni) de ilâve etti:

" Bu, şeytanın insanlar arasına sıçramasıdır. Hiçbir kin ve silah olmadan körü körüne farkına varılmadan akan kandır."

4568- Abdullah b. Amr (radıyallahü anh)’den; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

" Mudıhalarda (kemiğe varan yaralarda) diyet beş devedir."

Nesâî, kasâme 45; Tirmizî. diyât 3; İbn Mâce. diyât 19; Ahmed, II, 179. 189, 207, 215.

4569- Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) yerinden çıkmayan (ama görme hassasını kaybeden) gözde üçte bir diyete hükmetti.