Geri

   

 

 

 

İleri

 

18. Kıyametin Kopması

4350- Abdullah b. Ömer (radıyallahü anhümâ) şöyle demiştir: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ömrünün sonunda bir gece bize yatsı namazını kıldırdı. Selâm verince ayağa kalktı ve " Bu geceyi görüyorsunuz ya, işte bu geceden itibaren yüz sene sonra (bu gün) yeryüzünde olanlardan hiç kimse kalmayacaktır." buyurdu.

İbn Ömer şöyle dedi:

" İnsanlar Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın bu sözünü (anlamakta) hataya düştüler. Halbuki Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Bu gün yeryüzünde olanlardan hiç kimse kalmayacaktır, buyurmuş, bu müddetin bu asırda yaşayanları mahvedeceğini (haber vermek) istemiştir"

Buharî, ilim 41; Mevâkit Salât 40; Muslim. fedâilu's-sahabe, 216; Tirmizi, fiten 64; Ahmed b. Hanbel, II, 88.

4351- Ebû Sa'lebe el-Huşenî (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

" Allah (celle celâluhu) bu ümmete yarım gün (mühlet vermek) den aciz değildir."

Ahmed b. Hanbel, IV, 193.

4352- Sa'd b. Ebi Vakkas (radıyallahü anh)'den;

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in şöyle buyurduğu rivâyet edilmiştir:

" Şüphesiz ben ümmetimin Rableri katında, onlara yarım gün geciktirmesinden aciz olmadığını umarım."

Sa'de:

" Yarım gün ne kadardır?" denildi Sa'd:

" Beş yüz sene" cevabını verdi.