Geri

   

 

 

 

İleri

 

34. Muhâbera

Muhâbera; üçte bir, dörtte bir gibi muayyen bir hisse karşılığında yapılan müzâraa akdidir. Buharî bu tarifi benimser. Bu kelime, Kâmus'ta da böyle tarif edilmiştir. Nevevî; müzâraa ve muhâberanın birbirine yakın manalarda kullanıldıklarım söyler. Nevevî'nin Şafiî ulemasının cumhuruna nisbet ettiği bir ifadeye göre; tohum tarla sahibi tarafından verilirse mûzâraa çiftçi tarafından verilirse muhâbera denilir.

3406- Câbir b. Abdullah'ın şöyle dediği rivâyet edilmiştir:

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem); muhâkale, müzâbene, muhabere, muâveme -Müsedded; Hammâd'dan, ikisinden (Ebû Zübeyr ve Saîd b. Mîna) birisinin; el-mu'âveme, diğerinin beyu's-sinîn (seneliğine satış) dediğini nakleder- ve simyadan menetmiş, arâyâya ruhsat vermiştir.

Müslim, büyü 85; Nesâî, büyü 74.

3407- Câbir b. Abdullah (radıyallahü anh)'dan; şöyle dediği rivâyet edildi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem); müzâbene, muhâkale ve bilinir olması hariç sünyâdan nehyetti.

Buharî, müsâkât 17; Müslim, büyü 59, 81,85, 104, 105; Tirmizî, büyü 14,55,62; Nesâî, eymân 45; İbn Mâce, ticârât 54, rühün 7, 8; Dârimî, mukaddime 28, büyü 23; Muvatta, büyü 24, 25.

3408- Câbir b. Abdullah'ın şöyle dediği haber verilmiştir: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in şöyle buyurduğunu işittim:

" Her kim Muhaberayı bırakmazsa Allah ve Rasûlü ile savaş halinde olduğunu bilsin."

3409- Sabit b. el-Haccâc, Zeyd b. Sâbit'in şöyle dediğini rivâyet etmiştir:

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) muhâberadan nehyetti. (Sabit b. el-Haccâc dedi ki:)

(Zeyd'e), muhâbera nedir? dedim.

Tarlayı, çıkan mahsulün yarısı, üçte biri veya dörtte biri karşılığında alman (kiralaman) dır, dedi.