49. Meniyi Dışarı Akıtmak (Azl) 2172- Ebû Said'den rivâyet olunduğuna göre -Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), yanında meniyi dışarı akıtmaktan- bahsedilince " (Sizden) biriniz (bunu) niçin yapıyor?" buyurmuş; fakat açık bir şekilde " herhangi biriniz (bunu) yapmasın" dememiş. Sonra sözlerine şöyle devam etmiş: " Çünkü yaratılması takdir kılın)mış hiçbir varlık yoktur ki Allah onu yaratmasın." Müslim, nikâh 132; Tirmizî, nikâh 40; Ahmed b. Hanbel, III, 63. Ebû Dâvûd buyurdu ki: " (Bu hadisin râvilerinden) Kaze'a Ziyâd'ın (hürriyetine kavuşturduğu) kölesidir." 2173- Ebû Said el-Hudrî (radıyallahü anh)'den rivâyet olunduğuna göre; Bir adam, (Hazret-i Peygambere gelerek), " Ya Resûlallah! Benim bir cariyem var, hâmile kalmasını istemediğim için ondan azil yapıyorum ve ben (bu hareketimle diğer) erkeklerin (kadınlara yaklaşmakla) istedikleri şeyi istiyorum. Yahudiler de " dışarı akıtılan meninin diri diri toprağa gömülen küçük bir kız hükmünde olduğunu" söylüyorlar" dedi. (Hazret-i Peygamber de); " Yahudiler yalan söylemişler. Eğer Allah onu (çocuk olarak) yaratmak isteseydi, sen buna engel olamazdın" buyurdu. Ahmed b. Hanbel, III, 33, 51, 53; Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, VII, 230. 2174- İbn Muhayriz'den nakledilmiştir ki (Bir gün) Mescide girmiştim. O anda Ebû Said el-Hudri'yi gördüm (varıp) yanına oturdum. Ve ona azli sordum. (Şöyle) cevap verdi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'le birlikte Beni Mustalik savaşma çıkmıştık. Araplardan bir gurup kadını esir aldık. Bir müddet sonra kadınları iyice arzulamaya başladık ve bekarlık da bizim için (artık) zorlaşmaya başlamıştı. Bizde (onların karşılığında elde edeceğimiz) kıymeti arzu edip azil yapmayı tercih ettik. Sonra (kendi kendimize) " Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) aramızda olduğu halde kendisine sormadan azil yapıyoruz" dedik ve Bunu kendisine sorduk. (Şöyle) cevap verdi; " Bunu terketmenizde size bir zarar yoktur. O kıyamete kadar (dünyaya gelmesi mukadder) olan her canlı mutlaka (Dünyaya gelmiş) olacaktır." Buharî, itk 13, meğâzî 32, nikâh 96; Müslim, nikâh 125; Muvatta, talâk 95; Ahmed b. Hanbel, III, 68; Nesâî, nikâh 55. 2175- Câbir (radıyallahü anh)'den nakledilmiştir ki: Ensardan bir adam Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e gelerek; Benim bir cariyem var, onunla cinsî münâsebette bulunuyorum, ama gebe kalmasını istemiyorum, dedi. (Rasul-i Ekrem Efendimiz de); " İstersen ondan azil yap (ama netice değişmez) çünkü onun için takdir edilmiş olan şey mutlaka başına gelecektir." buyurdu. Adam bir süre durduktan sonra (tekrar) gelip; Ya Resûlallah, gerçekten câriye gebe kaldı." dedi. (Hazret-i Peygamber de); " Ben onun için takdir edilmiş olan şeyin mutlaka başına geleceğini sana söylemiştim." buyurdu. Müslim, nikâh 134; İbn Mâce, mukaddime 10; Buharî, nikâh 53; kader 4; Muvatta, kader 7; Ahmed b. Hanbel, III, 312, 386. |