28. Dilenmenin Çirkinliği 1644- Avf b. Mâlik'ten; demiştir ki: Biz yedi veya sekiz ya da dokuz kişi Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın yanında idik, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): " Allah'ın elçisine bey'at etmez raisiniz?" buyurdu. Halbuki biz yeni bey'at etmiştik. Biz de: Sana bey'at etmiştik, dedik. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) aynı şeyi üç sefer söyledi. Bunun üzerine ellerimizi uzattık ve ona bey'at ettik. Bu arada biri: Ya Resûlallah! Biz şüphesiz size bey'at etmiştik. Şimdi sana ne üzerine bey'at ediyoruz? diye sordu. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): " Allah'a kulluk etmeniz, O'na hiç bir şeyi ortak koşmamanız, beş vakit namazı dosdoğru kılmanız, (söz) dinleyip itaat etmeniz ve -sesini alçaltarak gizlice- Halktan hiç bir şey istememeniz üzerine" buyurdu. Avf dedi ki: And olsun (durum öyle oldu ki), o cemaatten birinin kamçısı yere düşüyordu da hiç bir kimseden onu vermesini istemiyordu. Müslim, zekât 108; Nesaî, salât 5: İbn Mâce, cihâd 41. Ebû Dâvûd buyurdu ki: Hişâm'ın hadisini Saîd'den başka bir kimse rivâyet etmemiştir. 1645- Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in azatlısı Sevbân'dan nakledilmiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Halktan bir şey istemeyeceğine kim bana söz verir ki, ona cenneti garanti edeyim" buyurdu. Sevbân: " Ben" dedi. Gerçekten de hiç kimseden bir daha hiç bir şey istemedi. Nesaî, Zekât 86. |