Geri

   

 

 

 

İleri

 

1. Bab

1558- Ebû Hureyre (radıyallahü anh)'den nakledilmiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) vefat edip de ondan sonra Ebû Bekir (radıyallahü anh) halife seçildiği ve araplardan bazıları dinden döndüğü zaman Ömer b. Hattâb, Ebû Bekr'e:

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem);

" İnsanlar, Allah'tan başka ilâh yoktur deyinceye kadar onlarla savaşmakla emrolundum. Kim " Allah'tan başka ilâh yoktur" derse, malim ve canını benden korumuş olur. Ancak İslâm'ın hakkı müstesna, Onun asıl hesabı ise Allah'a kalmıştır" buyurduğu hâlde nasıl olur da sen insanlarla savaşırsın? dedi.

Ebû Bekir:

Allah'a yemin ederim ki namazla zekâtın arasım ayıranlarla mutlaka savaşacağım. Çünkü zekât, malî bir haktır. Allah'a yemin ederim ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e vermiş oldukları bir (deve) yuları(nı) bile bana vermezlerse, vermemelerinden dolayı onlarla muhakkak’savaşırım, dedi. Bunun üzerine Ömer b. Hattâb:

Allah'a yemin ederim, iyice anladım ki Aziz ve celil olan Allah, Ebû Bekir'in gönlünü savaş için genişletmiş ve (yine) anladım ki, onun görüşü haktır, dedi.

Ebû Dâvûd buyurdu ki: Bu hadisi Rebâh b. Zeyd, Ma'mer'den, o da aynı senetle Zühri'den rivâyet etmiştir ki, bazdan demişlerdir. İbn Vehb, Yunustan rivâyet edip demiştir.

Ebû Dâvûd buyurdu ki: Şuayb b. Ebî Hamze, Ma'mer ve ez-Zübeydî Zührî'den bu hadisi:

" Bir oğlağı bile bana vermezlerse" diye rivâyet etmişlerdir.

Anbese Yunus'tan, O da Zührî'den bu hadiste dediğini rivâyet etmiştir.

Buhârî, zekât, 1, 40; İ'tisam 2; istitâbetû'l-mürteddîn 3; Müslim, iman 32; Tirmizî, iman 1; Nesaî, zekât 3; Ahmed b. Hanbel, 1-19, 48; 11-529

1559- Yûnus Zührî'den (bu hadisi) naklederken onun şöyle dediğim rivâyet etmiştir:

Ebû Bekir:

İslâm'ın haklarından birisi de zekât vermektir dedi. Yine Yunus, Zührî'nin (" anâk" değil) " İkâl" dediğini haber vermiştir.