183. Dördüncü Rek'atte(n Sonra) Teverrükden Sözedenler(in Delilleri) 964- Muhammed b. Amr, Ebû Humeydes-Sâidî'den rivâyet etmiştir: Demiştir ki: Ebû Humeyd'i Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın ashabında on kişinin arasında dinledim. Ahmed (b. Hanbel) ise şöyle der: Muhammed b. Amr b. Ata der ki: " Ebû Humeyd es-Sâidî'yi Resûlüllah’ın ashabından içlerinde Ebû Katâde'nin de bulunduğu on kişinin arasında dinledim." Müellif Ebû Dâvûd, bu hadisi iki ayrı üstâddan nakletmiştir. Bunlar: Müsedded ve Ahmed b. Hanbel'dir. " Ahmed..." diye başlayan kısımdan buraya kadar olan ifadeler Ahmed'in, daha önceki ise Musedded'indir. Bundan sonra ise her iki ravinin de rivâyetleri aynıdır. Ebû Humeyd şöyle dedi: Ben Resûlüllah’ın namazını en iyi bileninizim. Oradakiler: (Öyleyse) açıkla, dediler- (Râvî) hadisi nakledip şöyle devam etti: (Ebû Humeyd) dedi ki: (Resûlüllah) secde yaptığı zaman ayak parmaklarını birazcık diker (ve kıbleye yöneltir), sonra " Allahu Ekber" deyip (başını) kaldırır ve sol ayağını büküp üzerinde otururdu. Daha sonra, son rekatte de aynısını yapardı. Sonra (Ahmed b. Hanbel) hadisi anlattı. Bu, Ebû Dâvûd'un ifadesidir. (Ebû Humeyd, devamla) şöyle dedi: Nihayet kendisinde(n sonra) selâm olan secdeye (son oturuşa) gelince sol ayağını (sağ tarafa) çıkardı ve sol kabasının üzerine (teverruk yaparak) oturdu. Ahmed, (Müsedded'den) fazla olarak şunu ilâve etti: Oradakiler, " doğru söyledin, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) aynen böyle namaz kılardı" dediler. (Ebû Dâvûd buyurdu ki:) Her ikisi (Ahmed ve Müsedded) de rivâyetlerinde ilk teşehhüdde Resûlüllah’ın nasıl oturduğunu anmadılar. Ebû Dâvûd, salâl 115 - 116; Tirmızî, mevâkît 110; Nesâî, Sehv 29; Dânmî, salât 92; Ahmed b. Hanbel, IV, 227; V, 424. 965- Muhammed b. Amr b. Halhala, bu önceki hadisi Muhammed b. Amr b. Atâ'dan " O, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’ın ashabından bir grupla beraber otururken..." diye nakletmiş. Ebû Katâde'yi anmamıştır. (Muhammed rivâyetinde) şunları da söyledi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ilk iki rekatte(n sonra) oturduğunda, sol ayağının üstüne, son rekât(in bitimin)de oturduğunda ise, sol ayağını öne çıkarıp kalçasının üzerine otururdu. 966- Muhammed b. Amr el-Âmirî'den nakledilmiştir ki: " Bir mecliste idim..." deyip bu(ndan önceki) hadisi nakledip şöyle dedi: Resûlüllah (ilk) iki rekâtte(n sonra) oturduğu zaman sol ayağının tabam üzerine oturur, sağ ayağım dikerdi. Dördüncü rekât olunca da sol kabasını yere koyar ve ayaklarını bir taraftan çıkarırdı. 967- Abbâs -veya Ayyaş- b. Sehl es-Sâidı'den rivâyet edildiğine göre; o, babasının da bulunduğu bir mecliste idi... (Râvî) hadiste (Ebû Humeyd'in) şöyle dediğini zikretti: - Hazret-i Peygamber, otururken Bu kelime secdenin halini beyan etmektedir. " Otururken" diye terceme ettiğimiz ) kelimesi aslında 733 no’lu hadiste olduğu gibi " secde ederken" mânasına olmalıdır. Çünkü oturmanın secde hali ile alâkası yoktur. avuçları, dizleri ve ayağının ön kısmına dayanıp secde yaptı. Akabinde sol kabası üzerine oturup diğer (sağ) ayağını dikti. Sonra tekbir alıp secdeye vardı. Sonra tekrar tekbir alıp doğruldu, fakat bu sefer kalçasının üzerine oturmadan kalktı ve diğer rek'atı kıldı. Aynen birinci rek'atte olduğu gibi tekbirini aldı, iki rek'atten sonra oturdu. (Bu ilk teşehhüdden sonra) ayağa kalkmak isteyince, tekbir alarak kalktı. Sonra diğer (son) iki rek'ati de kılıp sağına ve soluna selâm verdi. Ebû Dâvûd buyurdu ki: (Îsa b. Abdillah) hadisinde; teverrük ve ikinci rek'atten kalkarken elleri kaldırma hususunda Abdülhamid'in söylediklerini söylemedi. Ebû Dâvûd, salât 117. 968- Abbâs b. Sehl'den nakledilmiştir ki: Ebû Humeyd, Ebû Üseyd, Sehl b. Sa'd ve Muhammed b. Seleme bir araya geldiler. (Râvî) bu (evvelki) hadisi söyleyip iki rek'atten sonra kalktığı zaman elleri kaldırdığını ve (ikinci) oturuşu anmadan, şöyle dedi: Resûlüllah (rek'atleri) bitirdi ve sol ayağım büküp, sağının ucunu kıbleye çevirerek oturdu. |