171. Namazda Namazla İlgisi Olmayan Bir Harekette Bulunmak 918- Ebû Katâde'den rivâyet olunmuştur: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) kızı Zeyneb'in kızı Ümâme'yi (omuzunda) taşır olduğu halde namaz kılardı. Secdeye varacağı zaman indirir, (kıyama) kalkacağında da (omuzuna) bindirirdi. Nesâî, İmame 37. 919- Ebû Katâde (radıyallahü anh) (şöyle) demiştir: Bizler Mescidde oturmakta iken Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), kendi kızı Zeyneb ile Ebû'l-Âs b. er-Rebî'den olma kızı (yani torunu) Ümâme'yi omuzunda taşıyarak çıkageldi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Ümâme omuzunda olduğu halele namazı kıldı. Rükû'a varacağı zaman onu indiriyor, kalkacağı zaman da onu tekrar omuzuna bindiriyordu. Namazım bitirinceye kadar böyle yaptı. Nesâî, imame 37. 920- Ebû Katâde el-Ensârî şöyle demiştir: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i Ümâme bint Ebi’l-âs omuzunda olduğu halde halka namaz kıldırırken gördüm, secdeye varacağı zaman onu (yere) indiriyordu. Nesâî, imame 37. Ebû Dâvûd buyurdu ki: (Bu hadisin ravisi) Mahreme (her ne kadar bu hadisi babasından naklettiğini söylemişse de aslında) babasından sadece bir hadis dinlemiştir. 921- Ebû Katâde'den nakledilmiştir ki: Biz öğle yahut da ikindi namazı için Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ı beklemekte, Bilâl de (Fahr-i Kâinatı) namaza davet etmiş iken bir de baktık ki, kızının kızı Ümâme bint Ebi’l-Âs omuzunda olarak mescide girip namaz kılacağı yere durdu. (Ona, uyarak) biz de arkasına durduk. Ümâme ise, bulunduğu yerde (yani Resûlüllah'ın omuzunda) duruyordu. (Resûlüllah) tekbir aldı. Biz de tekbir aldık. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) rükû'a varmak isteyince onu tuttu (omuzundan aşağı) indirdi. Sonra rükû ve secdeye vardı. Secdeyi bitirip de ayağa kalkmak isteyince Ümâme'yi yine (eski) yerine koydu. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) namazı bitirinceye kadar her rekatta bunu yapmaya devam etti." Nesâî, imame 37. 922- Ebû Hureyre (radıyallahü anh)'den nakledilmiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): " Namazda iki siyah renkli (haşere)yi, (yani) yılanla akberi öldürünüz" buyurdu." Tirmîzî, salât 170; İbn Mâce, ikâme 146; Nesâî, sehv 12; Dârimî, salât 178, Ahmed b. Hanbel II, 233, 248, 255, 284, 473, 475, 490. 923- (Müsedded'in rivâyet ettiği lafızlar esas alınmak suretiyle:) Âişe (radıyallahü anhâ)’dan nakledilmiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (odasında) idi. -Ahmed'in rivâyetinde, " namaz kılıyordu" - Ve kapı da kapalı idi. Ben geldim (namazda olduğunu bilmeden) kapıyı açmasını istedim. Ahmed buraya " yürüdü" sözünü ilave etti. Bana kapıyı açtı. Sonra (geri geri giderek) namaz kıldığı yere döndü." (Hadisin râvilerinden Urve b. ez-Zübeyr) " kapı kıble cihetindeydi" demiştir. Nesâî, sehv 14; Tirmizî, cuma 68; Ahmed b. Hanbel, I, 74, VI, 31. |