15 - Dünyanın Bitmesi ve Kıyâmet Gününde Haşrin Beyanı Bâbı 7376- Bize Ebû Bekr b. Ebi Şeybe rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Abdullah b. İdris rivâyet etti. H. Bize İbnû Nümeyr de rivâyet etti. (Dedi ki): Bize "babamla Muhammed b. Bişr rivâyet ettiler. H. Bize Yahya b. Yahya da rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Mûsa b. A'ym haber verdi. H. Bana Muhammed b. Râfİ' dahi rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Ebû Üsâme rivâyet etti. Bu râvilerin hepsi İsmail b. E'oî Hâlid'den rivâyet etmişlerdir. H. Bana Muhammed b. Hatim de rivâyet etti. Lâfız onundur. (Dedi ki): Bize Yahya b. Saîd rivâyet etti. (Dedi ki): Bize İsmail rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Kays rivâyet etti. (Dedi ki): Ben Benî Fihrin kardeşi Müs-tevrid'den dinledim. (Şöyle diyordu): Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): «Vallahi âhiretin yanında dünya ancak birinizin şu parmağını denize koyduğu kadarcıktır. Parmağın ne ile döneceğine bir baksın!» buyurdular. Yahya şehadet parmağı ile ibarette bulunmuştur. Yahya'dan başka bütün râvilerin hadîsinde: «Ben bunu Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) söylerken işittim...» ibaresi vardır. Ebû Üsâme'nin hadîsinde: «Benî Fihrin kardeşi Müstevrid b. Şed-dâd'dan...» ibaresi vardır. Yine onun hadîsinde: «İsmail baş parmağıyle işaret etti, dedi.» İfadesi vardır. 7377- Bana Züheyr b. Harb rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Yahya b. Saîd, Hatim b. Ebî Sağîra'dan rivâyet etti. (Dedi ki): Bana İbn Ebî Müleyke, Kaâsım b. Muhammed'd en, o da Âişe'den naklen rivâyet etti. Şöyle dedi: Ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i: «İnsanlar kıyâmet gününde yalınayak, çıplak, sünnetsiz olarak hasredilecek.» buyururken işittim. — Ya Resûlallah! Kadın ve erkekler beraber olup, birbirlerine bakacaklar'mı? dedim. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): «Yâ Âişe! Mesele birbirlerine bakmaktan da kötü!» buyurdular, 7378- Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe ile İbn Nümeyr' de rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Ebû Hâlid El-Ahmer, Kâtım b. Ebî Sağîra'dan bu is-nadla rivâyet etti. Ama hadisinde «sünnetli olarak...» tâbirini anmadı. 7379- Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe ile Züheyr b. Harb, İshak b. İbrahim ve İbn Ebî Ömer rivâyet ettiler. (İshak: Ahberana, ötekiler: Haddesena tâbirlerini kullandılar. Dediler ki): Bize Süfyan b. Uyeyne, Amr'dan, o da Saîd b. Cübeyr'den, o da İbn Abbâs'dan naklen rivâyet etti. İbn Abbâs, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'i hutbe okurken dinlemiş. Şöyle diyormuş: «Şüphesiz ki, sîz Allah'a yürüyerek yalınayak, çıplak, sunnetsiz olarak kavuşacaksınız.» Züheyr kendi hadîsinde: «Hutbe okurken...» kaydını anmamıştır. 7380- Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Veki' rivâyet etti. H. Bize Ubeydullah b. Muâz da rivâyet etti. (Dedi ki): Bize babam rivâyet etti. Her iki râvi Şu'be'den rivâyet etmişlerdir. H.. Bize Muhammed b. Müsennâ ile Muhammed b. Beşşar dahi rivâyet ettiler. Lâfız İbn Müsennâ'nındır. (Dediler ki): Bize Muhammed b. Ca'fer rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Şu'be, Muğîra b. Nu'man'dan, o da Saîd b. Cübeyr'den, o da İbn Abbâs'dan naklen rivâyet etti. (Şöyle dedi): Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bir va'z dolayısıyle hutbe okumak için aramızda ayağa kalktı ve: "Ey insanlar! Hiç şüphe yok ki, siz Allah'a yalınayak, çıplak, sünnetsiz olarak hasredileceksiniz. (İlk yaratmaya nasıl başladıksa, üzerimize va'd olarak onu öylece iade edeceğiz. Biz va'dimizİ yaparız.) Süre-i Enbiya, âyet: 104 Dikkat edin ki, kıyâmet gününde mahlûkatın ilk giydirileni İbrahim (aleyhisselâm) olacaktır. Dikkat edin ki, benim ümmetimden bir takım adamlar getirilecek, fakat onlar sol tarafa alınacaktır. Bunun üzerine ben: Yarabbi! Bunlar benim ashabınıdır, diyeceğim. (Bana) ; Bunların senden sonra ne modalar çıkardıklarını sen bilmezsin? denilecek? Ben de sâlih kulun dediği gibi (Ben onlara aralarında bulunduğum müddetçe şâhid oldum. Benim ruhumu kabzedince (artık) onların üzerine rakib sen oldun. Sen her şeye şâhidsin. Onları azab edersen, şüphesiz onlar senin kullarındır. Affedersen şüphe yok ki, Aziz Hakim olan ancak sensin) Sure-i Mâide, âyet: 117-118 diyeceğim. Bunun üzerine bana: Sen onlardan ayrılalı onlar geriye dönmekte devam ettiler, denilecektir.» Veki' ile Muâvın hadîsinde: «Bunun üzerine sen onların, senden sonra ne modalar çıkardıklarını bilmezsin, denilecek...» cümlesi vardır. Bu rivâyetleri Buhârî «Kitâbu'r-Rikâk»'da; Hazret-i Âişe rivâyetini Nesâî «Kitâbu’l-Cenâiz» ile «Kitabu't-Tefsir»'de; İbnû Mâce Kitabu'z-Zühd»'de tahric etmişlerdir. Bâbımızın ilk rivâyetindeki «Bınıeterciu» kelimesi «Bimeyerciu» şeklinde de rivâyet edilmiştir. Bu takdirde zamir parmağa değil, şahsa râci olur. Fakat zamirin parmağa râci olması daha münâsibdir. Maksad parmağa çok su dokunmaz, demektir. Hadîsden murad şudur: Âhiretin devamlı lezzet ve nimetlerine nisbetle dünyanın fâni nimetleri denizden alınan bir katre gibidir. Gurl: Ağrelin cem'idir. Ağrel sünnet edilmemiş kimse demektir. Çocuğu sünnet ederken kesilen deri parçasına arablar gürle derler. Ü\x na-disaen maksad; kıyâmet gününde insanların cisimlerinden hiç bir şey kaybetmemek şartıyle dünyaya geldikleri andaki şekilleriyle haşrolunacaklarını beyândır. Kıyâmet gününde İbrahim (aleyhisselâm)’in Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem)’den önce giydirilmesi bâzılarına göre sünnet olmak ilk defa onun şeriatında meşru olduğu içindir. Sünnet olurken avret mahalli açıldığı için tesettür mukâfatı evvelâ ona verilecektir. Bazıları bundaki hikmetin Hazret-i İbrahim ateşe atılırken elbisesinden soyulmuş olmasını söylemişlerdir. Bu rivâyetteki sâlin kuldan murad Isâ (aleyhisselâm)'dır. Âyet-i kerîme onun sözlerini beyan etmektedir. Mürtedlerden murâd; ne olduğu ihtilaflıdır. Bazılarına göre bunlar Hazret-i Ebû Bekr devrinde dinden dönenlerdir. Hallâbi: «Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) murted sözüyle dinden dönenleri değil, vazifelerini yapmayanları kastetmiştir. Allah'a hamdolsun ki, sahabeden hiç bir kimse dinden dönmemiş sadece bedevilerden bir takım beyinsizler dönmüşlerdir.» diyor. Kâdî Iyâz da: «Bunlar biri asîler, diğeri küfre dönenler olmak üzere iki sınıfdır.» demiştir. Bu hadîsin şerhi «Kitâbu't-Tahara»'da geçmişti. Müslim sarihlerinden Übbî , Peygamberlerin yüksek makamlarına bakarak onların çıplak haşredilmeyeceklerine kail olmuştur. Ona göre İbrahim (aleyhisselâm)’in giydirilmesi haşrden önce kabirden kalkarken olacaktır. 7381- Bana Züheyr b. Harb rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Ahmed b. İshak rivâyet etti. H. Bana Muhammed b. Hatim de rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Beliz rîvâyet etti. Her iki râvî demişler ki: Bize Vüheyb rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Abdullah b. Tavus babasından, o da Ebû Hüreyre'den, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den naklen rivâyet etti. (Şöyle buyurmuşlar): «İnsanlar üç fırka olarak haşredileceklerdir. 1- İstekliler, ürkekler, 2- iki kîşi bir deve üzerinde, üç kişi bir deve üzerinde, dört kişi bir deve üzerinde ve on kişi bir deve üzerinde olanlar, 3- Geri kalanlarını cehennem toplayacak, geceledikleri yerde onlarla beraber geceleyecek, istirahat ettikleri yerde onlarla beraber istirahat edecek; sabahladıkları yerde onlarla beraber sabahlayacak, akşamladıkları yerde onlarla beraber ak-şamliyacaktır.» Bu hadîsi Buhârî «Kitâbu'r-Kikak»'da tahric etmiştir. Onun rivâyetinde «Râğıbîne» ve «Rahibine» kelimeleri birbiri üzerine vav ile at-îedilmişlerdir. İsteklilerden murad; ilk davrananlardır. Ürkeklerden murad da; mü'minlerin geri kalanları ve külfardır. Bunlar birinci fırkayı teşkil edenlerdir ki, fırsat elde İken hemen hayvanlarına binerek ilerisi için ümitli, geride bıraktıklarından ürker bir halde yola koyulacaklardır. İkinci fırka yalnız başına binecek hayvan bulamadığı için ele geçirdikleri hayvana İkişer ikişer, üçer üçer ilâh... bineceklerdir. Üçüncü fırkaya binecek hayvan kalmayacak, onları ateş toplayıp sürecektir. Buradaki ateşten murad; dünya ateşidir. Bazıları bunun fitne ateşi olduğunu söylemişlerdir. Kurtubî haşrin ikisi dünyada, ikisi de âhirette olmak üzere dört defa yapılacağım söylemiştir. Buradaki haşir kıyâmetin önce dünyanın sonur.ia olacaktır ki, kıyâmet alâmetlerinin en sonuncusu da budur. Nitekim bu cihet kıyâmet alâmetleri bahsinde göreceğimiz bir hadîsle sarahaten bildirilmiştir. |