7- Gerçekten İnsan Zenginliğini Görünce Azar... Âyet-i Kerimesi Bâbı 7243- Bize Ubeydullah b. Muaz ile Muhammed b. Abdi’l-A'la El-Kaysî rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Mu'temir, babasından rivâyet'etti. (Dedi ki): Bana Nuaym b. Ebî Hind, Ebû Hâzim'den, o da Ebû Hüreyre'den naklen rivâyet etti. (Dedi ki): Ebû Cehl: — Muhammed sizin aranızda halâ yüzünü toprağa sürtüyor mu? dedi. Kendisine: Evet! cevabı verildi. Bunun üzerine: — Lât ve Uzza'ya yemin ederim ki onu, bunu yaparken görürsem mutlaka boynuna basarım. Yahut mutlaka yüzünü toprağa gömerim, dedi. Az sonra Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) namaz kılarken onun yanına vardı. Boynuna basınak niyetinde idi, fakat birdenbire onu bırakıp geri döndüğünü ve elleriyle korunduğunu gördüler. Kendisine: — Sana ne oldu? denildi. — Gerçekten onunla benim aramda ateşten bir hendek, korkunç bir Şey ve bir takım kanatlar var, dedi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) de: «Bana yaklaşmış olsaydı melekler onu birer birer uzuvlarını koparırdı!» buyurdular. Râvi Dedi ki: Bunun üzerine Allah (azze ve celle) —Ebû Hüreyre'nin hadîsinde midir, yoksa duyduğu bir şey midir bilmiyoruz—: "Hayır! Gerçekten İnsan kendini zengin görünce azar. Hiç şüphe yok ki, dönüş Rabbinedir. Bir kulu namaz kılarken meneden kimseye ne dersin? Ya hidâyet üzere ise; veya takvayı emrederse ne dersin! Yalanladı ve dönüp gitti ise (Ebû Cehl'i kastediyor) ne dersin? Bilmez mi ki, Allah görüyor! Hayır! Eğer vazgeçmezse mutlaka alnına yapışacağız. Yalancı, günahkâr alına! O meclisini çağırsın. Biz zebanileri çağıracağız! Hayır! Ona itaat etme!" Sûre-i Alâk, âyet: 6-19. âyetlerini indirdi. Ubeydullah kendi hadîsinde ziyâde etti: «Ve ona ne emretti ise etti.» dedi. İbra Abdi’l-A'lâ da: «Meclisini yani; kavmini çağırsın...» ibaresini ziyâde etti. Anlaşılıyor ki, Ebû Cehl zenginliğine güvenerek fazla şımarmış, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in namaz kılmasını, Muhammed yüzünü toprağa sürtüyor mu? diye alaylı bir edâ ile sormuş. Kıldığını anlayınca, taptığı en büyük putlardan lât ile uzza'ya yemin ederek onu namaz kılarken görürse mutlaka boynuna basacağına söz vermiştir. Fakat bu kadar alayişle ilân ettiği kahramanlık komedisi az sonra pek gülünç bir hezimetle nihayete ermiş, boynunu toprağa gömmek için gittiği Resûl-i Kibriya'nın kılına bile dokunamadan neye uğradığını anlayamamış, birdenbire geri dönmüştür. Ve her halde yalanı şanına yedirememiş olacak ki, o anda gördüklerini dosdoğru söylemiştir. Evet, Ebû Cehil o anda önünde ateşten bir hendek, korkunç bir manzara ve meleklerin kanatlarını görmüştür. Allah her şeye kadirdir. Resûl-ü Zişânını insanların şerrinden koruyacağına kefil olmuş ve böyle nice tehlikeli anlarda çeşitli mucizelerle onu korumuştur. Bu hususta hadîsler çoktur. |