11- Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in Hareminin Şüpheden Beri Oluşu Bâbı 7199- Bana Züheyr b. Harb rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Affan rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Hammad b. Seleme rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Sabit, Enes'den naklen haber verdi ki: Bir adam Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in Üramü Veled câriyesiyle itham olunuyormuş. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Âlî'ye: «Git şunun boynunu vuruver!» buyurmuşlar. Alî o adama gitmiş. Bir de bakmış ki, bir kuyunun içinde serinliyor. Alî ona: — Çık! demiş ve elinden tutarak çıkarmış ve görmüş ki, adam bubdur. Âleti yoktur. Alî hemen ondan vaz geçmiş. Sonra Peygamer (sallallahü aleyhi ve sellem)’e gelerek: — Ya Resûlallah! O adam nıecbu'omuş. Onun âleti yok, demiş. Yerinde de görüldüğü vecihle Ümmü Veled sahibinin döl almak iğin ayırdığı câriyedir. Böyle bir câriye hürriyetini kazanmaya yaklaşmış demektir. ftlecbûb: Tenasül âleti kesilmiş erkektir. Kâdi Iyâz diyor ki: «Allahü teâlâ, Peygamberinin haremini böyle bir şeyden tenzih etmiştir. Buradaki öldürme emri de hakikattir. Çünkü Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) o adamı cariyesi ile konuşmaktan men etmişti. O buna muhalefet edince ölüme müstehak olmuştur. Yahut Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bundan eziyet duymuştur. Buna eziyet etmek ise küfürdür. Katli icâb eder, Maamafih katilden hakikat mânâ kastedilmemiş de olabilir. Bu takdirde Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) o adamın mecbûb olduğunu bilirmiştir. Hazret-i Alî'ye onu öldürmesini emir buyurması hâli meydana çıksın da, töhmet ortadan kalasın diyedir.» Bazıları bu adamın münafık olması ihtimâlinden bahsetmiş ölümü başka bir yoldan hak etmiş olabileceğini söylemişlerdir. |