19- Günün Evvelinde ve Uyku Anında Tesbih Bâbı 7088- Bize Kuteybe b. Saîd ile Amm'n-Nâkıd ve İbn Ebî Ömer rivâyet ettiler. Lâfız İbn Ebi Ömer'indir. (Dediler ki): Bize Süfyân, Talha oğullarının azadlısı Muhammed b. Abdirrahman'dan, o da Küreyb'den, o da İbn A'ubasd'an, o da Cüveyriye'den naklen rivâyet etti ki: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): Cüveyriye onun mescidinde iken sabah namazım kıldığı vakit erkenden yanınmış çıkmış. Sonra kuşluk zamanı geçtiğinde dönmüş. Cüveyriye oturuyormuş. Bunun üzerine: «Sen hâlâ benim bıraktığım hal üzere misin?»" diye sormuş. Cüveyriye: — Evet! diye cevab vermiş. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): «Gerçekten senden ayrıldıktan sonra üç defa dört kelime söyledim ki, bunlar senin bugünden beri söylediklerinle tartılsa, onların ağırlığını tutar: Allah'ı mahlûkatı sayısınca nefsinin rızasınca, arşının ağırlığınca kelimelerinin mislince hamdiyle birlikte noksanlıklardan tenzih ederim.» buyurmuşlar. 7089- Bize Ebû Beler b. Ebî Şeybe ile Ebû Kûreyb ve İshak, Muhammed b. Bişr'den, o da Mis'ar'dan, o da Muhammed b. Abdirrahman'dan, o da Ebî Rişdîn'den, o da İbn Abbâs'dan, o da Cüveyriye'den naklen rivâyet ettiler. Cüveyriye, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in sabah namazını kıldığı vakit yahut sabah namazını kıldıktan sonra kendisinin yanına uğradığını söylemiş. Ve râvi yukarki hadîs gibi nakilde bulunmuş; yalnız o: «Allah'ı mahlûkatının sayısınca tenzih ederim. Allah'ı kendi rızasınca tenzih ederim. Allah'ı arşının ağırlığınca tenzih ederim. Allah'ı kelimelerinin mislince tenzih ederim.» demiştir, Hazret-i Cüveyriye ezvâcı tahiratdandır. Benî Müstalik kabilesinin reisi Haris b. Ebî Dırâr’ın kızıdır. Ve elliyedi tarihinde vefat etmiştir. Burada Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in mescidinden murad namaz kıldığı yerdir. Midad: Meded mânâsına masdar olup, bir şeyi çoğaltan imdad mânâsına gelir. Burada sayıda misli manasınadır. Bazıları bitip tükenmemek hususunda Allah'ın kelimelerinin misli: Bir takımları da sevab hususunda misli olduğunu söylemişlerdir. Midadın burada kullanılması mecazdır. Çünkü Allah'ın kelimeleri saymakla bitmez. Maksad çokluğunu göstermek için mübalâğadır. Çünkü evvelâ çok sayıyla ifâde edilebilecek mahlûkatı zikretmiş, sonra arş-ı âlânın ağırlığına geçmiş. Sonra bundan daha büyüğüne yükselmiş ve onu midad kelimesiyle ifade buyurmuştur. Maksad Allahü teâlâ’nın kelimeleri nasıl saymakla bitmezse, ben de kendisini öylece tenzih ederim, demektir. 7090- Bize Muhammed b. Müsennâ ile Muhammed b. Beşşâr rivâyet ettiler. Lâfız İbn Müsennâ'nındır. (Dediler ki): Bize Muhammed b. Ca'fer rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Şube, Hakem'den rivâyet etti. (Dedi ki): Ben İbn Ebi Leylâ'dan dinledim. (Dedi ki): Bize Ali rivâyet etti. Ki: Fâtıme elindeki değirmen taşından duyduğu rahatsızlıktan şikâyet etmiş. Derken Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e esirler gelmiş. Fâtıme ona gitmişse de bulamamış ve Âişe'ye raslayarak ona haber vermiş. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) gelince Âişe, Fatıme'nin ona geldiğini kendisine haber vermiş. Ali Dedi ki: Bunun üzerine Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) yanımıza geldi. Biz döşeklerimize yatmıştık. Hemen kalkmaya davrandık. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'. «Yerlerinizde kalın!»buyurdu. Ve aramızda oturdu. Hattâ göğsümün üzerinde ayağının soğukluğunu hissettim. Sonra şöyle buyurdular: «Size istediğinizden daha hayırlısını öğreteyim ni? Döşeklerinize yattığınız vakit Allah'a otuz dört defa tekbir, otuz üç defa teşbih, otuz üç defa da tahmid getirmelisiniz. Bu sizin için hizmetçiden daha hayırlıdır.» 7091- Bize bu hadîsi Ebû Bekr b. Ebî Şeybe de rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Veki' rivâyet etti. H. Bize Ubeydullah b. Muâz da rivâyet etti. (Dedi ki): Bize babam rivâyet etti. H. Bize İbn Mûsenna dahi rivâyet etti. (Dedi ki): Bize İbn Ebi Adiy rivâyet etti. Bu râvilerin hepsi Şu'be'den bu isnadla rivâyet etmişlerdir. Muâz'ın hadîsinde: «Geceleyin her ikiniz yatağınıza yattığınızda...» cümlesi vardır. 7092- Bana Züheyr b. Harb da rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Süfyan b. Uyeyne, Ubeydullah b. Ebî Yezîd'den, o da Mücâhid'den, o da İbni Ebî Leylâ'dan, o da Ali b. Ebî Tâlib'den naklen rivâyet etti. H. 7093- Bize Muhammed b. Abdillah b. Nûmeyr ile Ubeyd b. Yaîş dahi Abdullah b. Nümeyr'den rivâyet ettiler. (Dedi ki): Bize Abdû'l-Melik Atâ' b. Ebî Rebah'dan, o da Mücâhid'den, o da İbn Ebî Leylâ'dan, o dal Alî'den, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den naklen Hakem'in, İbn Ebî Leylâ'dan rivâyet ettiği hadîs gibi rivâyette bulundu. Bu hadîsde o şunu da ziyâde etti: «Ali dedi ki: Ben bunu Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den işi-teli beri terketmedim. Kendisine: — Sılfın gecesinde de mi? dediler. — Sıffın gecesinde de! cevâbını verdi.» Atâ'nın Mücâhid'den, onun da İbn Ebî Leylâ'dan rivâyet ettiği ha-dîsde: «Râvi dedi ki: Ona: — Sıffın gecesinde de mi? dedim...» cümlesi vardır. 7094- Bana Ümeyye b. Bistâm El-Ayşî rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Yezîd (yani; İbn Zürey') rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Havlı (bu zat İbn Kâsım'dır) Süheyl'den, o da babasından, o da Ebû Hüreyre'den naklen rivâyet etti ki: Fâtime hizmetçi istemek için Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’e gelmiş ve işten şikâyet etmiş. Bunun üzerine: «Onu bizde bulamıyacaksın!» buyurmuş. Şöyle devam etmiş: «Sana hizmetçiden daha hayırlı bir şey göstereyim mi: Yatağına yaî-tığın vakit otuz üç defa teşbih, otuz üç defa tahmid, otuz dört defa da tekbir getirirsin.» 7095- Bu hadîsi bana Alımed b. Said Ed-Dârimî de rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Habban rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Vüheyb rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Süheyl bu isnadla rivâyet etti. Bu hadîsi Buhârî «Kitâbu Fedâili Ashabu'n-Nebî»'de tahric etmiştir.: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), Hazret-i Ali ile Fâtıme'yi yatakta bulduğu halde kalkmamalarını emir buyurması, Hazret-i Ali'nin onun ındinde pek büyük mertebe sahibi olduğuna delildir. Ulemâdan bazılarına göre hadîs-i şerif, uykuya yatarken bu duayı okuyanlara bir güçlük ve sakatlık arız olmayacağına delildir. Çünkü Hazret-i Fâtime çalışmaktan yorulduğundan şikâyet etmişti. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) onlara öğreteceği duanın hizmetçiden daha hayırlı olduğunu beyân buyurmuşlardır, Kâdî Iyâz'a göre: Buradaki hayrdan murad: Âhiret ameli dünya işlerinden daha hayır lıdır, demektir. Hazret-i Ali: «Ben bunları Sıffın gecesinde de bırakmadım...» diyerek bu tesbihleri hayatının en şiddetli anlarında bile terketmediğini bildirmiştir. Sıffın gecesinden murâd, Hazret-i Ali ile Şamlılar arasında vuku bulan şiddetli harbdir. Sıffın, Fırat nehrine yakın bir yerdir. |