Geri

   

 

 

 

İleri

 

16- Kötü Hükümden Şekavet Erişmesinden ve Başkalarından Allah'a Sığınma Hususunda Bir Bab

7052- Bana Amru'n-Nâkıd ile Züheyr b. Harb rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Süfyan b. Uyeyne rivâyet etti.

(Dedi ki): Bana Sü-mcy, Ebû Sâlih'den, o da Ebû Hüreyre'den naklen rivâyet etti ki: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) kötü hükümden şekavet erişmesinden, düşmanların gülmesinden ve kötü halden Allah'a sığmırmış

Amr kendi hadîsinde şöyle dedi: «Süfyan: Ben bunlardan birini zil yade etmiş olmamdan şüphe ediyorum, dedi.»

7053- Bize Kuteybe b. Saîd rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Leys rivâyet etti. H.

Bize Muhammed b. Rumh da rivâyet etti. Lâfız onundur.

(Dedi ki) Bize Leys, Yezîd b. Ebî Habîb'den, o da Haris b. Ya'kub'dan naklen rivâyet etti. Ona da Yakub b. Abdillah rivâyet etmiş ki: Kendisi Büsr b. Saîd'i şöyle derken işitmiş: Ben Sa'd b. Ebî Vakkas'ı şunu söylerken dinledim: Ben Havle binti Hakim Es-Sülemiyye'yi dinledim. Şöyle diyordu: Ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’ı:

«Bir kimse bir yere iner de, sonra Allah'ın tam olan kelimeleriyle yarattıklarının şerrinden sığınırım, derse, o yerden gidinceye kadar ona hiç bir şey zarar vermez.» buyururken işittim.

7054- Bize Harun b. Ma'ruf ile Ebû't-Tâhir ikisi birden İbn Vehb'den rivâyet ettiler. Lâfız Harun'undur.

(Dedi ki): Bize Abdullah b. Vehb rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize de Amr (bu zat İbn Hâris'dir) haber yerdi. Ona da Zeyd b. Ebî Hasib ile Haris b. Ya'kub, Ya'kub b. Abdillah b. Eşec'den, o da Bûsr b. Saîd'den, o da Sa'd b. Ebi Vakkas'dan, o da Havle binti Hakim Es-Sülemiyye'den naklen rivâyet etmişler ki: Havle, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i:

«Biriniz bir yere indi mi Allah'ı tam olan kelimeleriyle yarattıklarının şerrinden Allah'a sığınırım, desin. Çünkü oradan gidinceye kadar kendisine bir şey zarar vermez.» buyururken işitmiş.

7055- Ya'kub

(Dedi ki): Ka'kâ' b. Hakim de, Zekvân'dan, o da Ebû Sâlih'den, o da Ebû Hüreyre'den, naklen söyledi ki: Ebû Hüreyre (Şöyle dedi): Bir adam Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e gelerek:

— Ya Resûlallah! Dün akşam beni sokan bir akrebden neler çektim! dedi.

«Akşamladığın zaman Allah'ın tam olan kelimeleriyle yarattıklarının şerrinden (ona) sığınırım deseydin; sana zarar vermezdi.» buyurdular.

7056- Bana îsa b. Hammad El-Mısrî de rivâyet etti. Dedi ki Leys, Yezid b. Ebi Habib'den, o da Ca'fer'den, o da Ya'kub'dan Bana nalken haber verdi ki: Ya'kub kendisine Gatafan'ın azatlısı Ebû Salih'in haber verdiğini söylemiş, o da Ebû Hüreyre'yi şöyle derken işitmiş: Birjadam:

— Ya Resûlallah! Beni akreb soktu, dedi...

Râvi İbn Vehb'in hadîsi gibi rivâyette bulunmuştur.

Buhârî «Kitâbu'd-tahric «Kitâbu'l-istiâze»'de,

Bu hadîsin Ebû Hüreyre rivâyetini Deavât» ile «Kitâbu'l-Kader»'de; Nesâî etmişlerdir.

Cehd: Meşakkat ve baş sıkısı demektir.

İnsanın kendinden defetmeye gücü yetmeyen meşakkate cehdü’l-belâ derler. Hazret-i Abdullah İbn Ömer'in Cehdü'l-belâ'yı malın azlığı, evlâdın çokluğudur diye tefsir ettiği rivâyet olunur.

Şekavet, saadetin zıddıdır. Şiddet ve güçlük demektir. İbn Battal şekâvetin dünyevî ve uhrevî olmak üzere iki kısma ayrıldığını, kötü hükmün dahi nefis, mal, aile, son nefes ve âhiret umuruna şâmil olduğunu söylemiştir. Kaza, hüküm demek ise de, burada hakkında hükürr verilen şey manasınadır. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bu duasını dahi ümmetine ta'lim için yapmıştır. Hadîs-i şerîf son derece cemiyetli dir. Çünkü kötü bir şey ya mebde yahut nihayet itibariyle düşünülebilir Mebde itibariyle tasavvur olunan kötülük, hükmün yani hakkında ezeldi takdir buyurulan şeylerin kötü olmasıdır. Nihayet yani âhiret hususund; tasavvur edilen kötülük ise hakikî şekavettir. Kötülük bir de hayat hususunda tasavvur olunabilir. Bu ya başkalarından gelir ki, düşmanlar kötülük geldi diye sevinir, gülerler. Yahut insana kendinden gelir. Bu da Cehdü'l-belâ'dır.

Tam olan kelimelerden murad; bazılarına göre noksanı ve kjusuru o mayan kelimelerdir. Bir takımları bunun şifalı kelimeler demek olduğunu söylemiş, bazıları da bundan maksad Kur'ân'dır demişlerdir.