Geri

   

 

 

 

İleri

 

50- «Kişi Sevdiğiyle Beraberdir» Hadisi Bâbı

6878- Bize Abdullah b. Mesleme b. Ka'neb rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Mâlik, İshak b. Abdillah b. Ebî Talha'dan, o da Enes b. Mâlik'i ki Bi bedevi Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den naklen rivâyet etti ki:

Bir bedevi Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)

— Kıyâmet ne zaman kopacak? diye sormuş. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ona:

«Sen kıyâmet için ne hazırladın?» demiş. Bedevi: — Allah ile Resûlünün sevgisini! cevâbını vermiş, «Sen sevdiklerinle berabersin!» buyurmuşlar.

6879- Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe ile Amru'n-Nâkıd, Züheyr b. Harb, Muhammed b. Abdillah b. Nümeyr ve İbn Ebî Ömer rivâyet ettiler Life Züheyr'indir. (Dediler ki): Bize Süfyân Zührî'den, o da Enes’den naklen rivâyet etti. Enes şöyle dedi: Bir adam: — Ya Resûlallah! Kıyâmet ne zaman kopacak? diye sordu Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem);

«Sen onun için ne hazırladın?» dedi. Adam büyük bir şey söylemedi. Lâkin:

— Ben Allah ve Resûlünü severim! dedi.

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

«O halde sen sevdiklerinle berabersin.» buyurdular.

6880- Bana bu hadîsi Muhammed b. Râfi’ ile Abd b. Humeyd rivâyet ettiler. Abd: Ahberanâ; İbn Râfi' ise: Haddesenâ tâbirlerini kullandılar. (Dediler ki): Bize Abdürrezzâk rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Ma'mer, Zührî'den naklen haber verdi.

(Dedi ki): Bana Enes b. Mâlik rivâyet etti ki: Bedevilerden bir adam Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e gelmiş...

Râvi yukarki hadîs gibi rivâyet etmiştir. Yalnız o:

«Kıyâmet için kendimi övecek çok bir şey hazırlamadım.» demiştir.

6881- Bana Ebû'r-Rabî' El-Atekî rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Hammad (yani İbn Zeyd) rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Sabit El-Bûnânî, Ertes b. Mâlik'den rivâyet etti. Enes şöyle dedi: Bir adam Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e gelerek:

— Ya Resûlallah! Kıyâmet ne zaman kopacak? diye sordu. (O da) ; «Sen kıyâmet için ne hazırladın!» dedi. Adam:

— Allah ile Resûlünün sevgisini! cevâbını verdi. «O halde sen sevdiklerinle berabersin!» buyurdular.

Enes Dedi ki; İslâm'dan sonra artık Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in:

«O halde sen sevdiklerinle berabersini» sözünden daha çok hiç bir şeye sevinmedik,

Enes şöyle dedi: İşte ben de Allah ile Resûlünü ve Ebû Bekir'le Ömer'i seviyorum! Onların amelleri gibi amel etmediysem de, onlarla heraber olmayı ümid ediyorum.

6882- Bize bu hadîsi Muhammed b. Ubeyd El-Guberî rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Ca'fer b. Süleyman rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Sabit El-Bûnânî, Enes b. Malik1 den, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den naklen rivâyet etti. Ama Enes'in: «Ben de Allah ve Resûlünü seviyorum» sözünü ve ondan sonrasını anmadı.

6883- Bize Osman b. Ebî Şeybe ile İshâk b. İbrahim rivâyet ettiler. İshâk: Ahberanâ, Osman ise: Haddesenâ tâbirlerini kullandılar. (Dediler ki): Bize Cerîr Mansur'dan, o da Salim b. EM’l-Ca'd'dan naklen rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Enes b. Mâlik rivâyet etti. Enes şunu söylemis: Bir defa ben ve Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) mescidden çıkıyorduk. Bize mescidin eşiğinde bir adam rastladı. Ve:

— Ya Resûlallah! Kıyâmet ne zaman kopacak? diye sordu.

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

«Sen onun için ne hazırladın?» dedi. Galiba adam tevazu gösterdi. sonra:

— Ya Resûlallah! Ben onun için çok namaz, oruç ve sadaka hazırlamadım. Lâkin ben Allah'ı ve Resûlünü severim, dedi. «O halde sen sevdiklerinle berabersin!» buyurdular.

6884- Bana Muhammed b. Yahya b. Abdi’l-Aziz El-Yeşkûrî rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Abdullah b. Osman b. Cebele rivâyet etti.

(Dedi ki): Bana babam, Şu'be'den, o da Amr b. Murra'dan, o da Salim b. Ebi’l-Ca'd’dan, o da Enes'den, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den naklen bu hadîsin mislini rivâyet etti.

6885- Bize Kuteybe rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Ebû Avâne, Katâde’den, o da Enes'den naklen rivâyet etti. H.

6886- Bize İbn MÜsennâ ile İbn Beşşâr da rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Muhammed b. Ca'fer rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Şu'be Katâde'den rivâyet etti. Katâde, ben Enes'den dinledim, demiş. H.

6887- Bize Ebû Gassan El-Mismaî ile Muhammed b. Müsennâ dahi rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Muâz (yani İbn Hişam) rivâyet etti.

(Dedi ki): Bana babam Katâde'den, o da Enes'den, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den naklen bu hadîsi rivâyet etti.

6888- Bize Osman b. Ebî Şeybe ile İshâk b. İbrahim rivâyet ettiler. İshak: Ahberanâ; Osman ise: Haddesenâ tâbirlerini kullandılar, (Dediler ki): Bize Cerîr, A'meş'den, o da Ebû Vâil'den, o da Abdullah'dan naklen rivâyet etti. Abdullah Şöyle dedi: Bir adam Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e gelerek:

— Ya Resûlallah! Bir kavmi oulara yetinmediği halde seven bir adam hakkında ne buyurursun? dedi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

«Kişi sevdikleriyle beraberdir.» buyurdular.

6889- Bize Muhammed b. Müsennâ ile İbn Beşşâr rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize İbnü Ebî Adiy rivâyet etti. H.

Bana bu hadîsi Bİşr b. Hâlid de rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Muhammed (yani İbn Ca'fer) haber verdi.

Her İkr râvi Şu'be'den rivâyet etmişlerdir. H.

Bizö İbn Nümeyr de rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Ebû'l-Cevvâb rivâyet etti

(Dedi ki): Bize Süleyman b. Karnı rivâyet etti;

Bu râviler toptan Süleyman'dan, o da Ebû Vâil'den, o da Abdullah’dan, o'da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den naklen bu hadîsin mislini riyâyet etmişlerdir.

6890- Bize Ebû Bekr b. Ebi Şeybe ile Ebû Küreyb rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Ebû Muâviye rivâyet etti. H.

Bize İbnü Nümeyr de rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Ebû Muâviye ile Muhammed b. Ubeyd, A'meş'den, o da Şakık'den, o da Ebû Mûsa'dan naklen rivâyet ettiler. Ebû Mûsa şöyle dedi: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’e bir adam geldi.,.

Ve Cerîr'in A'meş'den rivâyet ettiği hadîs gibi rivâyette bulundu. Bu rivâyetleri Buhârî «Kitâbu'l-Edeb»de tahric etmiştir. .

Hadîs-i şerif müslümanların cennette sevdikleriyle beraber, olacaklarını bildirmektedir. İbnü Battal: -Bir kimse bir kulu Allah icin severse muhakkak Allah onları cennetinde biraraya getirecektir. Velevki ameli, sevdiği" zâtın amelinden az olsun. Bunun sebebi o zatın sulehâyı tâat ve ibâdetlerinden dolayı sevmesidir. Allahü teâla sulehâya verdiği sevabı ona da verir. Çünkü niyet asıldır. Amel, niyete bağlıdır. Allah fadl-u ihsarıım dilediğine verir.» demiştir.

«Kıyâmet için büyük bir şey hazırlamadım...» diyen zatın muradı kıldığım nafile namazlar, tuttuğum nafile oruçlar, verdiğim nafile sadakalar çok değildir, demektir.

Bu. rivâyetler Allah ve Resûlünü, sulehâyı ve hayr ehlini sevmenin faziletine delildirler. Sulehâyı sevmenin faydasını görmek için onların yaptıklarım yapmak şart değildir.