Geri

   

 

 

 

İleri

 

22- Fuhuşundan Korkulan Kimseye Yumuşak Davranma Bâbı

6761- Bize Kuteybe b. Saîd İle Ebû Bekr b. Ebî Şeybe, Amru'n-Nâkid, Züheyr b. Harb ve İbn Nümeyr hep birden İbn Uyeyne'den rivâyet ettiler. Lâfız Züheyr'indir.

(Dedi ki): Bize Süfyân (bu zât İbn Uyeyne'dir) İbn Münkedir'den rivâyet etti. O da Urve b. Zübeyri şöyle derken işitmiş. Bana Âişe rivâyet etti ki, bir adam Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in yanına girmek için izin istemiş. O da:

«Ona izin verin. Bu aşiretin oğlu ne fenadır. Yahut bu aşiretin adamı ne fenadır!» buyurmuş. Adam yanına girince Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) onunla yumuşak konuşmuş. Âişe Dedi ki, ben:

— Ya Resûlallah! Onun hakkında söylediğini söyledin. Sonra kendisiyle yumuşak konuştun? dedim.

«Yâ Âişe! Şüphesiz ki, kıyâmet gününde Allah nezdinde insanların en kötü mertebelisi, insanların fuhşundan korkarak kendisine veda ettiği yahut kendisini terk ettiği kimsedir.» buyurdular.

6762- Bana Muhammed b. Râü' ile Abd b. Humeyd ikisi birden Abdürrezzâk'dan rivâyet ettiler.

(Dedi ki): Bize Ma'mer İbn Münkedir’den bu isnadda bu hadîsin mânâsının mislini haber verdi. Yalnız o:

«Bu kavmin kardeşi ve aşiretin oğlu ne fenadır.» dedi.

Bu hadîsi Buhârî «Kitâbü'l--Edeb»'in bir iki yerinde; Ebû Dâvud «Kitâbu’l-Edeb»'de; Tirmizî «Kitâbu'l-Birr»'de muhtelif râvilerden tahric etmişlerdir.

İbn Battal'in beyânına göre gelen adamın ismi Uyeyne b. Hısn El-Fezârî'dir. Kendisine ahmak denilirmiş. O gün henüz inüslüman değilmiş. Fakat müslüman görünürmüş. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) herkesin bilmesi ve hâline aldanmaması için onu ashabına tanıtmak istemiştir. Bu adam Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in sağlığında olsun, vefatından sonra olsun imanının zayıflığına delâlet eden işler yapmış. Mürtedlerle beraber o da dinden dönmüş ve esir edilerek Hazret-i Ebû Bekr'e getirilmiştir. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in onu:

«Bu aşiretin kardeşi ne fenadır...» diye vasfetmesi nübüvvetine delâlet eden mucizelerindendir. Çünkü sonraları hâli onun vasfettiği gibi zuhur etmiştir. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ona yumuşak davranması ve huzuruna geldiği vakit konuşmakta olduğu Abdullah İbn Ümmi Mektum'u bırakarak onunla yumuşak konuşması kavminin müslüman olmasını ümit ettiği içindir. Bunun üzerine Teâlâ Hazretleri Abese Sûresinin ilk âyetlerini indirmişti, Hadîsteki aşiretten murad kabiledir.

Hadîs-i şerif kötülüklerinden korkulan bir kimseye karşı yumuşak davranmanın ve fışkını ilân eden fasıkın zemmi caiz olduğuna delildir. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) bu adamı methetmemiş, yalnız dünyaya ait bazı hususatta kalbini İslâm'a yatıştırmak için kendisiyle yumuşak konuşmuştur.