Geri

   

 

 

 

İleri

 

2- Anneye-Babaya Taatın Nafile Namaz Vesaireden İleri Tutulması Bâbı

6672- Bize Şeyban b. Ferruh rivâyet etti.

(Dedi ki) ; Bize Süleyman b. Muğîra rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Humeyd b. Hilâl, Ebû Râfi'den, o da Ebû Hüreyre'den naklen rivâyet etti ki, Şöyle dedi: Cüreyc bir manastırda ibâdet ediyordu. Derken annesi geldi.

Humeyd

Dedi ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in annesi onu çağırdığı vakit, elini nasıl kaşının üstüne koyduğunu, sonra başını ona kaldırarak çağırdığını tavsif buyurmasını Ebû Hüreyre'nin nasıl gösterdiğini bize Ebû Râfi' tavsif etti. Annesi Şöyle dedi:

— Yâ Cüreyc! Ben senin annenim, tenimle konuş! Annesi ona namaz kılarken tesadüf etmiş. Cüreyc:

— Allahım! Biri annem, biri namazım! demiş ve namazını tercih etmiş. Bunun üzerine annesi dö'nmüş. Sonra ikinci defa tekrar gelerek:

— Yâ Cüreyc! Ben senin annenim. Binâenaleyh benimle konuş! demiş. Cüreyc:

— Allahım! Biri annem, biri namazım! demiş ve (yine) namazını tercih etmiş. Annesi de:

— Allahım! Şüphesiz bu Cüreyc'dir. O benim oğlumdur. Kendisiyle konuştum, fakat o benimle konuşmayı kabul etmedi. Allahım! Ona fahişeleri göstermedikçe canını alma! demiş.

Humeyd: Annesi onun fahişe fitnesine düşmesi için duâ etseydi, bu fitneye düşerdi, demiş. (Ve sözüne devamla...) Şunları söylemiş: Bir koyun çobanı onun manastırına sığınırmış. Derken köyden bir kadın çıkmış ve onunla çoban zina etmiş. Kadın hâmile kalmış. Ve bir oğlan doğurmuş. Kendisine:

— Bu ne? demişler.

— Şu manastırın sâhibindendir, demiş. Bunun üzerine köylüler baltalarıyle, bel kürekleriyle gelmişler ve Cüreyc'e seslenmişler. Fakat onu namaz kılarken bulmuşlar. Bu sebeple onlarla konuşmamış. Manastırını yıkmağa başlamışlar. Bunu görünce yanlarına inmiş. Kendisine:

— Şu kadına sor! demişler. O da gülümsemiş. Sonra bebeğin başını sıvazlayarak:

— Senin baban kim? demiş. Bebek:

— Benim babam koyun çobanıdır!., demiş. Köylüler çocuktan bunu işitince (Cüreyc'e):

— Senin manastırından yıktığımız yeri altın ve gümüşle bina edelim, demişler. O:

— Hayır! Lâkin siz onu eskisi gibi toprakla yapın! demiş. Sonra manastıra çıkmış.

6673- Bize Züheyr b. Harb rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Yezîd b. Harun rivâyet etti.

(Dedi ki) ; Bize Cerîr b. Hâzim haber verdi.

(Dedi ki): Bize Muhammed b. Şîrîn, Ebû Hüreyre'den, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den naklen rivâyet etti. Şöyle buyurmuş:

«Beşikte yalnız üç kişi konuşmuştur: Biri Meryem'in oğlu dâ, diğeri Cüreyc'in arkadaşı. Cüreyc âbid bir adamdı. Bir manastır yaptırdı. Onun içinde yaşıyordu. Derken annesi geldi, Cüreyc namaz kılıyordu. Ve:

— Yâ Cüreyc! dedi. Cüreyc:

— Yâ Rabbi! Annem ve namazım! Dedi. Ve namazına yöneldi. Annesi gitti. Ertesi gün olunca ona tekrar geldi. Cüreyc namaz kılıyordu:

— Yâ Cüreyc! diye seslendi. Cüreyc:

— Yâ Rabbi! Annem ve namazım! dedi. Ve yine namazına yöneldi. Annesi gitti. Ertesi gün olunca tekrar geldi. Cüreyc namaz kihyordu.

— Yâ Cüreyc! diye seslendi. Cüreyc:

— Ey Rabbîm! Annem ve namazım! dedi. Ve yine namazına yöneldi. Annesi:

— Allâhım! Fahişelerin yüzünü görmedikçe, bunun canını alma! diye dua etti. Derken Benî israil Cüreyc'i ve ibâdetini müzâkere ettiler. Fahişe bir kadın vardı. Ki güzelliği dillere destan olmuştu. (Bu kadın):

— İsterseniz sizin için onu fitneye düşürüvereyim, dedi. Ve ona sataştı. Fakat Cüreyc kendisine iltifat göstermedi. Müteakiben kadın Cüreyc'in manastırında mekân tutan bir çobana geldi. Ve ona kendisiyle zina imkânını verdi. O da onunla zina etti. Kadın hâmile kaldı. Doğurduğu vakit:

— Bu çocuk Cüreyc'dendir! dedi. (Köylüler) Cüreyc'e gelerek onu aşağı indirdiler. Ve manastırını yıktılar. Kendisini de dövmeye başladılar. Bunun üzerine Cüreyc:

— Size ne oluyor? dedi.

— Bu fahişe ile zina ettin ve senden çocuk doğurdu, dediler. Cüreyc:

— Çocuk nerede? diye sordu. Hemen onu getirdiler. Cüreyc:

— Beni bırakın da namaz kılayım! dedi. Ve namaz kıldı. Namazdan çıktıktan sonra çocuğa gelerek onun karnına dokundu ve:

— Ey çocuk! Senin baban kimdir? dedi. Çocuk:

— Filân çobandır, cevâbını verdi. Bunun üzerine köylüler Cüreyc'e yöneldiler. Onu öpüyor ve sıvazlıyorlardı.

— Sana manastırını altından yapalım, dediler. O:

— Hayır! Onu eskisi gibi çamurdan yapın, dedi. Onlar da yaptılar. Üçüncüsü: Bir zamanlar bir çocuk annesini emiyordu. (Oradan) Şahlanmış bir ata binmiş, kılık kıyafeti güzel bir adam geçti. Çocuğun annesi:

— Allah'ım! Oğlumu bunun gibi yap! diye duâ etti. Çocuk hemen memeyi bıraktı. Ve adama doğru dönerek ona baktı da:

— Allahım! Beni bunun gibi yapma! dedi. Sonra memesine dönerek emmeye başladı.

Ebû Hüreyre: Ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in şehadet parmağı ağzında ve onu emmeye başlayarak çocuğun nasıl emdiğini anlatmasını hâlâ görür gibiyim, demiş.

Buyurmuşlar ki: (Sonra) Oradan bir câriye geçirdiler. Sahipleri onu dövüyor ve: Sen zina ettin! Çaldın! diyorlardı. Câriye ise:

— Bana Allah yeter! O ne güzel vekildir, diyordu. Çocuğun annesi: Allah'ım! Oğlumu bu câriye gibi yapma! diye duâ ettî. Çocuk hemen emmeyi bıraktı ve cariyeye bakarak:

— Allah'ım! Beni bu câriye gibi yap! dedi.

Artık burada konuşmaya başladılar. Anne dedi ki:

— Boğazı tıkanasi! Güzel kıyafeti! bir adam geçti. Ben: Allah'ım! Oğlumu bunun gibi yap! dedim. Sen: Allah'ım! Beni bunun gibi yapma! dedin. Bu cariyeyi döverek ve: Sen zina ettin! Çaldın! diyerek yanımızdan geçirdiler. Ben: Allah'ım! Oğlumu bunun gibi yapma! diye duâ ettim. Sen: Allah'ım! Beni bunun gibi yap! dedin.

Çocuk şu karşılığı verdi:

— O adam bir zâlim idi. Bundan dolayı: Allah'ım! Beni onun gibi yapma! dedim. Bu cariyeye ise: Sen zina ettin! diyorlar. Halbuki zina ermemiştir. Çaluın! diyorlar. Halbuki çalmamıştır. Bu sebeple: Allah'ım! Bern bunun gibi yap! dedim.

Bu hadîsi Buhârî «Ehâdîsül-Enbiya» bahsinde tahric etmiştir.

Kurtubî: «Beşikte konuşanların üçe inhisar ettirilmesinde nazar ve teemmül vardır.» demişse de Aynî , Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in hadîsine karşı bu süzün edebe aykırı düştüğünü belirterek şunları söylemiştir: «Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bunu beşikte konuşanların üçten ziyâde olduğunu bilmezden önce söylemiştir. O kendisine gelen vahye istinad ederek üç kişinin beşikte konuştuğunu haber vermiştir. Yoksa beşikte konuşan çocukların sayısı yedidir.» Yûsuf (aleyhisselâm)'a şâhidlik eden çocuk, Fir'avn’ın ateşe atmak istediği kadının çocuğu, Yahya (aleyhisselâm) vb. bunlar meyânındadır.

Savmea ve Deyr: Şehirlerden uzakta hıristiyan papazlarının ibâdet için çekildikleri manastır ve kiliselerdir.

Burada şöyle bir sual hatıra gelebilir. Namazda konuşmak namazı bozduğu halde Cüreyc neden namazda konuşmuştur?

Cevab: Hâdise Benî İsrail zamanında geçmiştir. Onların şeriatında namazda konuşmak mubah idi. Nitekim İslâmiyetin ilk zamanlarında müslümanlara da mubahtı. Sonra bu hüküm neshedilmiştir. Maamafih Cüreyc'in konuşmasını kelâmı nefsiye hamledenler de olmuştur. Yani; hakîkaten konuşmuş değil, içinden geçirmiştir.

Görülüyor ki: Cüreyc iki şeyden birini tercih etmek mecburiyetinde kalmıştır. Yâ annesine cevab verecek, ya namazına devam edecektir. O namaza devamı tercih etmiş, fakat Allahü teâlâ annesinin duasını kabul buyurarak Cüreyc'i bir fahişe ile karşı karşıya getirmiştir. Ulemâ diyorlar ki: «Bu hal Cüreyc'in annesine cevâb vermesinin daha doğru olduğuna delildir. Çünkü kıldığı namaz nafile idi. Annesine itaat ederek cevab vermesi ise vâcib idi. Anneye âsî olmak haramdır. Namazını hafif tutarak çabuk bitirmesi annesine cevab verdikten sonra tekrar kılması da mümkündü. İhtimal ki, annesinin kendisini ibâdethanesinden ayrıhp dünyaya müteallik işlere davet edeceğinden çekinmiştir.»

Çocuğa: «Senin baban kimdir?» denilmesi iki vecihle izah olunur:

1- İslâm dininde zinadan neseb sabit olmazsa da, ihtimal Benî İsrâil'in şeriatında bu caizdi.

2- Burada zina eden kimseye mecazen baba denilmiştir. Çocuğun cariyeye bakarak: «Allahım! Beni bunun gibi yap! demesi... Günahı olmayan bu câriye gibi, beni de günahlardan salim kıl.» manasınadır.