29- Cerir B. Abdillah (radıyallahü anh)'ın Faziletlerinden Bir Bab 6517- Bize Yahya b. Yahya rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Hâlid b. Abdillah, Beyan'dan, o da Kays b. Ebî Hâzim'den, o da Cerir b. Abdillah'dan naklen haber verdi. H. 6518- Bana Abdul-Hamid b. Beyân da rivâyet etti. (Dedi ki) ; Bize Hâlid, lieyân'dan naklea rivâyet etti. (Dedi ki): Kays b. Ebî Hâzim'i şunu söylerken işittim. Cerir b. Abdillah dedi ki, Müslüman olduğumdan beri Resûlüllah. (sallallahü aleyhi ve sellem) beni yanına girmekten men etmemiş, Beni gördüğü ıaman da mutlaka gülmüştür. 6519- Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe de rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Veki' ile Ebû Üsâme, İsmail'den rivâyet ettiler. H. Bize İbn Nümeyr de rivâyet etti. (Dedi ki) ; Bize Abdullah b. İdris rivâyet etti. (Dedi ki): Bize İsmail, Kays'dan, o da Cerir'den naklen rivâyet etti. Cerir şoyîc demiş: Müslüman olduğumdan beri Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) teni yanına girmekten men etmemiş, beni gördüğü zaman da mutlaka yüzüme gülümsemiştir. İhnü Nümeyr, İbn İdris'den rivâyet ettiği hadîsinde şunu ziyâde etmiştir: «Hakikaten at üzerinde duramadığımı kendisine şikâyet ettim de eliyle göğsüme vurdu ve: — Allahım bunu sâbit kıl! Bunu hâdî Mehdî eyle! diye dua etti.» Bu hadîsi Buhârî «Kitâbu'l-Cihâd» ve «Kİtâba'l-Edeb»'de; Tirmizî ile Nesâî «Kitâbu'l-Menâkıb»'de; İbn Mâce «Sünnet» bahsinde muhtelif râvilerden tahric etmişlerdir. Hazret-i Cerir'in: «Beni gördüğü zaman da mutlaka gülmüştür.» sözünden muradı; Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in gülümsemesidir. Nitekim ikinci rivâyette sarahaten tebessüm buyurduğu bildirilmiştir. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) bunu ona bir lütuf ve ikram olmak üzere yapmıştır. Kendisini hiç bir zaman geri çevirmeyip, daima evine kabul1 buyurması da ayrı bir ikramdır. Bu rivâyetler Hazret-i Cerîr'in faziletine delildirler. Cerîr (radıyallahü anh), Yemenli'dir. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile görüşmek üzere yola çıktığı vakit. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem); «Size Yemenlilerin en hayırlısı geliyor...» buyurarak onun gelmekte olduğunu ashabına haber vermiş ve yine onun hakkında: «Bir kavmin büyüğü size geldiği vakit ona ikram edinl» buyurmuştur. Cerîr (radıyallahü anh), Übbî'ye göre Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in vefatından kırk gün evvel müslüman olmuştur. Fakat Kastalânî bunun söz götürdüğünü söylemiş. Cerîr'in veda haccında bulunduğunu kaydettikten sonra: «Bu ise Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in vefatından seksen günden fazla önce idi.» demiştir. Hazret-i Cerîr kavminin reisi idi. Bundan dolayı Ömer (radıyallahü anh) kendisine: «Cahiliyette de, İslâm'da da reis olmakta devam ettin.» demiştir. Hâdî: Başkasına doğru yolu gösteren; Mehdi: Kendisi doğru yolu bulan mânâsına gelir. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bu sözüyle onun mükemmel bir insan olmasına dua etmiştir. 6520- Bana Abdu’l-Hamid b. Beyân rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Hâlid b. Beyan, Kays'dan, o da Cerîr'den naklen haber verdi. Cerîr Şöyle dedi: Cahiliyet devrinde Zülhalasa denilen bir ev vardı. Ona Yemen'in Kâ'be'si ve Şam'ın Kâ'be'si denilirdi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): «Sen beni bu Zülhalasadan ve Yemen'in Şam'ın kâbesinden kurtarır mısın?» dedi. Hemen Ahmes kabilesinden yüzelli kişi ile ona gittim. Ve evi yıktık, yanında bulduklarımızı da öldürdük. Müteakiben Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’e gelerek kendisine haber verdim de, bize ve Ahmeslilere duâ buyurdu. 6521- Bize İshâk b. İbrahim rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Cerîr, İsmail b. Ebî Hâlid'den, o da Kays b. Ebî Hâzim'den, o da Cerîr b. Abdillah El-Becelî'den naklen haber verdi. (Şöyle dedi): Bana Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): «Yâ Cerir! Beni Zülhalasadan kurtarmaz mısın?» buyurdu. (Yani) Has'am'ın evinden ki, buna Yemen'in Kâ'be'si denilirdi. Hemen yüzelli atlı ile gittim. At üstünde duramıyordum. Bunu Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e andım da eliyle göğsüme dokundu. Ve: «Allah'ım! Bunu sabit kıl! Bunu Hâdî Mehdî eyle!» diye duâ etti. Râvi diyor ki: Cerîr gitti ve o evi ateşle yaktı. Sonra Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e bunu müjdelemek için bir adam gönderdi. Bu adam Ebû Ertât künyesini taşırdı. Bizdendi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e gelerek: — Onu gıcikli deve gibi bırakmadıkça sana gelmedim, dedi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) de Ahmes atlarına ve erkeklerine beş defa bereket duasında bulundu. 6522- Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Veki' rivâyet etti. H. Bize İbn Nümeyr de rivâyet etti. (Dedi ki): Bize babam rivâyet etti. H. Bize Muhammed b. Abbâd dahi rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Süfyân rivâyet etti. H. Bize İbn Ebî Ömer de rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Mervân (yani El-Fezâri) rivâyet etti. H. Bana Muhammed b. Râfi' dahi rivâyet etti. (Dedi ki.): Bize Ebû Üsâme rivâyet etti. Bu râvilerin hepsi İsmail'den bu isnadla rivâyette bulunmuşlardır. Mervan'in hadîsinde: «Cerîr'in müjdecisi Ebû Ertât Husayn b. Rabîa, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e müjdeye geldi.» demiştir. Bu hadîsi Buhârî «Cihâd» ve «Meğâzî» bahislerinde; Ebû Dâvud «Cihâd»'da; Nesâî «Siyer» ile «Elyevm Velleyle» bahislerinde muhtelif râvilerden tahric etmişlerdir. Zülhalasa: Has'am kabilesine ait bir ev idi. Ona Yemen'in Kâbe‘si derlerdi. İbn Esîr onun Devs kabilesine ait bir put olduğunu söylemiştir. Devs kabilesi bu puta taparlarmış. İbn Dıhye bunun Devs , Has'am ve Büceyle kabilelerine âit bir put evi olduğunu söylemiştir. Hadîsin «Yemen Kâ'be'si, Şam Kâ'be'si...» tâbirlerinde şüpheye düşürücü bir kapalılık vardır. Bunlardan murad şudur: Zülhalasa'ya Yemenin Kâ'be'si, Mekke'deki Kâbe-i Muazzama'ya da şam'ın Kâ'be'si derlerdi. Kâdî Iyâz: «Şam'ın Kâ'be'si» tâbirinin râvilerden biri tarafından yanlışlıkla dercedildiğini söylemiş ve: «Doğrusu bunu atmaktır. Hadîsi Buhârî de bu isnadla zikretmiş, fakat onda bu ziyade ve vehim yoktur.» demiştir. Nevevî ise Kâdî Iyâz'ın mütalâasına iştirak etmemiş: «Bu sözün te'vili mümkündür. Ve: Sen beni halkın Yemen'in Kâ'be'si, Şâm'ınâ'be'si sözlerinden kurtarır mısın? takdirindedir.» demiştir. Gicikli deve tâbirinden murad ; Bu hastalıktan dolayı katranla yağlanıp simsiyah olan devedir. |