Geri

   

 

 

 

İleri

 

24- Said B. Muâz (radıyallahü anh)’in Faziletlerinden Bir Bab

6499- Bize Abd b. Humeyd rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Abdurrezzâk haber verdi.

(Dedi ki): Bize İbn Cüreyc haber verdi.

(Dedi ki): Bana Ebû'z-Zübeyr haber verdi ki: Câbir b. Abdillah'i şöyle derken işitmiş: Sa'd b. Muâz’ın cenazesi ashabın huzurlarında iken Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

«Bunun için Rahman'ın arşı sarsıldı.» buyurdular.

6500- Bize Amru'n-Nâkıd rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Abdullah b. İdris El-Evdî rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize A'meş, Ebû Süfyân'dan, o da Câbir'den naklen rivâyet etti. (Şöyle dedi): Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

«Sa'd b. Muâz'ın vefatı için Rahman’ın arşı sarsılmıştır.» buyurdular.

6501- Bize Muhammed b. Abdillah Er-Ruzzî rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Abdu'l-Vehhab b. Atâ’ El-Haffâf, Sa'd'dan, o da Katade'den naklen rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Enes b. Mâlik rivâyet etti ki, onun — yani Sa'd'ın— cenazesi konduğunda Ncbiyyullalı (sallallahü aleyhi ve sellem):

«Bunun için Rahman’ın arşı sarsılmıştır.» buyurdular.

Bu hadîsi Buhârî «Kitâbu Menâkibu'l-Ensar'da tahric etmiştir.

Hazret-i Sa'd, Evs kabilesinin reisi idi. Nitekim Sa'd b. Ubade de Hazrec'in büyüğü idi. Bedir, Uhud ve Hendek gazalarında bulunmuş, Hendek gazasından bir ay sonra harbde aldığı yaradan vefat etmiştir. .

Ulemâ bu hadîsin te'vilinde ihtilâf etmişlerdir. Bir kısmı zahirî mânâsına almış ve Arş-ı Alâ'nın Sa‘d'in ruhu geliyor diye sevincinden sallandığını söylemişlerdir. Onlara göre Allahü teâlâ arşa akıl ve temyiz bahsetmiş, sallanma bu suretle olmuştur. Buna bir mâni de yoktur. Nitekim Teâlâ Hazretleri:

"O taşlardan Bazıları hakikaten Allah korkusundan aşağı düşerler." Süre-i Bakara, Âyet: 74. buyurmuştur.

Nevevî: «Hadîsin zahirinden anlaşılan budur. Muhtar olan da budur.» diyor. Mazirî bu kavli naklettikten sonra şunları söylemiştir: «Akıl cihetinden bu inkâr edilemez. Çünkü arş hareket ve sükûnu kabul eden bir cisimdir. Lâkin bununla Sa'd'a bir fazılet hâsıl olmaz. Meğer ki: Allahü teâlâ arşın hareketini melekler için Sa'd'ın ölümüne bir alâmet kılmış ola.»

Ulemâdan bazıları arşın sallanmasını, onu taşıyan meleklerin titreşmesi mânâsına almışlardır. Onlara göre cümleden muzaf hazf edilmiştir, murad olan arşın sallanması değil, ehl-i arşın hareketidir. Buradaki salanmadan maksad sevinç ve kabuldür. Harbi: «Bu söz Hazret-i Sa'd’ın efâtı meselesini büyültmekden kinayedir. Arablar büyük bir şeyi, ondan daha büyüğüne nisbet ederler. Meselâ: Filânın ölümü için dünya karardı; onun için kıyâmet koptu derler.» şeklinde mütalâada bulunmuştur.

Bazıları hadîsden murad Hazret-i Sa'd'in tabutu sallandı manasınadır, demişlerse de Nevevî bu sözün bâtıl olduğunu söylemiştir. Filhakika ;ahîh rivâyetler bunu reddetmektedir. İhtimal ki, bu zevata Müslim'in îvâyet ettiği bu hadîsler ulaşmamıştır.

6502- Bize Muhammed b. Müsennâ ile İbn Beşşâr rivâyet ittiler. (Dediler ki): Bize Muhammed b. Ca'fer rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Şu'be, Ebû İshâk'dan rivâyet etti.

(Dedi ki): Bera'i şunu söylerken işittim: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ipek bir hülle hediye edildi de ashabı ona dokunarak yumuşaklığına şaşmaya başladılar. Bunun üzerine:

«Siz bunun yumuşaklığına mı şaşıyorsunuz? Sa'd b. Muâz'ın cennetteki mendilleri bundan daha hayırlı ve daha yumuşaktır.» buyurdular.

6503- Bize Ahmed b. Ab'dete'd-Dabbi rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Ebû Dâvud rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Şu'be rivâyet etti.

(Dedi ki): Bana Ebû İshâk haber verdi.

(Dedi ki): Bera' b. Âzib'i şunu söylerken işittim: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e ipek bir elbise getirdiler...

Ve râvi hadîsi nakletmiştir. Sonra İbn Ahde şöyle deditir: Bize Ebû Dâvud haber verdi.

(Dedi ki): Bize Şu'be rivâyet etti.

(Dedi ki): Bana Katâde, Enes b. Mâlik'den, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den naklen bunun benzerini yahut mislini rivâyet etti.

6504- Bize Muhaınmod b. Amr b. Cebele rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Ümeyye b. Hâlid rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Şu'be bu hadîsi iki isnadla birden Ebû Dâvûd'un rivâyeti gibi tahdîs etti.

6505- Bize Züheyr b. Harb rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Yûnus b. Muhammed rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Şeyban Katade'den rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Enes b. Mâlik rivâyet etti ki, gerçekten Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e ince ipekden bir cübbe hediyye edilmiş. Halbuki kendisi ipekden nehy buyuruyormuş. Halk buna şaşmışlar. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

«Muhammed'in nefsi yed-i kudretinde olan Allah'a yemin ederim ki, Sa'd b. Muâz'ın cennetteki mendilleri bundan daha güzeldir.» buyurmuşlar.

6506- Bize bu hadîsi Muhammed b. Beşşâr rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Salim b. Nûh rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Ömer b. Âmir, Katade'den, o da Enes'den naklen rivâyet etti ki, Dûmetü'l-Cendel'in Ükeydir'i Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e bir hülle hediyye etmiş.

Râvi yukarki hadîs gibi anlatmış, yalnız bu hadîsde «İpekden nehy buyuruyormuş» cümlesini anmamıştır.

Bu rivâyetleri Buhârî «Kitâbu Menâkıbu'l-Ensar» ile «Kitâbu’l-Hil c»'de tahric etmiştir.

HulIc: İki parçadan müteşekkil elbisedir. Ekser ulemaya göre burada hülle tâbiri doğru değildir. Fakat hüllenin yeni yapılmış bir tek elbise mânâsına geldiğini söyleyenler de vardır. Siyer kitaplarında bunun bir kaftan olduğu rivâyet edilmiştir.

Sündüs: İnce ipek mânâsına gelir. Kalınına istebrak derler. İbn în istebrakm sündûsden daha makbul olduğunu söylemiş: «Çünkü is-ıbrak dibanın kalımdır. İpeğin kalını ise incesinden daha makbuldür, demiştir.

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in mendilleri Hazret-i Sa'd'a tahs buyurması ihtimal ki, hediye edilen ipek, onun mendilleri cinsinden tduğu içindir. Yahut gelen elbiseye şaşanlar ensardan olduğu için: Sizin reisinizin mendilleri bundan daha hayırlıdır, demiştir. Hazret-i Sa’d bu cins elbiseyi sevdiği için onu tahsis buyurmuş olması da mümkündür. Nitekim Hazret-i Cibrîl'in başında ipekten bir sarık olduğu halde onun cenazesine iştirak ettiği rivâyet olunmuştur.

Dûmetu'l-Cendel, Medine ile Şam arasında bir kaladır. Şam'a daha yakındır. Bazıları bunun Tebûk'e yakın bir ler olduğunu söylerler. Ükeydir b. Abdil-Melik bu kal'an hükümdarı idi. febûk harbinde Hâlid b. Velid'in ökeydir'i esir aldığı ve bu hülleyi onun Üzerindeki eşyadan ganimet plarak elde ettiği rivâyet olunur. Bu hülle altın işlemeli bir ipek kaftanmış. Hülle Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e hediye edilince Ükey-idir'i serbest bırakarak memleketine göndermiş ve onu vergiye bağlamıştır. Vâkıdî, Ükeydir'in müslümanlığı kabul ettiğini, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in de kendisine mektub yazdığım kaydeder.

Ulemâ bu Hadîs-i şerifin cennette Sa'd b. Muâz (radıyallahü anh)’ın yüksek mertebe sahibi olduğuna delil sayarlar. Hadîs-i şerîf Hazret-i Sa'd'in cennetlik olduğuna, oradaki en basit elbisesinin dünya elbiselerinden daha kıymetli olacağına da delildir.