Geri

   

 

 

 

İleri

 

40- Îsa (aleyhisselâm)’ın Faziletleri Bâbı

6279- Bana Harmele b. Yahya rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize İbn Vehb haber verdi.

(Dedi ki) ; Bana Yûnus İbn Şihab'dan hâkleh haber verdi. Ona da Ebû Seleme b. Abdirrahman haber vermiş ki: Ebû Hüreyre şunu söylemiş: Ben-Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’i şöyle buyururken işittim:

«Meryem'in oğluna insanalrın en yakını benim. Peygamberler baba bir kardeşlerdir. Benimle onun arasında Peygamber yoktur.»

6280- Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe de rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Ebû Dâvud Ömer b. Sa'ıî. Süfyan'dan, o da Ebû'z-Zinad'dan, o da A'rac'dan, o da Ebû Seleme'den, o da Ebû Hüreyre'den naklen rivâyet etti. (Şöyle dedi): Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)

«İsa'ya insanların en yakımı benim. Peygamberler baba bir kardeşlerdir. Benimle İsa'nın arasında Peygamber yoktur.» buyurdular.

6281- Bize Muhammed b. Râfi' de rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Abdürrezzâk rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Ma'mer Hemmam b. Münebbih'den rivâyet etti. Hemmam: Ebû Hüreyre'nia, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den bize rivâyet ettikleri bunlardır diyerek bir takım hadîsler zikretmiştir. Onlardan biri de şudur: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

«Ben dünyada da, âhirette de Meryem'in oğlu İsa'ya insanların en yakınıyım.» buyurdu. Ashab:

— Nasıl ya Resûlallah! dediler.

«Peygamberler baba bir kardeşlerdir. Anneleri ise muhteliftir. Dinleri birdir. (Isâ ile) bizim aramızda peygamber yoktur.» buyurdular.

Bu hadîsleri Buhârî «Kitâbu'l-Enbiya»'da tahric etmiştir.

Hazret-i îsâya en yakın insanın Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) olması İncil'de İsâ'dan sonra Ahmed isminde bir âhir zaman Peygamberi geleceğinin müjdelenmesindendirl Bazıları aralarında başka Peygamber olmadığı için, ikisi bir zamanda (gönderilmiş gibi, birbirine yakın olduklarını sö'ylemişlerse de bu söze itiraz edenler olmuştur. Burada şöyle bir sual hatıra gelebilir; Bu hadîste;Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) kendisinin Hazret-i İsa'nın en yakihı olduğunu bildiriyor. Halbuki Kur'ân-ı Kerîm'de Teâlâ Hazretleri onun Hazret-i İbrahim'in en yakım olduğunu haber vermiştir.

Cevab: Bu iki yakınlık arasında bir münafat ve zıddiyet yoktur. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Hazret-i İbrahim’in yolundan gitmesi itibariyle onun en yakını, zaman itibariyle de Hazret-i İsâ'nın en yakınıdır.

Evlâd-ı Allâd yahut Benû AHâd: Baba bir anne ayrı kardeşler demektir. Anne bir kardeşlere evlâd-ı Ahyaf' anne-baba bir kardeşlere de evlâd-ı A'yân denilir.

Cumhûr-u ulemâya göre hadîsten murad: Bütün peygamberlerin iman esasları bir, şeriatları muhteliftir. Bir Allah'a inanmakta hepsi müttefiktirler. Yalnız şeriatlarının fürûunda ihtilâf vâki olmuştur. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in:

«Dinleri birdir...» sözünden murad da budur. Yani bütün Peygamberlerin getirdikleri dinlerin aslı birdir. O da tevhiddir, demektir.

Ulemâdan Bazıları:

«Benimle İsa'nın arasında peygamber yoktur...» sözüyle istidlal ederek Hazret-i İsâ ile Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) arasında başka Peygamber gelmediğine kail olmuşlarsa da bu istidlal kuvvetli görülmemiş ve ikisinin arasında Circis ile Hâlid b. Sinan bulunduğunu, bunların da birer Peygamber olduğunu söylemişlerdir. Bu takdirde hadîsin manâsı: Benim ile İsâ'nın arasında müstakil şeriat sahibi Peygamber yoktur, demek olur. Maamafih Circis'le Hâlid hakkındaki hadîsin sabit olmadığını, sahîh hadîsin bunu reddettiğini söyleyenler de olmuştur.

6282- Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Abdü’l-A'la Ma'mer'den, o da Zührî'den, o da Said'den, o da Ebû Hüreyre'den naklen rivâyet etti. Ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuşlar:

«Dünyaya gelen hiç bir çocuk yoktur ki, şeytan ona dokunmasın. Çocuk şeytanın dokunmasından feryad ederek ağlar. Bundan yalnız Meryem'in oğlu ile annesi müstesnadır.»

Bundan sonra Ebû Hüreyre:

"İsterseniz ben onu ve zürriyetini koğulmuş şeytandan sana sığındırırım." Sûre-i Âl-i İmrân, Âyet: 36 âyetini okuyun, demiştir.

6283- Bana bu hadîsi Muhammed b. Râfi de rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Abdürrezzâk rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Ma'mer haber verdi. H.

Bana Abdullah b. Abdirrahman Ed-Darimî dahi rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Ebû'l-Yeman rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Şuayb haber verdi.

Bu râvilerin ikisi de Zührî'den bu isnadla rivâyette bulunmuşlar ve:

«Doğduğu vakit çocuğa dokunur. O da şeytanın kendisine dokunmasından feryad ederek ağlar.» demişlerdir. Şuayb'uı hadîsinde: «Messeti'ş-Şeytan» yerine «Messi Şeytan'dan» denilmiştir.

6284- Bana Ebû't-Tahir rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize İbn Vehb haber verdi.

(Dedi ki): Bana Amr b. Haris rivâyet etti. Ona da Ebû Hüreyre'nin azatlısı Ebû Yûnus Süleym Ebû Hüreyre'den, o da Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den naklen rivâyet etmiş ki, şöyle buyurmuşlar:

«Âdemoğullarının hepsine anneleri doğurduğu gün şeytan dokunur. Yalnız Meryem'le oğlu müstesna.»

6285- Bize Şeyban b. Ferrûh rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Ebû Avâne Süheyl'den, o da babasından, o da Ebû Hüreyre'den naklen haber verdi. (Şöyle, demiş): Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem);

«Çocuğun doğarken feryad etmesi şeytandan bir dürtme sebebiyledir.» buyurdular.

6286- Bana Muhammed b. Râfi' rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize -Abdürezzâk rivâyet etti.

(Dedi ki):' Bize Ma'mer Hemmam b. Münebbih'den rivâyet etti. Hemmam: Ebû Hüreyre'nin Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den bize rivâyet ettikleri bunlardır, diyerek bir takım hadîsler zikretmiştir. Onlardan biri de şudur. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdular ki:

«Meryem'in oğlu İsâ hırsızlık eden bir adam gördü. ona: Çaldın mı? diye sordu. Adam: Asla! Kendinden başka ilâh olmayan Allah hakkı içini dedi. Bunun üzerine İsâ ; Allah'a inandım; kendimi yalanladım, dedi.»

Nalıse, ta'ne ve nezğa: Dokunmak ve dürtmek manâsına gelen müteradif kelimelerdir. Müslim'den başkalarının rivâyet ettiği bir hadîste: Şeytan çocuğun böğrüne dokunayım derken kalbini dürttü, denilmiştir. Nevevî bundan yalnız Hazret-i İsâ ile annesinin müstesna olduğunu, Kâdî Iyâz ise tütün Peygamberlerin bu istisnada dahil bulunduklarını söylemiştir.

Kâdî Iyâz'a göre Hazret-i Îsâ’nın:

«Allah'a inandım, kendimi yalanladım...» sözünden murad: «Sen Allah'a yemin ederek çalmadığını söyleyince ben de tasdik ettim. Kendi zannımı da yalanladım...» demektir. Çünkü onun zannına göre adam hırsızlık etmişti. Yemin edince, kendinin olan bir malı yahut sahibinin izniyle başkasının malını almak istediği, maksadının gasb ve hırsızlık olmadığı anlaşılmıştır. Hazret-i İsâ'nın o şahsı elini uzatırken görerek hırsızlık ediyor zannetmesi, halbuki hakikatte böyle bir şey olmaması da mümkündür. Adam yemin edince İsâ (aleyhisselâm) da zannından dönmüştür.