Geri

   

 

 

 

İleri

 

23- Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in Soğukta ve Kendisine Vahiy Geldiği Zaman Terlemesi Bâbı

6204- Bize Ebû Küreyb Muhammed b. Ala’ rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Ebû Üsâme, Hişam'dan, o da babasından, o da Âişe'den naklen rivâyet etti. Âişe şöyle dedi: Hakikaten Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in üzerine soğuk bir sabanda vahiy indirilir. Yine yüzünden ter boşanırdı.

6205- Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe de rivâyet etti. ize Süfyan b. Uyeyne rivâyet etti. H.

(Dedi ki):

Bize Ebû Küreyb de rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Ebû Üsâme ile İbn Bişr hep birden Hişam'dan rivâyet ettiler. H.

Bize Muhammed b. Abdillah b. Nümeyr dahi rivâyet etti. Lâfız onundur.

(Dedi ki): Bize Muhammed b. Bişr rivâyet etti.

(Dedi ki) ; Bize Hişâm babasından, o da Âişe'den naklen rivâyet etti ki: Haris b. Hişam, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e:

— Sana vahy nasıl geliyor? diye sormuş da:

«Bazan bana çan sesi gibi gelir. Bu benim için en şiddetli olandır. Sonra açılırım ve o vahyi bellemiş olurum. Bâzan da adam suretinde bir melek gelir. Ve onun söylediğini bellerim.» buyurmuşlar.

6206- Bize Muhammed b. Müsennâ rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Abdû’l-Âla rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Saîd Katâde'den, o da Hasan'dan, o da Hıttan b. Abdillah'dan, o da Ubade b. Sâmit'ten naklen rivâyet etti. (Şöyle dedi): Nebiyyullah (sallallahü aleyhi ve sellem), üzerine vahy indirildiği vakit bundan dolayı gussalamr ve yüzünün rengi uçardı.

6207- Bize Muhammed b. Beşşar rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Muâz b. Hişâm rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize babam Katade'den, o da Hasen'den, o da Hıttan b. Abdillah Er-Rakâşî'den, o da übâde b. Sâmid'den naklen rivâyet etti. (Şöyle dedi): Üzerine vahy indirildiği vakit Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) başını eğer; ashabı da-başlarım eğerlerdi. Vahy kalktığı zaman başını kaldırırdı.

Hazret-i Âişe rivâyetini Buhârî «Bed'ül-Vahy» bahsinde tahric etmiştir.

Vahy hakkında evvelce tafsilât vermiştik. Ulemâdan bazılarına göre Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in vahy gelirken işittiği çan sesine benzer ses meleğin sesidir. Bir takımları meleğin değil, kanatlarının sesi olduğunu söylemişlerdir. Bundaki hikmet Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in kulaklarının başka şeylerden boşaltılması tâki kulağında ve kalbinde meleğin sesinden başka bir şeye yer kalmamasıdır.

Bu rivâyetlerde vahyin hallerinden yalnız çan sesiyle meleğin insan kılığında gelmesi zikredilmiş. Rü'ya halindeki vahyden bahsedilmemiştir. Bunun sebebi vahy soran zâtın Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’e mahsus olan şeklini anlamak istemesidir. Rü'ya ise ona mahsus değil, müş-terekdir. Bu hadîsde Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in vahy esna-suıda rengi uçardı denilmektedir. Halbuki hac bahsinde Ya’la b. Ümeyye'nin vahy inerken onun yüzünün kıpkırmızı olduğunu gördüğünden bahsedilmişti. Bu iki rivâyetin arasım bulmak için yüzü evvelâ kül rengi olmuş, sonra kızarmıştır. Yahut evvelâ kızarmış, sonra kül rengi olmuştur, denilir.