1- Dehre Sövmenin Yasaklanması Bâbı 5999- Bana Ebû't-Tâhir Ahmed b. Amr b. Şerh ile Harmele b. Yahya rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize İbn Vehb haber verdi. (Dedi ki): Bana Yûnus, İbn Şihab'dan rivâyet etti. (Dedi ki): Bana Ebû Seleme b. Abdirrahman haber verdi. (Dedi ki): Ebû Hüreyre şunu söyledi: Ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i şöyle buyururken işittim: «Allah (azze ve celle): Âdemoğlu dehre sövüyor, halbuki dehr benim. Gece ve gündüz benim yed-i kudretimdedir.» buyurdu. 6000- Bize bu hadîsi İshâk b. İbrahim ile İbn Ebî Ömer de rivâyet ettiler. Lâfız İbn Ebî Ömer'indir. İshâk ahberanâ; İbn Ebî Ömer ise haddesenâ tâbirlerini kullandılar. (Dediler ki): Bize Süfyan Zührî'den, o da İbn Müseyyeb’den, o da Ebû Hüreyre'den naklen rivâyet etti ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuşlar: «Allah (azze ve celle): Âdemoğlu bana eza veriyor, dehre sövüyor. Halbuki dehir benim. Gece ile gündüzü döndürürüm.» buyurdu. 6001- Bize Abd b. Humeyd de rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Abdürrezzâk haber verdi. (Dedi ki): Bize Ma'mer Zührî’den, o da İbn Müseyyeb'den, o da Ebû Hüreyre'den naklen haber verdi. Şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdular ki: «Allah (azze ve celle): Âdemoğlu bana ezâ ediyor. Vay dehrin musibetine! diyor. Sizden biriniz sakın: Vay dehrîn musibetine! demesin. Çünkü dehîr benim, gecesini gündüzünü döndürürüm, dilediğim zaman ikisini de tutarım.» buyurdu. 6002- Bize Kuteyhe rivâyet etti. (Dedi ki) ; Bize Muğîre b. Abdirrahman, Ebû'z-Zinad'dan, o da A'rac'dan, o da Ebû Hüreyre'den naklen rivâyet etti ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): «Sakın sizden biriniz: Vay dehrin musibetine! demesin. Çünkü dehr ancak Allah'dır.» buyurmuşlar. 6003- Bana Züheyr b. Harb da rivâyet etu. (Dedi ki): Bize Cerîr Hişâm'dan, o da İbn Sîrîn'den, o da Ebû Hüreyre'den, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den naklen rivâyet etti: «Dehre soğmeyin! Çünkü dehr ancak Allah'dır.» buyurmuşlar. Bu hadîsi Buhârî «Tevhid» ve «Tefsir» bahislerinde Ebû Dâvud «Kîtâbü'l-Edeb»'de; Nesâî «Tefsir»'de tahrîc etmişlerdir. Dehr aslında bu âlemin müddetidir. Bilâhare her çok müddete dehr denilmiştir. Zaman bunun hilâfmadır. Çünkü müddetin azma da, çoğuna da zaman denilebilir. Hadîs-i şerifte dehrden murad gece ile gündüzü döndüren ve bütün işleri bunların içinde çeviren Allah'dır. Şu halde: «Dehre söğmeyin...» demek dehrin yaratanına söğmeyin mânâsına gelir. Câhiliyyet devrinde Arabların basına bir musibet gelirse, onu dehre izafe ederlerdi. Hattâ Kur'ân-ı Kerim'de beyân buyrulduğu vecihle: "Bizi ancak dehr helâk eder." Sûre demişler ve zamana söğmüşlerdi. Çünkü dehrin Allah tarafından yaratıldığını bilmezler, onu ezelî ve ebedi sanırlardı. Bundan dolayı kendilerine dehriye denilmiştir. «Âdemoğlu bana ezâ ediyor...» cümlesi hakkında Kurtubî şunları söylemiştir: «Bunun mânâsı: Bana öyle söz söylüyor ki: Bu söz eziyyet duyan bir kimseye söylense bundan müteezzi olur. Allah eziyet duymaktan münezzehtir. Bu siz burada mecazdır. Bundan maksat onu kim söylerse Allah'ın gazabına maruz olur. demektir.» |