Geri

   

 

 

 

İleri

 

37- Yılanların ve Onlardan Başkalarının Öldürülmesi Bâbı

5959- Bize Ebû Bekr b. Etî Şeybe rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Abde b. Süleyman ile İ'cni Nümeyr, Hişam'dan rivâyet ettiler. H.

Bize Ebû Küreyb de rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Abde rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Hişam babasından, o da Âişe'den naklen rivâyet etti. Âişe şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) iki çizgili yılanın öldürülmesini emir buyurdu. Çünkü o gözü kapar ve gebeliğe dokunur.

5960- Bize bu hadîsi İshâk b. İbrahim de rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Ebû Muâviye haber verdi.

(Dedi ki): Bize Hişam bu isnadla haber verdi ve ebterle iki çizgili dedi.

5961- Bana Amr b. Muhammed En-Nâkıd rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Süfyân b. Uyeyne Zührî'den, o da Sâlim'den, o da babasından, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den naklen rivâyet etti:

«Yılanları ve iki çizgili ile ebteri öldürün. Çünkü onlar cenîni düşürür; gözü kaparlar.» buyurmuşlar.

Râvi

Dedi ki: İbn Ömer bulduğu her yılanı öldürüyordu. Derken Ebû Lübâbe b. Abdil-Münzir yahut Zeyd b. Hattâb onu bir yılan kovalarken gördü de gerçekten evlerde yaşayan yılanların öldürülmesi yasak edildi, dedî.

5962- Bize Hâcib b. Velid de rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Muhammed b. Harb Zübeydî'den, o da Zührî'den naklen rivâyet etti.

(Dedi ki): Bana Sâlim b. Abdillah, İbn Ömer'den naklen haber verdi. İbn Ömer Şöyle dedi: Ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i köpeklerin öldürülmesini emrederken işittim:

«Yılanlarla köpekleri öldürün, iki çizgili yılanla ebteri de öldürün. Çünkü onlar gözü kapar ve gebelere çocuk düşürtürler.» buyuruyordu.

Zührî

Dedi ki: Biz bunu bu iki yılanın zehirlerinden zannediyoruz. Allah daha iyi bilir.

Sâlim şunu söylemiş: Abdullah b. Ömer dedi ki: Artık ben bir yılan gördüm mü onu öldürmeden bırakmaz oldum. Bir gün ben evlerde yaşayan yılanlardan birini kovalarken yanımdan Zeyd b. Hattâb yahut Ebû Lübâbe geçti. Ben (hâlâ) yılanı kovalıyordum.

— Yavaş ol yâ Abdellah! dedi. Ben:

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) onların öldürülmesini emir buyurdu, dedim.

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) evlerde yaşayanları öldürmekten nehıy buyurdu, dedi.

5963- Bana bu hadîsi Harmele b. Yahya da rivâyet etti,

(Dedi ki): Bize İbn Vehb haber verdi.

(Dedi ki): Bana Yûnus haber verdi. H.

Bize Abd b. Humeyd dahi rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Abdürrezzâk haber verdi.

(Dedi ki): Bize Ma'mer haber verdi. H.

Bize Hasen El-Hulvânî de rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Ya'kûb rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize babam Sâlih'den rivâyet etti.

Bu râvilerin hepsi Zührî’den bu isnadla rivâyette bulunmuşlardır. Yalnız Sâlih Şöyle deditir: «Tâ ki beni Ebû Lübâbe b. Abdi'l-Münzir ile Zeyd b. Hattâb gördüler de Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) evlerde yaşayan yılanları öldürmeyi yasak etti, dediler.»

Yûnus'un hadîsinde:

«Yılanları öldürün!» cümlesi vardır.

«İki çizgili ile ebteri...» dememiştir.

5964- Bana Muhammed b. Rumh da rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Leys haber verdi. H.

Bize Kuteybe b. Saîd dahi rivâyet etti. Lâfız onundur.

(Dedi ki): Bize Leys Nâfi'den rivâyet etti ki, Ebû Lübâbe mescide yaklaşmak için evinde kendisine bir kapı açması hususunda İbn Ömer'le konuşmuş. Derken hizmetçiler bir küçük yılan derisi görmüşler. Abdullah: Onu yakalayın ve öldürün, demiş. Ebû Lübâbe ise: Onu öldürmeyin! Çünkü Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) evlerdeki küçük yılanları öldürmekten nehiy buyurdu, demiş.

5965- Bize Şeybân b. Ferruh da rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Cerîr b. Hâzim rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Nâfi' rivâyet etti.

(Dedi ki): İbn Ömer bütün yılanları Öldürüyordu. Nihayet bize Ebû Lübâbe b. Ab-di’l-Münzir El-Bedrî, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ev yılanlarını öldürmekten nehiy buyurduğunu söyledi. O da vaz geçti.

5966- Bize Muhammed b. Müsennâ rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Yahya (Bu zât Kattan'dır) Ubeydullah'dan rivâyet etti.

(Dedi ki): Bana Nâfi' haber verdi. Kendisi Ebû Lübâbe'yi İbn Ömer'den naklen haber verirken işitmiş ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ufak yılanların öldürülmesini yasak etmiş.

5967- Bu hadîsi bize İshâk b. Mûsa El-Ensârî de rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Enes b. Iyâz rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Ubeydullah, Nâfi'den, o da Abdullah b. Ömer'den, o da Ebû Lübâbe'den, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den naklen rivâyet etti. H.

5968- Bana Abdullah b. Muhammed b. Esma' Ed-Dubaî de rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Cüveyriye, Nâfi'den, o da Abdullah'dan, naklen rivâyet etti. Ona da Ebû Lübâbe haber vermiş ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) evlerdeki küçük yılanların öldürülmesini yasak etmiş.

5969- Muhammed b. Müsennâ rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Ab-dü’l-Vehhâb (yani Sekafî) rivâyet etti.

(Dedi ki): Yahya b. Saîd'i şunu söylerken işittim: Bana Nâfi' haber verdi. Ki: Ebû Lübâbe b. Abdil-Münzir El-Ensârî —Bu zâtın evi Küba'da idi. Sonra Medine'ye taşındı.— Bir defa beraberinde Abdullah b. Ömer olduğu halde oturmuş kendine bir dehliz açarken ansızın evlerde yaşayan bir yılan görmüşler ve onu öldürmek istemişler. Bunun üzerine Ebû Lübâbe evlerde yasayan yılanları kastederek: Gerçekte bunları öldürmek yasak edildi. Ebter ile iki çizgiliyi öldürmek ise emir buyuruldu, demiş. Bu iki yılanın gözü kör ettikleri, kadınların çocuklarını düşürttükleri söylenir.

5970- Bana İshâk b. Mansûr da rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Muhammed b. Cehdam haber verdi.

(Dedi ki): Bize İsmail (bu zât bizce İbn Cafer'dir.) Ömer b. Nâfi'den, o da babasından naklen rivâyet etti. Şöyle dedi: Bir gün Abdullah b. Ömer kendine ait bir yıkıntının yanında bulunuyordu. Derken bir yılan parıltısı gördü ve bu yılanı takib ederek öldürün, dedj, Ebû Lübâbete'l-Ensârî:

— Ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i evlerde olan küçük yılanların Öldürülmesini yasak ederken işittim. Yalnız ebterle iki çizgilisi müstesna. Çünkü onlar gözü kör eder ve kadınların karınlarındaki ceninleri araştırırlar.

5971- Bize Harun b. Saîd el-Eylî de rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize İbn Vehb rivâyet etti.

(Dedi ki): Bana Üsâme rivâyet etti. Ona da Nâfi' rivâyet etmiş ki: İbn Ömer, Ömer b. Hattâb'ın evinin yanındaki köşkte bir yılan gözetirken yanına Lübâbe uğramış...

Râvi Leys b. Sa'd'ın hadîsi gibi rivâyette bulunmuştur.

5972- Bize Yahya b. Yahya ile Ebû Bekr b. Ebî Şeybe Ebû Küreyb ve İshâk b. İbrahim rivâyet ettiler. Lâfız Yahya'nındır. Yahya ile İshâk ahberana; ötekiler haddesenâ tâbirlerini kullandılar. (Dediler ki): Bize Ebû Muâviye A'meş'den, o da İbrahim'den, o da Esved'den, o da Abdullah'dan naklen rivâyet etti. Abdullah Şöyle dedi: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'le birlikte mağarada idik. Ona mürselât sûresi indirilmiş, biz de bu sûreyi onun ağzından taze taze alıyorduk. Birden üzerimize bir yılan çıktı:

«Onu öldürün.» dedi. Biz de öldürmek için davrandık, fakat yılan bizden önce kaçtı. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

«Allah sizi onun şerrinden koruduğu gibi, onu da sizin şerrinizden korudu.» buyurdular.

5973- Bize Kuteybe b. Said ile Osman b. Ebî Şeybe de rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Cerîr A'meş'den bu isnadla bu hadisin mislini rivâyet etti.

5974- Bize Ebû Küreyb rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Hafs (yani İbn Gıyas) rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize A'mes İbrahim'den, o da Esved'den, o da Abdullah'dan naklen rivâyet etti ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Mina'da ihramlı bir hacıya bir yılanı öldürmesini emir buyurmuş.

5975- Bize Ömer b. Hafs b. Gıyas rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize babam rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize A'meş rivâyet etti.

(Dedi ki): Bana İbrahim, Esved'den, o da Abdullah’dan naklen rivâyet etti. Abdullah Şöyle dedi: Bir defa Hazret-i Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’le birlikte bir mağarada iken...

Râvi, Cerîr'ie Ebû Muâviye'nin hadîsi gibi rivâyette bulunmuştur.

5976- Bana Ebû't-Tâhir Ahmed b. Amr b. Şerh rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Abdullah b. Vehb haber verdi.

(Dedi ki): Bana Mâlik b. Enes, Sayfî'den —Bu zât bizce İbn Eflah'ın âzâtlısıdır— naklen haber verdi.

(Dedi ki): Bana Hişam b. Zühre'nin azatlısı Ebû's-Sâib haber verdi ki: Kendisi Ebû Saîd'i Hudrî'nin evinde yanına girmiş.

(Dedi ki): Onu namaz kılarken buldum ve oturarak namazını bitirinceye kadar onu bekledim. Derken evin bir tarafında çatıdaki çubuklar arasında bir kıpırtı işittim de bakındım. Ne göreyim bir yılanmış. Hemert öldürmek için üzerine sıçradım. Fakat Ebû Said bana otur diye işaret etti. Ben de oturdum. Namazdan ayrıldıktan sonra hânesindeki bir eve işaret ederek:

— Şu evi görüyor musun? dedi,

— Evet! cevâbını verdim.

— Bunda bizden yeni evlenmiş bir genç vardı. Derken Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'le birlikte hendek gazasına çıktık. Bu genç günün yarısında Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den izin alarak evine dönüyordu. Bir gün yine ondan izin aldı. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ona:

«Üzerine silâhım ali Çünkü Kureyza'nın sana düşmanlık edeceğinden korkarım.» dedi. Adam da silâhını aldi. Sonra evine döndü. Bir de ne görsün karısı iki kapının arasında ayakta değil mi! Hemen süngüsü ile onu vurmak için üzerine yürüdü. Kıskançlığı kabarmıştı. Kadın ona:

— Yapma! Süngünü çek! Eve gir de beni dışarıya ne çıkardı bir gör! dedi. O da girdi. Bir de baktı ki büyük bir yılan!.. Döşeğin üzerine kıvrılmış yatıyor! Hemen süngü ile yılanın üzerine vararak onun işini bitirdi. Sonra dışarı çıkarak süngüyü avluya dikti. Derken yılan üzerine atıldı. Artık hangisi çabuk öldü. yılan mı, yoksa genç mi? Bilinemedi, Biz hemen Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e gelerek bunu kendisine anlattık ve:

— Allah'a dua et, onu bizim için diriltsin! dedik. «Arkadaşınız için istiğfar edin!» buyurdu. Sonra şunu ilâve etti:

«Gerçekten Medine'de müslümen olmuş cinler vardır. Onlardan birini görürseniz, kendisine üç gün ihtarda bulunun. Şâyet bundan sonra size (yine) görünürse onu Öldürün! Çünkü o bir şeytandır.»

5977- Bana Muhammed b. Râfi' de rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Vehb b. Cerîr b. Hâzim rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize babam rivâyet etti.

(Dedi ki): Esma' b. Ubeyd'i Sâib denilen bir adamdan rivâyet ederken dinledim. Bizce bu zât Ebû Sâib'dir.

(Dedi ki): Ebû Saidi Hudri'nin yanına girdik. Otururken bir ara yatağının altında bir kıpırtı işittik de baktık. Ne görelim!.. Bir yılanmış!..

Râvi hadîsi kıssasıyle Mâlik'in Sayfî'den rivâyet ettiği badis gibi nakletmiştir. O bu hadîste şunu da söylemiştir: «Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

«Gerçekten bu evlerin yılan sakinleri vardır. Onlardan birini görürseniz üzerine üç defa zorlama yapın; giderse ne âlâ.. Aksi takdirde onu Öldürün! Çünkü o bir kâfirdir.» dedi. Yanındakilere de:

«Gİdin arkadasınîzı defnedin.» buyurdu.»

5978- Bize Zübeyr b. Harb da rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Yahya b. Saîd, İbni Aclan'dan rivâyet etti.

(Dedi ki): Bana Sayfî, Ebû's-Sâib'den, o da Ebû Saîdi Hudrî'den naklen rivâyet etti.

(Dedi ki): Ebû Saîd'i şunu söylerken işittim: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

«Şüphesiz ki Medine'de cinlerden müslüman olmuş bir taife vardır, imdi her kim bu yılanlardan bir şey görürse ona üç defa İhtarda bulunsun, ondan sonra kendisine görünürse artık onu öldürsün. Çünkü o bir şeytandır.» buyurdular.

Bu rivâyetlerden İbn Ömerle Ebû Lübâbe hadîsim Buhârî «Bed'ü-l-Halk» bahsinde; İbn Mes'ûd hadîsini «Mürselât Sûresinin Tefsirinde tahric etmiştir.

Zü't-Tufyeteyn iki tufyeli demektir. Tufye mukl denilen yemişin yaprağıdır. Bu yemişin yaprağı üzerinde iki çizgi bulunurmuş. Yılanın da sırtında iki beyaz çizgi bulunduğu için benzetme sureliyle ona tufyeli yılan denilmiştir. Biz çizgili yılan demekle iktifa ettik.

Ebter: Kısa kuyruklu son derece zehirli bir yılandır. Gebe bir kadın bu yılana bakar bakmaz çocuğunu düşürürmüş. İhtimal bunun sebebi kadının birdenbire korkmasıdır. Maamafih Hattâbî ile diğer bazı ulemânın beyânına göre gerek çizgili yılanın, gerekse ebterin gözlerinde Cenâb-ı Hak öyle bir hassa halketmiştir ki bir bakışta insanı kör ederlermiş.

Can: Küçük yılan demektir. Bazıları ince ve hafif, bir takımları da ince beyaz yılan demek olduğunu söylemişlerdir.

Ebterle çizgili yılanın kadınların karnınd'aki ceninleri araştırmalarından murad onları düşürtmeleridir. Yani çocuk düşürtmeye -mecazen araştırma denilmiştir. Maamafih Allahü teâlâ’nın kendilerinde yarattığı bir hassa sebebiyle hakikaten araştırma yapmaları da mümkündür.

Mâzirî diyor ki: «Medine'nin yılanları bu hadislerde beyân edildiği şekilde ihtar verilmeden öldürülmez. Fakat ihtar verilir de yine gitmezlerse Öldürülürler. Sair yerlerin ve evlerin yılanlarını ise ihtarsız Öldürmek menduptur. Çünkü bu babda birçok sahih hadisler vardır. Medine yılanlarının İhtarsız öldürülememesi hadîste beyân buyurulduğu üzere yılan şeklindeki cinlerden bir taifenin Medine'de müslümanlığı kabul ettiğindendir.»

Ulemâdan bir cemâat hadîsteki nehyin umûmî olduğuna, binâenaleyh nerede olursa olsun evlerde yaşıyan yılanların ihtarsız Öldürülemiyeceğine kail olmuşlardır. Kırlarda yaşayanlar ise onlara göre de ihtarsız Öldürülür, İmâm Malik'e göre mescidlerde bulunanlar öldürülür. İhtarın keyfiyeti hakkında İbn Habib Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in:

«Bizden Süleyman b. Dâvûd'un aldığı söz hakkı için bize eziyet vermemenizi ve bize görünmemenizi dilerim.» dediğini rivâyet etmiştir.

Üç defa zorlamaktan murad İmâm Mâlik'e göre: Seni Allah ve âhiret günü aşkına bize görünmemeye ve eziyet vermemeye zorluyorum, demektir. İhtardan sonra yılan yine görünmekte devam ederse evlerde yaşayan yılan veya rnüslüman olan cin olmadığı anlaşılır. Bunun şeytan olduğu bildirildiğinden öldürülmesinde beis yoktur.

Bu rivâyetlerden ihramlı bir kimsenin yılan öldürebileceği, yılanın Harem-i Şerîfde de öldürülmesi caiz olduğu anlaşılmaktadır.