31- Bal Şerbeti İle Tedavi Bâbı 5901- Bize Muhammed b. Müsennâ ile Muhammed b. Beşşâr rivâyet ettiler. Lâfız İbm Müsennâ'nındır. (Dediler ki): Bize Muhammed b. Cafer rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Şu'be, Katâde'den, o da Bbu'l-Mütevekkil'den, o da Ebû Saîd-i Hudrî'den naklen rivâyet etti. Şöyle dedi: Bir adam Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e gelerek: — Kardeşim ishale tutuldu, dedi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) de: «Ona bal içir!» buyurdu. O da içirdi. Sonra tekrar ona gelerek: — Ben kardeşime bal içîrdim. Ama onun ishalini artırmaktan başka birşey yapmadı, dedi. Ve bunu ona üç defa (gelip) söyledi. Sonra dördüncüde tekrar geldi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (yine): «Ona bal içir!» buyurdular. Adam: — Vallahi içirdim ama onun ishalini artırmaktan başka birşey yapmadı, dedi. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): «Allah doğru söyledi. Kardeşinin karnı İse yalan yaptı.» buyurdular. Müteakiben adam ona bal içirdi. Kardeşi hemen iyileşti. 5902- Bana bu hadîsi Amr b. Zürâra da rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Abdü'l-Vebhâb (yani İbn Atâ'), Saîd'den, o da Katâde'den, o da Ebû'l- Mütevekkil Naci'den, o da Ebû Saîd-i Hudrî'den naklen haber verdi ki: Bir adam Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’e gelerek: Gerçekten kardeşimin midesi bozuldu, demiş. O da: «Kardeşine bal içir!» buyurmuş. Râvi Şu'be'nin hadîsi mânâsında rivâyet etmiştir. Bu hadîsi Buhârî «Kitâbü't-Tib»'da; Nesâî «Tıb» ile «Velîme» bahislerinde tahrîc etmişlerdir. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in gelen zâta dördüncü defada dahi balı tavsiye buyurması vahy suretiyle kardeşinin bal içmekle düzeleceğini bildiği içindir. Dördüncüde: «Allah doğru söyledi, kardeşinin karnı İse yalan yaptı.» demiştir. Bu sözden muradı: «Onda insanlar için şifâ vardır.» Âyet-i kerîmesidir. Yalanı kardeşinin karnına nisbet etmesi mecazdır. Çünkü yalan söze mahsustur. Kardeşinin midesine bal kâr etmeyince yalan isnad etmiştir. Maamafih Araplar kezîb kelimesini hata ve fesat mânâsında da kullanırlar. Bu takdirde mecaza gitmeye lüzum yoktur. Hadîsin mânâsı: «Kardeşinin midesi bozulmuş.» demek olur. Bu hadîs "Onda insanlar için şifâ vardır." Sûre Âyet-i kerîmesindeki zamirin Kur'ân'a değil, bala râcî olduğuna açık delildir. Doğrusu da budur. Bu kavil İbn Abbâs, İbn Mes'ûd, Hasan-ı Basri, Katâde ve diğer ulemânın kavilleridir. Ulemâdan bâzılarına göre Âyet-i kerimeden murâd umum değil, husustur. Yani bâzı ilâçlar bâzı insanlara şifâdır. Midesinden şikâyet eden zât baldan şifâ bulacaklardan olduğu için iyileşmiştir. Yoksa Âyet-i kerimede balın mutlak surette her derde deva olduğuna dâir bir sarahat yoktur. Lâkin Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) vahy yoluyla bu zâtın baldan düzeleceğini bilmiştir. |