11- Bir İnsanı Önceden Oturduğu Mubah Yerinden Kaldırmanın Haram Kılınması Bâbı 5812- Bize Kuteybe b. Saîd rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Leys rivâyet etti. H. Bana Muhammed b. Hunıh b. Muhacir dahi rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Leys Nâfi'den, o da İbn Ömer'den, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den naklen haber verdi. «Sakın biriniz bir kimseyi yerinden kaldırıp, sonra oraya oturmasın!) buyurmuşlar. 5813- Bize Yahya b. Yahya rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Abdullar b. Nümeyr haber verdi. H. Bize İbn Nümeyr de rivâyet etti. (Dedi ki): Bize babam rivâyel etti. H. Bize Züheyr b. Harb dahi rivâyet etti. (Dedi ki) Bize Yahya (bu zat Kattan'dır) rivâyet etti. H. Bize İbn Müsennâ da rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Abdül-Vahhat (yani Es-sekafî) rivâyet etti. Bu râvilerin hepsi Ubeydullah'dan rivâyel etmişlerdir. H. Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe de rivâyet etti. Lâfız onundur. (Ded ki): Bize Muhammed b. Bişr ile Ebû Üsame ve İbn Nümeyr rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Ebû Üsâme, Hişâm'dun, o da babasından, o di Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'ien naklen rivâyet etti: «Bir adam bir adamı yerinden kaldınp, sonra oraya oturmasın! Lâkir aralanın, genişleyin!» buyurmuşlar. 5814- Bize Ebû'r-Rabî' İle Ebû Kâmil de rivâyet ettiler. (Dediler ki) Bize Hammad rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Eyyûb rivâyet etti. H. Bana Yahya b. Habîb de rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Ravh' rivâyet etti. H. Bana Muhammed b. Râfi' dahi rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Abdürrezzâk rivâyet etti. H. Her iki râvi İbn Cüreyc'den rivâyet etmişlerdir. H. Bana Muhammed b. Râfi' de rivâyet etti. (Dedi ki): Bize İbn Ebî Füdeyk rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Dahhâk (yani İbn Osman) haber verdi. Bu râvilerin hepsi Nâfi'den, o da İbn Ömer'den, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den naklen Leys'in hadîsi gibi rivâyette bulunmuşlardır. Fakat hadîste: «Lâkin; aralanın, genişleyin...» cümlesini anmamışlardır. İbn Cüreyc hadîsinde: «Ben Cuma gününde mi? dedim. Cuma gününde ve başka günlerde cevabını verdi.» cümlesini ziyade etmiştir. 5815- Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Abdü’l-A'lâ, Ma'mer'den, o da Zührî'den, o da Salimden, o da İbn Ömer'den naklen rivâyet etti ki: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): «Sakın biriniz din kardeşini yerinden kaldırıp, sonra onun yerine oturmasın!» buyurmuşlar. İbn Ömer kendisi için biri yerinden kalkarsa oraya oturmazmış. 5816- Bize bu hadîsi Abd b. Humeyd de rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Abdürrezzak haber verdi. (Dedi ki): Bize Ma'mer bu isnadla bu hadîsin mislini haber verdi. 5817- Bize Seleme b. Şebîb rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Hasen b. A'yen rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Mâkıl (bu zat İbn Ubeydillah'dır), Ebû'z-Zübeyr'den, o da Câbir'den, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den naklen rivâyet etti: «Sakın biriniz Cuma günü din kardeşini yerinden kaldırmasın. Sonra gidip onun yerine oturmasın. Lâkin; aralanın, desin!» buyurmuşlar. İbn Ömer rivâyetini Buhârî «İstizan» bansınde tahric etmiştir. Nevevî diyor ki: «Bu nehiy tahrim içindir. Bir kimse cuma günü olsun, başka bir günde olsun, namaz veya başka bir şey için mescid-de veya başka bir yerde mubah bir yere oturursa, o yerin hak sahibi odur. Başkasının onu yerinden kaldırması haram olur. Delili bu hadîstir. Yalnız ulemamız fetva vermek yahut Kur'ân veya ulum-u şer'iyye okumak için bir kimsenin alışmış olduğu yeri bundan istisna etmişlerdir. Böylesi o yerde hak sahibidir. O geldiği zaman o yere başkası oturamaz.» Hazret-i Abdullah b. Ömer'in kendisine ayağa kalkan kimsenin yerine oturmaması, kendi vera ve takvasıadandır. Yoksa oturması haram değildir. Hazret-i İbn Ömer burada iki şeyi nazar-ı itibara almış olabilir: 1- Çok defa yerinden kalkan kimse ondan utanır da içinden razı olmadığı halde kalkarak yerini ona verir. İbn Ömer (radıyallahü anh) bu kapıyı kapayarak böyleleri kurtarmıştır. 2- İbâdet hususunda tercih mekruh yahut evlâsını hilâlidir. İbn Ömer başkasının böyle mekruh veya evlânın hilaf; bir dey yapmasına sebep olmamak için oturmaktan kaçınmıştır |