35- Elbise Vesariede Sahtekarlık Yapmaktan ve Kendisine Verilmemiş Bir Şeyle Doymuş Görünmekten Nehiy Bâbı 5705- Bize Muhammed b. Abdillah b. Nümeyr rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Vekî' île Atde, Hişam b. Urve'den, o da babasından, o da Âişe'den naklen rivâyet etti ki: Bir kadın: — Ya Resûlallah! Kocamın bana vermediği bir şeyi, verdi diyeyim, mi? demiş. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): «Kendisine verilmeyen bir şeyle doymuş görünen; iki sahte elbise giyen gibidir.» buyurmuşlar. 5706- Bize yine Muhammed b. Abdillah b. Nümeyr rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Abde rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Hişâm, Fâtıme'den, o da Esmâ'dan naklen rivâyet etti. Bir kadın, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’e gelerek: Benim bir kumam var, acaba kocamın bana vermediği malından karnımı doyurmuş gibi göstermek bana günah olur mu? demiş. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): «Verilmeyen bir şeyle karnını doyuran iki sahte elbise giyen gibidir.» buyurmuşlar. 5707- Bize Ebî Bekr b. Ebî Şeybe rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Ebî Üsâme rivâyet etti. H. Bize İshâk b. İbrahim dahi rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Ebû Muaviyt haber verdi. Ker iki râvî Hişâm'dan bu İsnadla rivâyette bulunmuşlardır. Bu hadîsi Buhârî «Nikâh» bahsinde tahrîc etmişti.. Müteşebbih: Tok görünen, elinde avucunda bir şey olmadığı halde başkalarına kendini zenginmiş gibi gösteren kimsedir Zemahşerî'ye göre müteşebbih'in iki mânâsı vardır. Birinci manâya göne yemek hususunda israfa yeltenen, doyduğu halde daha fazla yiyen manasınadır. İkinciye göre müteşebbih: Aç olduğu halde kendini toka benzeten kimsedir. Bu manâdan alınarak kelime faziletli olmadığı halde öyle görünmeye çalışan kimseye istiare edilmiş ve hâli iki sahte elbise giyene benzetilmiştir. Ebû Ubeyd'le başkalarına göre sahte elbise diye terceme ettiğimiz «sevheyzûr»dan murâd salâh ve takva sahiplerinin giydiği elbiseyi giyerek başkalarına âbid ve sofu görünmektir. Bu gibi giysiler zûr ve riya elbisesidir. Bazıları «Bundan murad başkasının elbisesini giyip kendin nmış gibi göstermektir» demişlerdir. Hattâbî buradaki elbiseden muradın hâl ve tavır olduğunu hikâye etmiştir. Arablar elbise kelimesiyle kinaye olarak bir kimsenin hâlini kasdederler. Şu halde hadîsin mânâsı elinde olmayan bir şeyi varmış gibi göstererek öğünen kimsenin hâli olmayan bir şeyi söyleyen yalancının hâli gibidir demek olur. |