53- Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in «Ümmetimden Bir Taife Hakka Yardım Etmekte Devam Edecektir. Onlara Muhalefet Edenler Zarar Verecek Değildir» Hadisi Bâbı 5059- Bize Saîd b. Mensur ile Ebû'r Rabi' El-Atekî ve Kuteybe b. Saîd rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Hammad —İbn Zeyd'dir.— Eyyûb'dan, o da Ebû Kılâbe'den, o da Ebû Esmâ'dan, o da Sevbân'dan naklen rivâyet etti. Sevban Şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): «Ümmetimden bir taife hakka yardımcı olmakta devam edecektir. Onlara muhalefette bulunanlar zarar veremiyecek. Nihayet Allah'ın emri onlar bu haldeyken gelecektir.» buyurdular. Kuteybe'nin hadisinde «Onlar bu haldeyken» kaydı yoktur. 5060- Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Vekî' rivâyet etti. H. Bize İbnü Nümeyr de rivâyet etti. (Dedî ki): Bize Veki' ile Abde ikisi birden İsmail b. Ebi Halid'den rivâyet ettiler. H. Bize İbn Ebî Ömer dahi rivâyet etti. Lafz onundur onundur. (Dedi ki): Bize Mervan (yani El-Fezârî) İsmail'den, o da Kays'den, o da Mugıre'den naklen rivâyet etti. (Şöyle dedi): Ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) «Ümmetimden bir kavim insanlara yardımcı olmakta devam edecektir. Nihayet onlar yardımcı iken kendilerine Allah’ın emrî gelecektir.» 5061- Bana bu hadisi Muhammed b. Rafi’ dahi rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Ebû Üsame rivâyet etti. (Dedi ki): Bana İsmail, Kays'dan rivâyet etti. (Dedi ki): Muğire b. Şu’be’yi şunu söylerken dinledim: Ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i şöyle buyururken işittim... Ravi tamamiyle Mervan hadîsi gibi rivâyette bulunmuştur. 5062- Bize Muhammed b. Müsemıa ile Muhammed b. Beşşâr rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Muhammed b. Ca'fer rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Şu'be, Simâk b. Hark'den, o da Câbir b. Semura'dan, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den naklen rivâyet etti ki: «Bu din kaim olmakta mutlaka devam edecektir. Onun namına ta kıyamet kopuncaya kadar müslümanlardan bir cemaat çarpışacaktır.» buyurmuşlar. 5063- Bana Hârûn b. Abdillah ile Haccâc b. Şâir rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Haccâc b. Muhammed rivâyet etti. (Dedi ki): İbn Cüreyc şunu söyledi: Bana Ebû'z-Zûbeyr haber verdi ki kendisi Câbir b. Abdillah, şunu söylerken işitmiş. Ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i: «Ümmetimden bir taife hak uğruna çarpışmakta kıyâmet gününe kadar yardımcı olmakta devam edecektir.» buyururken işittim. 5064- Bize Mensur b. Ebi Müzâhim rivâyet etü. (Dedi ki): Bize Yahya b. Hamza, Abdurrahman b. Yezid b. Câbir'den naklen rivâyet etti. Ona da Umeyr b. Hani' rivâyet etmiş. (Dedi ki): Ben Muâviye'yi minber üzerinde şunu söylerken dinledim: Ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) «Ümmetimden bir taife Allah'ın emrini tutmakta devam edecektir. Onları aşağılayan veya muhalefet edenler kendilerine zarar veremeyecek. Nihâyet Allah'ın emri, onfar İnsanlara yardım ederken gelecektir.» buyururken işittim. 5065- Bana İshak b. Mansur da rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Kesir b. Hişâm haber verdi. (Dedi ki): Bize Ca'fer —Bu zât İbnü Burkân'dır— rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Yezid b. Esamm rivâyet etti. (Dedi ki) Ben Muâviye b. Ebi Süfyan'i dinledim. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den rivâyet ettiği bir hadis söyledi ki; ben kendisini Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in minberi üzerinde ondan bu Hadîsden başka hadis rivâyet ettiğini işitmedim. (Dedi ki): Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): «Allah bir kimseye hayr (vermek) murad ederse onu dinde fakîh kılar. Müslümanlardan bir cemaat kendilerine düşmanlık edenlere karşı çıkacak tâ kıyâmet gününe kadar Hakk uğruna çarpışmakta devam edecektir.» buyurdular. 5066- Bana Ahmed b. Abdîrrahman b. Vehb rivâyet etti. (Dedi ki); Bize amcam Abdullah b. Vehb rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Amr b. Haris rivâyet etti. (Dedi ki): Bana Yezid b. Ebî Habib rivâyet etti. (Dedi ki): Bana Abdurrahman b. Şumaset'l-Mehri rivâyet etti. (Dedi' ki): Mesleme b. Muhalled'in yanındaydım. Abdullah b. Amr b. As da onun yanında idi. Abdullah şunu söyledi: — Kıyâmet ancak halkın kötüleri üzerine kopacaktır. Onlar cahiliyyet halkından daha kötüdürler. Allah'dan bir şey isterlerse onu üzerlerine reddeder. Onlar bu haldeyken Ukbe b. Âmir geldi. Mesleme ona: — Ya Ukbe! Dinle Abdullah ne diyor. Dedi. Ukbe de: — O daha iyi bilir. Amma ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ı: «Ümmetimden bir cemaat düşmanlarını kahr ederek Allah'ın emri uğrunda çarpışmakta devam edeceklerdir. Onlara muhalefet edenler kendilerine bir zarar veremiyecek. Nİhayef onfar bu halde iken kıyâmet kendilerine gelecektir» buyururken işittim, cevabını verdi. Bunun üzerine Abdullah şunu söyledi — Evet, sonra Allah misk kokusu gibi bir koku gönderecek, teması ipeğin teması gibi olacak, ama kalbinde tane ağırlığı iman olan hiç bir kimseyi bırakmayıp öldürecek, Sonra insanların kötüleri kalacak, kıyâmet onların üzerine kopacaktır. 5067- Bize Yahya b. Yahya rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Hü seyn, Dâvûd b. Ebî Hind'den, o da Elbû Osman'dan, o da Sa'd b. Ebî Vak kâs'dan naklen haber verdi. Sa'd Şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): «Garb ehli kıyâmet kopuncaya kadar Hakk üzere yardımcı omlakta devam edeceklerdir» buyurdular. Bu rivâyetlerin bazılarını Buhârî «Menakıb» bahsinde tahri etmişir. Hadisi Şerifin izahı Kitabu-l-İman'ın sonlarında geçmişti. Buradak kokudan murad kıyâmete yakın Yemen taraflarından çıkarak kadın ekkek her müminin ruhunu kabzedecek olan rüzgârdır. Bahsedilen taife veys cemaata gelince: Buhârî bunlardan murad ulemâ olduğunu söylemiş; İmâm Ahmed b. Hanbel ise: -«Bunlar ehli Hadîs değil-seler kimler olacağını bende bilemiyorum» demiştir. Kadı Iyâz İmâmı Ahmed İn bu sözüyle Ehl-i Sünnet vel-Cemaati, hadîs ulemasının mezhebinde olanları kasdettiğini söylemektedir. Nevevî diyor ki: «İhtimalki bu taife muhtelif müminler arasına dağılmıştır. Bazıları cengâver yiğitler, bir takımları fukaha ve hadîs uleması kimisi zâh'ıd kimisi Emri bil ma'rufu yapan zevattır. Hepsinin bir yerde toplu bulunmaları lâzım gelmez. Bilâkis muhtelif yerlerde bulunurlar.» Hadisin son rivâyetinde zikri geçen «Garb ehlî»'nden murad Ali b. Medînî'ye göre araplardır. Garb: Büyük kova manasına gelir. Bunu ekseriyetle arablar kullandıkları için onlara «Garb Ehli» denilmiştir. Diğer ulemaya göre Gabdan murad batıdır. Muâz bunların Şamlılar olduğunu söylemiştir. Kudüslüler olduğunu bildiren hadisde vardır. Bazıları «Garb Ehlinden murad: Hiddet ve şiddet sahibi insanlardır. Hasılı yer yüzü kıyâmete kadar cihaddan hâli kalmayacaktır. Bir yerde harb ve cidal bitse başka yerde yenisi patlayacak kıyâmet yaklaşıncaya kadar bu böyle gidecek ve Hak yolunda mücahede eden halis müslümanlar bulunacaktır. Hadîsin bir rivâyeti Allah'ın çok hayır vermek istediği kulunu fakın yaptığı bildirilmektedir. Yani o kimseye Şeriat sahibinin emirleriyle nehiy-leriniri sırrını ilâhi bir nûr ile anlatır. Bu rvâyet ilmin ve ulemanın faziletine, din âlimi olmanın imanı kurtarmaya bir alâmet sayıldığına delildir. Hadisi Şerifin bütün rivâyetleri bir mucizeyi ispat etmektedir. Bu mucize Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in haber verdiği cemaatlerin bugüne kadar her devirde zuhur edip hak din uğuruna mücadele etmeleridir Hadisi Şerif ayrıca icmam hüccet olduğuna da delildir. Nevevî: ««Bu hadîs kendileriyle istidlal edilen en sahih hadislerdendir.» diyor. |