34- Cihad ve Serhad Bekçiliğinin Fazileti Bâbı 4994- Bize Mansûr b. Ebî Müzâhim rivâyet etti. (Dedi ki-: Bize Yahya b. Hamza, Muhammed b. Velîd Ez-Ziibeydî'den, o da Zührîden, o da Atâ' b. Yezîd El-Leysî'den, o da Ebû Saîd-i Hudrî'den naklen rivâyet etti ki, bir adam Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’e gelerek: — İnsanların hangisi efdaldir? diye sormuş da: «Allah yolunda mah ile canı ile mücâhede eden kimsedir.» buyurmuş. — Ondan sonra kim? demiş. «Kuytulardan bir kuytuda Rabbi olan Allah'a ibâdet eden ve insanları kendi şerrinden âzâde bırakan mü'mindir.» buyurmuşlar. 4995- Bize Abd b. Humeyd rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Abdürrazzâk haber verdi. (Dedi ki): Bize Na'mer, Ziihrî'den, o da Atâ' b. Yezîd El-Leysî'den, o da Ebû Saîd'den naklen haber verdi. Şöyle dedi: Bir adam: İnsanların en faziletlisi kimdir yâ Resûlallah? Dedi. «Allah yolunda malı ile canı ile mücâhade eden mü'mindir.» buyurdu. — Ondan sonra kim? Diye sordu. «Sonra kuytulardan bir kuytuya çekilmiş; Rabbine ibâdet eden ve insanları kendi şerrinden âzâde bırakan adamdır.» buyurdular. 4996- Bize Abdullah b. Abdirrahmân Ed-Dârimî de rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Muhammed b. Yûsuf, Evzâî'den, o da İbn Şihâb'dan bu isnadla haber verdi. O: «Bir kuytuda bir adam..» demiş; «sonra bir adam..» dememiştir. Bu hadîsi Buhârî, Ebû Dâvûd, Tirmizî ve Nesâî «Cihâd» bahsinde; İbn Mâce «Kitâbü’l-Fiten» de muhtelif râvilerden tahrîc etmişlerdir. Hadîs-i Şerif âmm-ı mahsustur. Ve: «Allah yolunda malr İle canı ile mücâhede eden kimse insanların en iyilerindendir » manasınadır. Yoksa ulema ve sıddîklar daha faziletlidirler. Nitekim bu hususta hadisler vârid olmuştur. Nesâî'nin bir rivâyetinde: «İnsanların en hayırlılarından bir adam...» denilmiştir. Şi'b: İki dağ arasındaki aralıktır. Ancak burada hassaten bu mânâ kasdedilmemiştir. Murâd tenha ve insanlardan uzak yerdir. Vadiler ekseriyetle insandan hâli olduğu için (şi'b) kelimesi misâl olarak zikredilmiştir. Bu hadîs tenhada yalnız yaşamayı insanlar arasına karışmaktan evlâ görenlere delildir. Mesele ihtilaflıdır. Ekseri ulemâya göre fitneden emin olmak şartı ile insanlarla ihtilâl etmek efdaîdir. Bâzı taifeler uzletin yani tenhada ayrı yaşamanın daha faziletli olduğuna kaildirler. Cumhûr bunlara cevap vermiş: «Bu hadîs fitne ve harb zamanlarına hamlediîmiştir. Yahut'insanlarla iyi geçinemeyen kimse hakkındadır.» demişlerdir. Tirraizi'nin «Zühd» Bâbında rivâyet ettiği bir hadîs de cumhûra delildir. Mezkûr hadîsde: «İnsanlarla İhtilât edip eziyetlerine katlanan mü'minin ecri, insanlarla ihfilât etmeyen ve eziyetlerine sabır göstermeyen mü'minin ecrinden daha büyüktür.» buyurulmaktadır. Ayni hadîsi İbn Mâce dahi rivâyet etmiştir. Gelmiş geçmiş bütün peygamberler, sahabe, tabiîn, ulemâ ve sulehâ hep insanlarla ihtuat etmiş; bundan cuma ve cenazelere iştirak, hastaları dolaşmak ilim ve zikir meclisleri gibi faydalar istihsal etmişlerdir. 4997- Bize Yahya b. Yahya Et-Temîmî rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Abdülâzîz b. Ebî Hâzim, babasından, o da Ba'ce'den, o da Ebû Hiireyre'den, o da Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'den onun şöyle buyurduğunu rivâyet etti: «İnsanların en hayırlı yaşayanlarından biri: Allah yolunda atının dizginîn tutup onun sırtında uçan, düşman sesi veya düşmana hücum feryadı İşittikçe o at üzerinde uçan, Öldürmeyi ve Ölümü, ümîd edilen yerlerinde arayan adamdır. Yahut şu tepelerden bir tepenin üstünde veya şu vadilerden bir vâdînin içinde bir koyun sürücüğünün İçinde bulunup namazını kılan, zekatını veren ve eceli gelinceye kadar Rabbına ibâdet eden, insanlara hayırdan başka bir şey yapmayan kimsedir.» 4998- Bize bu hadisi Kuteybe b. Saîd de, Abdülâzîz b. Ebî Hâ-zim ile Ya'kûb (yânî İbn Abdirrahmân El-Kaarî)’den naklen rivâyet etti. Her ikisi Ebû Hâzim’den bu isnadla bu hadîsin mislini rivâyet etmişlerdir. O Yahya'nın rivâyeti hilâfına: «Ba'ce b. Abdillâh b. Bedr'den» bir de: «Şu vadilerden bir vâdîde..» demiştir. 4999- Bize bu hadîsi Ebû Bekir b. Ebî Şeybe ile Ziiheyr b. Harb ve Ebû Küreyb de rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Vekî' Üsâme b. Zeyd’den, o da Ba'ce b. Abdillâh El Cühenî'den, o da Ebû Hüreyre’den, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den naklen Ebû Hâ-zim'in Ba'ce'den rivâyet ettiği hadîs mânâsında rivâyette bulunmuş ve: «Vadilerden bir vâdîde..» demiştir. «Atının dizginini tutup onun sırtında uçan..» ifadesinin mânâsı: cihâd için hazır vaziyette bulunup gerektiğinde atının sırtında uçar gibi sür'atle harbe koşan kimsedir..'demektir. İbarede teşbîh-i belîg vardır. Hey'a: Düşman geldiği zaman yükselen ses; fezea ise: düşmana hücum için davranmakta. «Ölümü, ümîd edilen yerlerinde arayan adamdır.» cümlesinden: şehid olmayı son derece arzu ettiği için ölerek şehîd olacağı yeri adetâ arayan adamdır, manası kasdedilmiştir. Hadîs-i Şerif cihâd ile serhad bekçiliğinin ve şehîd olmaya hırs göstermenin faziletine delildir. |