Geri

   

 

 

 

İleri

 

51- Gazada Kafirden Yardım Dilemenin Keraheti Bâbı

4803- Bana Züheyr b. Harb rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Abdurrahmân b. Mehdî, Mâlik'den rivâyet etti. H.

Bana bu hadîsi Ebû't-Tâhir de rivâyet etti. Lâfız onundur.

(Dedi ki): Bana Abdullah b. Vehb, Mâlik b. Enes'den, o da Fudayl b. Ebî Abdillâh'dan, o da Abdullah b. Niyâr El-Eslemı'den, o da Urvetü'bnü-z Zübeyr'den, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in zevcesi Âişe'den naklen onun şöyle dediğini rivâyet etti:

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Bedir tarafına yola çıktı. Harratü'l-Vetera'ya varınca kendisine bir adam yetişti ki, bu adamın cür'et ve cesareti söyleniyordu. Bu sebeple Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabı onu gördükleri vakit sevindiler. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e yetişince ona:

— Sana tâbi' olmak ve seninle beraber yaralanmak için geldim, dedi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) kendisine:

«Allah'a ve Resûlüne îmân ediyor musun?» diye sordu.

— Hayır! dedi.

«öyle ise dön! Ben asla bir müşrikten yardım alamam!» buyurdular.

Âişe

Dedi ki:

Sonra gitti. Ağacın yanına vardığımızda o adam Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e yine yetişti; ve ona ilk defa söylediği gibi söyledi. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) de. ona ilk defa söylediği gibi söyledi.

«Öyle ise dön! Ben asla bir müşrikten yardım alamam!» buyurdu. Sonra döndü: Ve Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e Beydâ'da yetişti. O da ilk defa dediği gibi:

«Allah'a ve Resûlüne îmân ediyor musun?» diye sordu. Adam:

— Evet! cevâbını verdi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ona:

«Ö halde yürü!» buyurdular.

Veera: Medine'ye dört mil mesafede bir yerdir. Bazıları bu kelimeyi Vebra okumuşlardır.

Bu hadîste Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem):

«Ben asla bir müşrikten yardım alamam!» buyurmuştur. Başka bir hadîste Safvân b. Ümeyye müslüman olmadan önce onun yardımından faydalandığı rivâyet olunmuştur. Ulemâdan bazıları mutlak surette Bâbımız hadîsi ile amel ederek kâfirden istifadenin caiz olmadığını söylemişlerdir. Diğerlerine göre şayet kâfir müslümanlar hakkında iyi niyet gösterir ve onun yardımına ihtiyaç da varsa istifade caiz, aksi takdirde mekruhtur. İşte bu babtaki iki hadîs bu iki hâle hamledilir. Kâfir harbe izinle iştirak ederse kendisine atıyye verilir. Ganimetten hisse verilmez. İmâm A'zam'la, İmâm Mâlik, İmâm Şafiî ve cumhûr-u ulemânın mezhepleri budur. Zührî ile Evzâî kâfire hisse verileceğine kail olmuşlardır.

Hazret-i Âişe'nin: «Ağacın yanına vardığımızda...» demesine bakılırsa onun da orduyu teşyî' edenlerle beraber olduğu anlaşılır. Mamafih bu sözle kendisi bulunmadığı halde müslümanları kasdetmiş olması da caizdir.