Geri

   

 

 

 

İleri

 

20- Yahûdilerin Hicaz'dan Sürgün Edilmesi Bâbı

4690- Bize Kuteybe b. Saîd rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Leys, Saîd b. Ebî Saîd'den, o da babasından, o da Ebû Hüreyre'den naklen rivâyet etti, ki Şöyle dedi;

Bir defa biz mescidde iken anîden Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) yanımıza cıkageldi. Ve:

«Haydi yahudîlere gidelim!» dedi. Onunla birlikte biz de sıktık veya. hudilere vardık. Derken Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ayağa kalkarak onlara seslendi; ve:

«Ey Yahûdiler cemaati, müslüman olun, kurtulun!» buyurdu. Onlar!

— Tebliğ ettin yâ Eba'l-Kâsım! dediler. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) onlara:

«Bunu murad ediyorum! Müslüman olun, kurtulun!» buyurdu. Onlar (yine): Teblîg ettin yâ Eba'l-Kâsım! dediler. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (tekrar):

«Bunu murâd ediyorum!»dedi; ve üçüncü defasında onlara şunu söyledi:

«Bilmiş olun ki, bu yer Allah'ın ve Resûlünündür. Ben de sizi bu yerden sürgün etmek istiyorum. Sizden kim malına karşılık bir şey bulursa onu hemen satsın! Yoksa bilin ki, bu yer Allah'ın ve Resûlünündür!»

Bu hadîsi Buhârî «Kitâbü’l-ikrâh», «Kitâbü'l-Cizye» ve «Kİ-tâbü’l-i'tisâm»da; Ebû Dâvûd «Harâoda; Nesâî «Siyer» bahsinde tahrîc etmişlerdir.

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): «Bunu murâd ediyorum!» sözü ile «Benim tebliğimi itraf etmenizi istiyorum!» demek istemiştir. «Esümû» cümlesiyle başlayarak güzel ve külfetsiz bir cinas yapmış; sonra: «Bilmiş olun!» diye başlayan yeni bir cümle ile asıl maksadını bildirmiştir. Burada sanki Yahûdiler tarafından: «Bu müslüman olun sözünü neden üç defa tekrarladın? diye sorulmuş da, «Bilmiş olun!» cümlesi ile onlara cevap verilmiş gibidir.

«Bu yer Allah'ın ve Resûlünündüri» cümlesinin mânâsı: Onun milkiyeti de hükmü de Allah'ındır; sizin bu yerinize müslümanlan mirasçı yapmayı irade buyurmuştur; binâenaleyh hemen burasını terk edin! denmektir. Çünkü Yahûdiler Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ile muharebe etmişlerdi. Nitekim bundan sonraki rivâyette görülecektir.

4691- Bana Muhammed b. Râfi' ile İshâk b. Mansûr rivâyet ettiler, İbn Râfi' (haddesenâ) ta'bîrini kullandı. İshâk: Bize Abdürrazzâk haber verdi, dedi.

(Dedi ki): Bize İbn Cüreyc, Mûsâ b. Ukbe'den, o da Nâfi'den, o da İbn Ömer'den naklen haber verdi ki, Benî Nadîr ile Kureyza Yahûdileri Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'le harb etmişler de Resûlüllah Benî Nadîr'i sürgün etmiş; Kureyza'yı ise yerinde bırakmış ve kendilerine serbesti vermiş. Nihayet bundan sonra Kureyza'da harb edince artık onların erkeklerini öldürmüş; kadınları ile çocuklarını ve mallarını müslümanlar arasında taksim etmiş. Yalnız bazıları Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e iltihak etmişler. O da kendilerine emân vermiş; ve müslüman olmuşlar.

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bütün Medine yahudîlerini, Benî Kaynüka'ı (ki bunlar Abdullah b. Selâm'ın kavmidirler) ve Benî Harise Yahûdilerini, Medine'de bulunan her Yahûdiyi sürmüştür.

4692- Bana Ebû't-Tahir de rivâyet etti.

(Dedi ki) i'Bize Abdullah b. Vehb rivâyet etti.

(Dedi ki): Bana Hafs b. Meysere, Mûsa'dan bu isnadla bu hadisi haber verdi. Ama İbn Cüreyc'in hadîsi daha uzun ve daha tamdır.

Bu hadîsi Buhârî «Kitabü'l-Megâzî»'de tahrîc etmiştir.

Hadîs-i şerifte zikri geçen Yahûdi kabilelerinin hepsi Medineli'dir. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in Kureyza'yi yerinde bırakıp ona emân vermesi, Benî Nadîr'le birlikte müslüman-larla harb etmeyip bitaraf kaldıkları içindir. Sonra müslümanlarla onlar da harb edince onları da Medine'den sürmüştür. Kureyza bu harbte muhasara edilmiş ve yirmi beş gün sonra dayanamayarak Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in hükmüne râm olmuşlardı. Yahûdilerin bıraktığı malların beşte biri Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e ayrıldıktan sonra kalanı gâzîler arasında süvariye üç, piyadeye bir hisse verilmek sureti ile taksim olunmuştur. Bu muhasaraya otuz altı suvâri iştirak etmiştir.