Geri

   

 

 

 

İleri

 

9- Kadınlarla Çocukların Gece Baskınlarında Kasıdsız Olarak Öldürülmelerinin Cevazı Bâbı

4647- Bize Yahya b. Yahya ile Saîd b. Mansur ve Amru'n-Nâkıd, toptan İbn Uyeyne'den rivâyet ettiler. Yahya

(Dedi ki): Bize Süfyân b. Uyeyne, Zührî'den, o da Ubeydullah'dan, o da İbn Abbâs'dan, o da Sa'b b. Cessâme'den naklen haber verdi. Sa'b Şöyle dedi: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e müşriklerden gece baskınına uğrayan zürriyetlerin hükmü soruldu. Bu suretle müslümanlar onların kadınlarına ve çocuklarına isabet ediyorlardı. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem):

«Onlar onlardandır.: buyurdular.

4648- Bize Abd b. Humeyd rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Abdürrazzâk haber verdi.

(Dedi ki): Bize Ma'mer, Zührî'den, o da Ubeydullah b. Abdillâh b. Utbe'den, o da İbn Abbâs'dan, o da Sa'b b. Cessâme'den naklen haber verdi. (Şöyle dedi):

— Yâ Resûlallah! Biz gece baskınında müşriklerin zürriyetlerine isabet ediyoruz! dedim,

«Onlar onlardandır.» buyurdular.

4649- Bana Muhammed b. Râfi' de rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Abdürrazzâk rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize İbn Cüreyc haber verdi.

(Dedi ki): Bana Amr b. Dînâr haber verdi. Ona da İbn Şihâb, Ubeydullah b. Abdillâh b. Utbe'den, o da İbn Abbâs'dan, o da Sa'b b. Cessâme'den naklen haber vermiş ki, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e: Bir su-vâri gurubu geceleyin baskın yapsa da müşriklerin çocuklarından bazılarına isabet etse ne buyurursun? demişler.

«Onlar bobalarındandır!» buyurmuş.

Bu hadîsi Buhârî, Ebû Dâvûd ve İbn Mâce «Kitâbü'l-Cihâd»da; Tirmizî ile Nesâî «Kitâbü's-Siyer»de olmak üzere bütün «Sünen» sahipleri tahrîc etmişlerdir.

Nevevî diyor ki: «Bu hadîs memleketimizin ekseri nüshalarında burada olduğu gibi (Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e müşriklerin zürriyetleri soruldu) şeklindedir. Bir rivâyette harp edilen beldenin yerli müşrikleri sorulmuştur. Kâdî Iyâz bu rivâyeti Sahîh-i Müslim râvilerinin cumhûrundan nakletmiş: Doğrusu da budur; birinci rivâyet bir şey değildir: Belki tasniftir, hadîsin sonu, ondaki hatâyı açıklamaktadır, diyor.

Ben derim ki: Birinci rivâyet Kâdî'nin iddia ettiği gibi bâtıl değildir. Bilâkis onun bir vechi vardır. Takdiri şudur: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’e gece baskınında vurulup öldürülen müşrik kadınları ile çocuklarının hükmü sorulmuş; o da: Onlar babalarındandır; yani bunda bir beis yoktur; çünkü babalarının hükümleri mîras, nikâh, kısas, diyet ve saire onlar hakkında da carîdir, demek istemiştir. Maksat: Zaruret yokken bunu kasden yapmadıkları zaman verilen hükümdür. Yukarıda kadın ve çocukların öldürülmemesine dair geçen hadîsten murat ise onları seçebildikleri zamandır.

Kadın ve çocukların gece baskınında öldürülebileceğini gösteren bu hadîs hem bizim mezhebimiz hem de Mâlik, Ebû Hanîfe ve cumhûrun mezhebidir.

Beyâtm mânâsı: Düşmana geceleyin erkek, kadın ve çocuk birbirinden fark edilemeyecek bir şekilde baskın yapmaktır.

Zerârî: (Yânın teşdîd ve tahfifi ile) iki şekilde okunur. Teşdîdle okunması daha fasîh ve meşhurdur. Burada zerârîden murat: Kadın ve çocuklardır...» Fakat Nevevî’nin son cümlesine allâme Aynî i'tiraz etmiş: «Zerârî kelimesinden kadınlar nasıl murat edilebilir? Buhârî'nin rivâyetinde gördüğün gibi zerârî kelimesi kadınlar üzerine atfedilmiştir?» demiştir. Aynî bu sözü ile şunu demek istemiştir:

Zerârî: Zürriyyetin cem'idir. Zürriyyet: Bir kimsenin çocukları ve nesli demektir. Hadîste de bu kelime kadınlar üzerine atfedildiğine göre ondan kadınları kasdetmeye imkân yoktur; çünkü atıf, iki şeyin birbirine mugayir olduğunu gösterir. Hâsılı, harbde bîçâre ihtiyarları, kadın ve çocukları, rûhânî şahısları —kimseye bir zararları olmamak şartı ile— göz baka baka kasden öldürmek bütün ulemânın ittifakı ile haramdır. Bu hususta birçok hadîsler vardır. Gece baskınlarında seçemeden, kasıd-sız olarak öldürülmelerinde ise beis yoktur.

Burada şöyle bir suâl hatıra gelebilir: Yâ kâfirlerin arasında müslümanlar da bulunur veya kâfirler müslümanları kendilerine siper ederlerse?

Cevap: Bu mesele ihtilaflıdır. İmâm Mâlik'e göre içinde müslüman esirler bulunan bir kafir karasına veya gemisine ateş açılmaz. Evzâî dahi: «Küffâr müslüman çocuklarını kendilerine siper ederlerse onlara silâh atılmaz; içinde müslüman esirler bulunan gemi yakılmaz.» demiştir.

Sevrî, Ebü Hanîfe, Ebû Yûsuf, Muhammed, İshâk, İmâm Ahmed ve sahîh olan kavle göre İmâm Şafiî: «Küffârın katline çocuklarla kadınların öldürülmesinden başka bir çâre yoksa bunda bir beis yoktur.» demişlerdir. Hattâ Hanefîler'le Sevrî'ye göre İçerisinde müslüman esirleri veya çocukları yahut müşriklerin çocukları bulunan kal'alara ve gemilere ateş açmakta da beis yoktur. Böyle bir harpte müslümanlardan ölen olursa diyeti ödenmez;" Hanefîler'e göre keffâret de lâzım gelmez. Sevrî keffâretin lüzumuna kail olmuştur.

Hadîs-i şerif, düşmana gece baskını yapılmasının caiz olduğuna, evvelce dine davet edilen kâfirlere bilâhare habersiz baskın yapılabileceğine ve küffann çocuklarına dünyada babalarının hükmü verileceğine delildir. Âhiret hakkındaki hükümleri Bâbında ise üç kavil vardır:

a) Küffann çocukları bulûğa ermeden ölürlerse cennetlik olurlar.

b) Cehennemlik olurlar.

c) Bu hususta bir şey söylenemez; tevakkuf olunur. Allahu a'lem