Geri

   

 

 

 

İleri

 

1- Kendilerine İslam'a Da'vet Ulaşan Kafirlere Habersiz Baskın Yapmanın Cevazı Bâbı

4616- Bize Yahya b. Yahya Et-Temîmî rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Süleym b. Ahdar, İbn Avn'dan naklen rivâyet etti.

(Dedi ki): Râfi'a mektup yazarak harpten evvel (dine) nasıl davet edileceğini sordum. O da bana: «Bu ancak İslâm'ın ilk zamanlarında idi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Benî Mustalik kabilesine gafil bulundukları, hayvanlarının suya götürüldüğü bir sırada baskın yapmış; savaşa yarayanlarını öldürmüş; geri kalanlarını da esir almıştır. Yahya

Dedi ki: Zannederim Süleym, Hâris'in kızı Cüveyriye'yi o gün aldı, dedi. (Yahut yüzde yüz Hâris'in kızı Cüveyriye'yi o gün aldı, dedi.)

Bana bu hadîsi Abdullah b. Ömer de rivâyet etti. Kendisi o orduda imiş» diye cevâp yazdı.

4617- Bize Muhammed b. El-Müsennâ da rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize İbn Ebî Adiy, İbn Avn'dan bu isnadla bu hadisin mislini rivâyet etti. Ve: «Hâris'in kızı Cüveyriye'yi» dedi. Şekk etmedi.

Bu hadîsi Bu'hâri «Kitabül-Itk»da; Ebû Dâvûd «Kita-bü'l-Cihâd»da; Nesâî «Siyer»de muhtelif râvilerden tahrîc etmişlerdir.

Benî Mustalik, Huzâ'a kabilesinin bir koludur. Hicretin beşinci yılında Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bu kabilenin müslümanlar üzerine hücuma hazırlandığını haber almış; ve tahkik neticesinde haberin doğru olduğu anlaşılmıştı. Kabilenin başında Hazret-i Cüveyriye (radıyallahü anhâ)'nın babası Haris b. Ebî Dırâr bulunuyordu. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) mücâhidlerini toplayarak Medîne'den dokuz konak mesafede bulunan Milreysi' suyunun başında düşmanla karşılaştı. Aralarında harb oldu. Benî Mustalik bozguna uğratıldı. On ölü ve 600 esir verdiler. Düşmanın 2.000 devesi ile 5.000 davarı da ganimet olarak müslümanlarm eline geçti. Bu gazaya «Müreysi' gazvesi» de denilir.

Ezvâc-ı tâhirâttan Hazret-i Cüveyriye de alınan esirler meyanında idi. Hazret-i Âişe (radıyallahü anha)'nın rivâyetine göre Cüveyriye (radıyallahü anh) ganimet taksiminde Sabit b. Kays'a veya onun amcası oğluna verilmiş. O da kendisini fidye mukabilinde serbest bırakmış. Resûlü Ekrem onun fidyesini ödeyerek kendisi ile evlenmiş.

Başka bir rivâyete göre: Hazret-i Cüveyriye'nin fidyesini babası ödemiş. Sonra Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) onu babasından isteyerek kendisi ile evlenmiştir.