Geri

   

 

 

 

İleri

 

6- Müslümanın Kanını Mubah Kılan Şeyler Bâbı

4468- Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Hafs b. Gıyâs ile Ebû Muâviye ve Veki', A'meş'den, o da Abdullah b. Mürra'dan, o da Mesrûk'dan, o da Abdullah'dan naklen rivâyet etti. (Demiş ki): Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

«Allah'tan başka ilâh olmadığına ve benim Resûlüllah olduğuma şehâdet eden müslüman bir kimsenin kanı ancak üç şeyden biri ile helâl olur:

1- Zina eden seyyib,

2- Cana karşı can,

3- Dînini terk edip, cemaatten ayrılan!» buyurdular.

4469- Bize İbn Nümeyr rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize babam rivâyet etti. H.

Bize İbn Ebî Ömer de rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Süfyân rivâyet etti. H.

Bize İshâk b. İbrahim ile Aliy b. Haşrem dahi rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Îsâ b. Yûnus haber verdi.

Bu râvilerin hepsi A'meş'den bu isnâdla bu hadîsin mislini rivâyet etmişlerdir.

4470- Bize Ahmed b. Hanbel ile Muhammed b. El-Müsennâ rivâyet ettiler. Lâfız Ahmed'indir. (Dediler ki): Bize Abdurrahman b. Mehdî, Süfyân'dan, o da A'meş'den, o da Abdullah b. Mürra'dan, o da Mesrûk'dan, o da Abdullah'dan naklen rivâyet etti.

(Dedi ki): Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) aramızda ayağa kalkarak şöyle buyurdular:

«Kendisinden başka ilâh olmayan Allah'a yemîn ederim ki, Allah'tan başka ilâh olmadığına ve benim Resûlüllah olduğuma şehâdet eden müslüman bir adamın kanı helâl olmaz. Ancak üç kişi müstesna! İslâm'ı terk eden, cemaati bırakan yahut cemaatten ayrılan (burada Ahmed şekket-miştir) zina eden dul ve cana karşı can!»

4471- Ameş

Dedi ki: «Ben bunu İbrahim'e rivâyet ettim. O da bana Es-ved'den, o da Âişe'den naklen bunun mislini rivâyet etti.»

4472- Bana Haccâc b. Eş-Şair ile Kâsım b. Zekeriyyâ da rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Ubeydullah b. Mûsa, Seyhan'dan, o da A'meş'den her iki isnâdla birden Süfyân hadisi gibi rivâyette bulundu. Bunlar hadiste:

«Kendisinden başka ilâh olmayan Allah'a yemîn ederim ki...» cümlesini zikretmemişlerdir.

Bu hadîsi Buhârî ile Tirmizî «Diyât» bahsinde; Ebû Dâvûd «Hudûd»da; Nesâî «Muharebe» ve «Kaved» bahislerinde muhtelif râvilerden tahrîc etmişlerdir.

Hadîs-i şerifte bir müslumanın ancak üç sebepten biri ile öldürüle-bileceği bildirilmektedir. Birinci sebebi seyyibin zina etmesidir.

Seyyib: Bekâr olmayan demektir. Bundan murâd —hâlen evli olsun olmasın— başından sahîh nikâh geçen erkek ve kadındır. Henüz nikahlanmamış kıza Arablar «Bikr» derler.

Şeriat ıstılahında, başından nikâh geçen erkeğe «Muhsan» kadına «Muhsane» denilir.

Muhsan: Kal'alanmış; muhkem surette muhafaza altına alınmış mânâsına gelir. Nikâh insanı zinadan muhafaza ettiği için evliye veya başından nikâh geçene bu isim verilmiştir.

İslâm hukukuna göre muhsan olarak zina eden erkek ve kadının cezası taşlanarak öldürülmektir. Taşlamaya hususî tabîri ile «Recim» denir. Muhsanın recim edileceğine, muhsan olmayan zâniye de yüz dayak vurulacağına bütün ulemanın ittifakı vardır. Yeri gelince bu hususta tafsilât verilecektir. îkinci sebep: Cana karşı candır. Bundan murâd: Kı-sâsdır. Yani haksız yere insan Öldüren kimsenin cezası ölümdür. Hanefîler bu hadîsle istidlal ederek zimmî mukabilinde müslümanın, köle mukabilinde hurrun öldürüleceğine kail olmuşlardır.

Üçüncü sebep: Dînini terk ederek İslâm cemaatinden ayrılmaktır. İslâm dininden dönene «mürted» denir. Bir erkek —meâzallah— dininden döner de küfründe ısrar ederse bütün ulemânın ittifakı ile kendisine ölüm cezası verilir. İrtidâd eden kadının hükmü dahi ekser-i ulemâya göre budur. İmâm A'zam (rahimehüllah) kadınlarla çocuklann öldürülmesini yasak eden delilin umumu ile istidlal ederek: «İrtidâd eden kadın Öldürülmez.» demiştir.

Ulemâdan bazıları hadîs-i şerifteki «cemaatten ayrılan» ifadesi ile istidlal etmiş; ve: «İcmâla sabit Olan bir hükmü inkâr eden dînden çıkar!» demişlerdir. Sahih kavle göre dînden çıkmak için inkâr edilen hükmün namaz, oruç gibi zarurâtı dîniyyeden olması lâzımdır.

Ulemâ bu hadîsin, cemaatten ayrılan bâgîlerle haricîlere de şâmil olduğunu söylemişlerdir. Hadîs-i şerîf ölüm cezasının bu üç hale münhasır olduğunu gösteriyor. İbnü'l-Arâbî bâzı Mâlikîler’den naklen ölüm cezasının on sebeple verilebileceğini söylemiş: «Fakat bunlar hiç bir surette bu üç şeyden hâriç değildir. Çünkü sihir yapan, Allah'a, Peygamber'e veya Melekler'e söven kimse kâfirdir...» demiştir. Hadîsin mensuh olduğunu söyleyenler de vardır.