Geri

   

 

 

 

İleri

 

3- Sadaka Sevaplarının Mevtaya Ulaşması Bâbı

4306- Bize Yahya b. Eyyûb ile Kuteybe b. Saîd ve Alî b. Hucr rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize İsmail —ki İbn Ca'fer'dir— Alâ'dan, o da babasından, o da Ebû Hüreyre'den naklen rivâyette bulundu ki, bir adam Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e:

— Babam Öldü, mal da bıraktı, fakat vasiyyet etmedi; acaba onun nâmına ben tasadduk etsem günahlarına keffaret olur mu? demiş.

«Evet!» cevâbını vermişler.

4307- Bize Züheyr b. Harb rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Yahya b. Saîd, Hişâm b. Urve'den rivâyet etti.

(Dedi ki): Bana babam, Âişe'den naklen haber verdi ki: Bir adam Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e:

— Annem ansızın öldü. Zannederim konuşmuş olsa tesadduk ederdi. Onun nâmına tesadduk etsem bana ecir var mıdır? diye sormuş.

«Evet!» buyurmuşlar.

4308- Bize Muhammed b. Abdillâh b. Nümeyr rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Muhammed b. Bişr rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Hişâm, babasından, o da Âişe'den naklen rivâyet etti ki, bir adam Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e gelerek: Yâ Resûlallah, annem ansızın öldü; vasiyyet -de etmedi. Zannederim konuşmuş olsa tesadduk ederdi. Acaba onun namına ben tesadduk etsem ona ecir olur mu? diye sormuş.

«Evet!» buyurmuşlar.

4309- Bize bu hadisi Ebû Küreyb de rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Ebû Üsame rivâyet etti. H.

Bana Ümeyye b. Bistâm da rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Yezîd yani İbn ZÜrey' rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Ravh —ki İbn'l-Kâsım'dir— rivâyet etti. H.

Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe dahi rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Ca'-fer b. Avn rivâyet etti.

Bu râvilerin hepsi Hişâm b. Urve'den bu isnadla rivâyette bulunmuşlardır. Ebû Üsâme ile Ravh'ın hadîslerinde, Yahya b. Saîd'in dediği gibi; «Bana ecir var mıdır?» denilmiş; Şuayb ile Ca'fer'in hadîslerinde ise İbnİ Bİşr'in rivâyeti gibi: «Acaba ona ecir var mıdır?» ifadesi kullanılmıştır.

Bu rivâyetlerden Hazret-i Âişe hadîsini Buhârî «Cenâiz» bahsinde tahrîc etmiştir.

Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e suâl soran zât Sa'd b. Ubâde (radıyallahü anh)'dir. Nitekim Hazret-i İbn Abbâs'dan rivâyet olunan bir hadîste ismi tasrîh edilmiştir. Muhtelif rivâyetlerden anlaşıldığına göre aynı mânada bir suâli bir kadın da sormuştur.

ansızın öldü demektir. İftilât: Ansızın vuku' bulan şeydir. Bundan sonra gelen (nefs) kelimesi merfû' ve. mansûb olarak rivâyet edilmiştir. Merfû' okunduğu zaman nâib-i fail, mansub okunduğunda ise fi'lin ikinci mef'ûlü olur.

Suâl sahibinin: «Konuşsa tesadduk ederdi.» demesi, annesinin hayır işine yahut vasiyyete son derece hırslı olduğunu bildiği içindir.

Ânî ölümün müslüman için rahatlık olduğuna dâir hadîs vârid olduğu gibi, gazab ve intikam ölümü olduğunu bildiren hadîs de vardır. Aynî bu iki rivâyetin arasını bulmuş ve: «Rahatlık olduğunu bildiren rivâyet Ölüme hazırlıklı olanlar hakkındadır; gazab ve intikam ise taksirat sahiplerine hamlolunur.» demiştir.