Geri

   

 

 

 

İleri

 

2- «Miras Hisselerini Ehillerine Verin! Kalanı En Yakın Erkeğindir» Hadisi Bâbı

4226- Bize Abdülâ'lâ b. Hammâd —ki Nevsî'dir— rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Vüheyb, İbn Tâvûs'dan, o da babasından, o da İbn Abbâs'dan naklen rivâyet etti. Şöyle dedi:

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

«Mîrâs hisselerini ehillerine verin! Kalanı en yakın erkeğindir.»buyurdular.

4227- Bize Ümeyye b. Bistâm el-Ayşî rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Yezîd b. Zürey' rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Ravh b. Kâsım, Abdullah b. Tâvûs'dan, o da babasından, o da İbn Abbâs'dan, o da Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den naklen rivâyette bulundu:

«Mîrâs hisselerini ehillerine verin, bu hisselerden artan erkek kişinindir.» buyurmuşlar.

4228- Bize İshâk b. İbrahim ile Muhammed b. Râfi' ve Abd b. Humeyd rivâyet ettiler. Lâfız İbn Râfi'uıdir. İshâk: Bize rivâyet etti tâbirini kullandı. Ötekiler: Bize Abdürrezzâk haber verdi, dediler.

(Dedi ki): Bize Ma'mer, İbn Tâvûs'dan, o da babasından, o da İbn Abbâs'dan naklen haber verdi. Şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

«Malı ferâız ehli arasında Allah'ın kitabına göre taksim edin; miras hisselerinden artanı en yalcın erkek kişinindir.» buyurdular.

4229- Bana bu hadîsi Muhammed b. Ala' Ebû Küreyb El-Hemdâni de rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Zeyd b. Hubâb, Yahya b. Eyyûb'dan, o da İbn Tâvûs'dan bu isnâdla Vüheyb ve Ravh b. Kâsım'in hadîsleri gibi rivâyette bulundu.

Bu hadîsi Buhârî, Ebû Dâvûd, Tirmizî ve Nesâî «Ferâiz» bahsinde muhtelif râvilerden tahrîc etmişlerdir.

Ferâiz adı ile anılan mîras hisseleri Kur'ân'ı Kerîm'de: Yarı, çeyrek, sekizde bir, üçte iki, üçte bir ve altıda bir olmak üzere altı nevi'dir. Bu hisselerin kimlere verileceği dahi nass-ı Kur'ânüa beyân edilmiştir. Tafsilâtı fıkıh kitaplarındadır.

Hadîs-i şerifte geçen «evlâ» tâbiri daha lâyık mânâsına değil, daha yakın manasınadır. Bu kelime yakınlık mânâsına gelen «veyl»den alınmıştır. Nevevî şunları söylüyor: «Çünkü bu kelime burada (daha lâyık) mânâsına alınsa hiç bir faydası kalmaz; zira kimin daha lâyık olduğunu biz bilemeyiz.»

Kâdî Iyâz'ın beyânına göre bu hadîsin İbn Hâmân rivâyetinde «evlâ» yerine «ednâ» denilmiştir ki, bu da evlâ tâbirinin en yakın mânâsına kullanıldığını gösterir; çünkü ednâ: en yakın demektir.

Ulemâ bir de bu hadîsteki «zeker» kelimesi üzerinde durmuşlardır. Zeker: erkek demektir. Bu kelimeden önce zikredilen «racûl» dahi erkek kişi mânâsına gelir. Şu halde mânâ: «Mîras hisselerinden artanı erkek olan erkeğindir.» demek olur. Onun için İbn'l-Cevzî ile Münzirî bu kelimenin mahfuz olmadığını söylemişler; İbn Salâh: «Rivâyet şöyle dursun bu kelime sahîh bile değildir.» demiştir. Ulemâdan bâzılarına göre burada erkeğin erkeklikle tavsif buyurulması mîras istihkakının sebebine tenbîh içindir. Bu sebep onun erkek oluşudur. Bir takımları te'kîd için getirildiğini iddia etmiş; daha başkaları, ra-cül kelimesinden şahıs mânâsı anlaşılmasın diye zikredildiğini söylemişlerdir. Hünsâdan ihtiraz için getirildiğini iddia edenler bile olmuştur. Fakat bu sözler i'tirazdan hali değildir.