8- Satılık Malın Teslim Almadan Satılmasının Batıl Oluşu Bâbı 3913- Bize Yöhyâ b. Yahya rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Hâmmâd b. Zeyd rivâyet etti. H. Bize Ebû'r-Rabî' el-Atekî ile Kuteybe de rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Hanıma d, Affir b. Dinar'dan, o da Tâvûs'dan, o da İbn Abbâs'dan naklen rivâyet etti ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): «Her kim bir yiyecek satın alırsa, onu tamamiyle teslim almadıkça satmasın!» buyurmuşlar. İbn Abbâs: «Zannederim her şey bunun gibidir.» demiş. 3914- Bize İbn Ebî Ömer ile Ahmed b. Abde rivâyet ettiler. Dediler ki: Bize Süfyân rivâyet etti. H. Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe ile Ebû Küreyb de rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Vekî', Süfyân yani Sevrî'den rivâyet etti. Her iki râvi Amr b. Dinar'dan bu isnâdla bu hadîsin benzerini rivâyet etmişlerdir. 3915- Bize İshâk b. İbrahim ile Muhammed b. Rafi’ ve Abd b. Humeyd rivâyet ettiler. İbn Bâfi' (Bize rivâyet etti) tâbirini kullandı. Ötekiler: Bize Abdürrezzâk haber verdi, dediler. Abdürrezzâk: Bize Ma'mer, İbn Tâvûs'dan, o da babasından, o da İbn Abbâs'dan naklen haber verdi, demiş. İbn Abbâs şunu söylemiş. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): «Her kim bir yiyecek satın alırsa, onu teslim almadıkça satmasın!» buyurdular. İbn Abbâs: «Zannederim her şey (in hükmü) yiyecek gibidir.» demiş. 3916- Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe ile Ebû Küreyb ve İshâk b. İbrâhîm rivâyet ettiler. İshâk (Bize haber verdi) tâbirini kullandı. Ötekiler: Bize Vekî', Süfyân'dan o da İbn Tâvûs'dan, o da babasından, o da İbn Abbâs'dan naklen rivâyet etti, dediler. İbn Abbâs şunu söylemiş Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): «Her kim bir yiyecek safın alırsa, onu ölçmeden satmasın!»buyurdular. Râvi diyor ki: «İbn Abbâs'a: Niçin? diye sordum. — Görmüyor musun, altınla alış veriş yapıyorlar, yiyecek ise muahhar; dedi.» Ebû Küreyb (mürce') kelimesini söylemedi. 3917- Bize Abdullah b. Meslemete'l-Ka'nabî rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Mâlik rivâyet etti. H. Bize Yahya b. Yahya da rivâyet etti. (Dedi ki): Mâlik'e, Nâfi'den dinlediğim, onun da İbn Ömer'den naklen rivâyet ettiği şu hadîsi okudum. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): «Her kim bir yiyecek satın alırsa, onu tamamen tesellüm etmedikçe satmasın!» buyurmuşlar. 3918- Bize Yahya b. Yahya rivâyet etti. (Dedi ki): Mâlik'e, Nâfi'den dinlediğim, onun da İbn Ömer'den naklen rivâyet ettiği şu hadîsi okudum, İbni Ömer: «Biz Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) zamanında yiyeceği satın alır da, onu satmadan evvel aldığımız yerden başka bir yere götürmemizi emredecek birini bize gönderirdi.» demiş. 3919- Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe rivâyet etti. (Dedi ki) ; Bize Alî b. Müshir, Ubeydullah'dan rivâyet etti. H. Bize Muhammed b. Abdillah b. Nümeyr de rivâyet etti. Lâfız onundur. (Dedi ki): Bize babam rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Ubeydullah, Nâfi'den, o da İbn Ömer'den naklen rivâyet etti ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): «Her kim bir yiyecek satın alırsa, onu tamamen tesellüm etmedikçe satmasın!» buyurmuşlar. 3920- İbn Ömer Şöyle dedi: «Biz zahireyi de hayvanla gelenlerden göz karan ile satın alırdık; sonra Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bizi zahireyi aldığımız yerden götürmeden satmaktan nehî buyurdu.» 3921- Bana Harmele b. Yahya rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Abdullah b. Vehb haber verdi. (Dedi ki): Bana Ömer b. Mulıammed, Nâfi'den, o da Abdullah b. Ömer'den naklen rivâyet etti ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): «Her kim bir yiyecek satın alırsa, onu tamamiyle tesellüm edîp eline almadan satmasın!» buyurmuşlar. 3922- Bize Yahya b. Yahya ile Alî b. Hucr rivâyet ettiler. Yahya: Bize İsmail b. Ca'fer haber verdi, dedi. Ali ise: (Bize İsmail, Abdullah b. Dinar'dan naklen rivâyet etti.) ifâdesini kullandı. Abdullah b. Dînâr, İbn Ömer'i şunu söylerken işitmiş: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): «Her kim bir yiyecek satın alırsa, onu teslim almadan satmasın!» buyurmuşlar. 3923- Bize Ebû Bekr b. Kbi Şeybe rivâyet etti. (Dodi ki): Bize Abdülâla, Ma'mer'den, o da Zührî'den, o da Sâlim'den, o da İbn Ömer'den naklen rivâyet etti ki: «Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) devrinde ashâb göz karariyle bir yiyecek satın aldıkları vakit onu başka yere nakletmeden olduğu yerde satarlarsa bundan dolayı dayak yerlermiş.» 3924- Bana Harmele b. Yahya rivâyet etti. (Dedi ki): Bize İbn Vehb rivâyet etti. (Dedi ki): Bana Yûnus, İbn Şihâb'dan naklen haber verdi. (Dedi ki): Bana Salim b. Abdillâh haber verdi ki, babası şunu söylemiş: «Ben insanları Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) devrinde görmüşümdür. Yiyeceği göz karariyle satın alırlarsa, bulundukları yerde sattıklarından dolayı dayak yerlerdi. Bu hâl onu evlerine götürünceye kadar devam ederdi. İbn Şihâb Şöyle dedi: «Bana Ubeydullah b. Abdillâh b. Ömer rivâyet etti ki, babası yiyeceği göz karariyle satın alır; müteakiben evine götürürmüş.» 3925- Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe ile İbn Nümeyr ve Ebû Küreyb rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Zeyd b. Hubâb, Dahhâk b. Osman'dan, o da Bükeyr b. Abdillâh b. Eşecc'den, o da Süleyman b. Ye-sâr'dan, o da Ebû Hüreyre'den naklen rivâyet etti ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): «Her kim bir yiyecek satın alırsa onu ölçmeden satmasın!» buyurmuşlar. Ebû Bekr'in rivâyetinde (iştira yerine) «ihtiyâ'» kelimesi kullanılmıştır. 3926- Bize İshâk b. İbrahim rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Abdullah b. Haris El-Mahzûmî haber verdi. (Dedi ki): Bize Dahhâk b. Osman, Bükeyr b. Abdillâh b. Eşecc'den, o da Süleyman b. Yesâr'dan, o da Ebû Hüreyre'den naklen rivâyette bulundu. Ebû Hüreyre Mervan'a: — Sen ribâ satışım helâl yaptın; demiş. Mervân: — Ne yapmışım? diye sormuş. Ebû Hüreyre: — Sened satışım helâl yaptın; halbuki Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) tesellüm etmeden yiyecek satmayı yasak etmişti; cevâbını vermiş. Râvi diyor ki: «Bunun üzerine Mervân halka hutbe îrâd ederek sened satışını yasakladı.» Süleyman (b. Yesâr): «Ben muhafızların bu senedleri halkın elinden aldıklarını gördüm.» demiş. 3927- Bize İshâk b. İbrahim rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Ravh haber verdi. (Dedi ki): Bize İbn Cüreyc rivâyet etti. (Dedi ki): Bana Ebû'z-Zübeyr rivâyet etti ki, Câbir b. Abdillâh’ı şunu söylerken işitmiş. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): «Bir yiyecek satın alırsan, onu tamamen tesellüm etmedikçe satma!» buyururlardı. Bu hadîsin bâzı rivâyetlerini Buhârî «Büyü'» ve «Muharibin» bahislerinde: Ebû Dâvûd ile Nesâî «Buyû'»da muhtelif lâfızlarla muhtelif râvilerden tahrîc etmişlerdir. Hadîsin bütün rivâyetleri satın alınan bir malın tesellüm etmeden başkasına satılamayacağını göstermektedir. Yalnız bâzı rivâyetlerde tesellüm yerine (kabz). bazılarında da (istifa) kelimeleri kullanılmıştır. Bunların ikisi de malı tesellüm etmek, eline almak manasınadır. Yalnız bâzı ulemâ aralarında fark görmüş kabz kelimesinin daha ziyade mânâ ifâde ettiğini söylemişse de Aynî buna i'tirazla bilâkis istifa kelimesinin daha manâlı olduğunu bildirmiş; misâl olarak da: Müşteri malın bir kısmım alır; bir kısmını satıcı parasını elde edinceye kadar teslim etmezse buna kısmen kabz denilebileceğini, fakat istifa nâmı verilemeyeceğini; çünkü istifâ hakkın tamamını almak demek olduğunu beyân etmiştir. Ona göre bu kelimeler mânâca fark olduğunu göstermek için değil, rivâyet farkını bildirmektedirler. Cizâf: Ölçüsüz, tartısız ve takdîrsiz olarak göz karariyle yapılan satıştır. Bu kelime cüzâf ve cezâf şekillerinde de okunabilirse de meşhur olan kıraati cizâftır. Sakk: Lügatet kitâb, mahkeme hücceti ve borç senedi mânâlarına gelir. Burada ondan murâd: Âmir tarafından me'mura verilen maaş senedidir. Bu senede: «Filâna şu kadar zahire veya para verilsin» diye yazılmıştır. Senedi alan onda yazılı olan şeyleri tesellüm etmeden başkasına satar. |