Geri

   

 

 

 

İleri

 

2- Hürmet-i Radağın Erkeğin Menisinden İleri Gelmesi Bâbı

3644- Bize Yahya b. Yahya rivâyet etti.

(Dedi ki): Mâlik'e, İbn Şihab'dan dinlediğim, onun da Urvetü'bnü Züfeyr'den, naklen rivâyet ettiği, ona da Âişe'nin haber verdiği şu hadîsi okudum: Tesettür âyetleri indirildikten sonra Ebû’l-Kuays'in kardeşi Eflâh gelerek Âişe'nin yanına girmek için İzin istemiş, Eflâh, Âşe'nin süt amcass imiş. Âişe (radıyallahü anha)

Dedi ki:

«Ben ona izin vermeğe razı olmadım. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) gelince bu yaptığımı kendisine haber verdim de; onun yanıma girmesine izin vermemi emir buyurdu.»

3645- Bize bu hadîsi Ebû Bekr b. Ebî Şeybe de rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Süfyân b. Uyeyne, Zührî'den, o da Urve'den, o da Âişe’den naklen rivâyet eyledi. Âişe (radıyallahü anhâ) Şöyle dedi:

«Bana süt amcam Eflâh b. Ebî Kuays geldi...» Râvi hadîsi, Mâlik hadîsi mânâsında rivâyette bulunmuş; şunu da ziyâde eylemiştir:

«Beni emzirdi ise kadın emzirdi; erkek emzirmedi ya! dedim.

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

— Ellerin topraklansın! yahud: Sağ elin topraklansın! buyurdu.

3646- Bana Harmeletü'bnû Yahya rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize İbn Vehb rivâyet etti.

(Dedi ki): Bana Yûnus, İbn Şihâb'dan, o da Urve'den naklen haber verdi. Ona da Âişe haber vermiş ki, tesettür âyetleri indikten sonra Ebûl-Kuays'in kardeşi Eflâh gelerek onun yanına girmek için izin istemiş. Ebû'l-Kuays, Hazret-i Âişe'nin süt babası imiş. Âişe

Dedi ki:

— Ben: Vallahi Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) sormadıkça Eflâh'a izin veremem! Zîra beni emziren Ebû’l-Kuays değil, karışıdır; dedim. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) içeri girince ona:

Yâ Resûlallah! Ebû’l-Kuays'in kardeşi Eflâh gelerek yanıma girmek için izin istedi. Ben de senden izin almadıkça ona izin vermeyi doğru bulmadım; dedim. Bunun üzerme:

— Sen ona izin ver! Buyurdular.»

Urve

Dedi ki: «Bundan dolayıdır ki, Âişe: Neseben haram gördüğünüz şeyleri süt cihetinden de haram sayın! derdi.»

3647- Bize bu hadîsi Abd b. Humeyd de rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Abdürrezzak haber verdi.

(Dedi ki): Bize Ma'mer' Zührî'den bu İsnâdla rivâyette bulundu. Ve yukarıkilerin hadîslerinde olduğu gibi: «Ebû’l-Kuays'in kardeşi Eflâh gelerek yanıma girmek için izin istedi...» dedi.

Bu hadîsde: «Sağ elin topraklansın! O senin amcandır.» cümlesi de vardır.

Ebû’l-Kuays, Âişe'yî emziren kadının kocası idi.

3648- Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe ile Ebû Küreyb rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize İbn Nümeyr, Hişâm'dan, o da babasından, o da Âişe'den naklen rivâyet eyledi. Âişe şöyle dedi;

Süt amcam gelerek yanıma girmek için izin istedi. Ben de Resul üllalı (sallallahü aleyhi ve sellem)’den emir almadıkça ona izin vermeğe razı olmadım. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) gelince:

«Süt amcam yanıma girmek için izin istedi; ama ben kendisine izin vermekten çekindim; dedim. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): «Amcan senin yanına girsin!» buyurdu.

— Beni emzirdi ise kadın emzirdi; erkek emzirmedi ya! dedim. «O senîn amcandır; varsın senin yanına girsin!» buyurdular.

3649- Bana Ebû'r-Rabi'ez-Zehrânî rivâyet etti,

(Dedi ki): Bize Hammâd yani İbnİ Zeyd rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Hişâm bu isnâdîa rivâyette bulundu ki, Ebû'l-Kuays’ın kardeşi Âişe'nin yanına girmek için izin istemiş. Râvi yukarıki hadîs gibi rivâyet etmiştir.

3650- Bize Yahya b. Yahya rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Ebû Muâviye, Hişam'dan bu isnâdla bu hadîsin benzerini rivâyet eyledi. Şu kadar var ki, o «Ebû'l-Kuays, Âişe'nin yanına girmek için izin istedi.» demiştir.

3651- Bana Hasan b. Aliy el-Hulvânî ile Muhammed b. Râfi' rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Abdürrezzak haber verdi.

(Dedi ki): Bize İbn Cüreyc, Atâ'dan naklen haber verdi,

(Dedi ki): Bana Urve-tü'bnû Zübeyr haber verdi. Ona da Âişe haber vermiş.

(Dedi ki):

Süt amcam Ebû’l-Ca'd yanıma girmek için izin istedi. Ben kendisini kabul etmedim. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) gelince bunu ona haber verdim.

«Ona izin verseydin ya! Sağ eti topraklanan! yahut: Elin toprakla-naşı!» buyurdular.

Râvi der ki: «Hişam bana: Bu zât olsa olsa Ebû'î-Kuays'dir; dedi.»

3652- Bize Kuteybetü'bnû Saîd rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Leys rivâyet etti. H.

Bize Muhammed b. Rurah dahi rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Leys, Yezîd b. Ebî Habîb'den, o da îrâk'dan, o da Âişe'den naklen haber verdi ki, Âişe'nin Eflâh ismi verilen süt amcası onun yanına girmek için izin istemiş de Âişe kendisine izin vermemiş; müteakiben (bunu) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e haber vermiş. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) kendisine:

«Ondan korunma! Çünkü neseben haram olan, süt cihetîle de haramdır.» buyurmuşlar.

3653- Bize Ubeydullah b. Muâz el-Anbarî rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize babam rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Şu'be, Hakem'den, o da Irak b. Mâlik'den, o da Urve'den, o da Âişe'den naklen rivâyet eyledi. Âişe şöyle dedi:

Eflâh b. Kuays benim yanıma girmek için izin istedi. Ben ona izin vermekten çekindim. Müteakiben:

— Ben senin amcanım; seni kardeşimin karısı emzirdi, diye haber gönderdi. Ben yine kendisine izin vermekten çekindim. Derken Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) geldi. Bunu ona anlattım da:

«O senin yanına girsin! Zîra amcandır.» buyurdular.

Bu hadîsi Buhârî «Tefsir», «Nikâh», «Edeb» ve «Şehâdât» bahislerinde, Ebû Dâvud «Nikâh»da; Tirmizî «Radâ»da; Nesâî ile İbn Mâce de «Nikâh» bahsinde muhtelif râviler-den tahric etmişlerdir.

Eflâh (radıyallahü anh)’ın ismi ulemâ arasında ihtilaflıdır. Bazıları İbn Ebi'LKuays olduğunu söylemiş; bir takımları Ebû’l-Kuays olduğunu iddia etmişlerdir. Ebû'l-Kuays’ın kardeşi olduğunu olduğu da söylenmiştir. İbn Abdilberr'e göre bu babda esah olan kavl İmâm Mâlik'in sözüdür ki, o da Ebû'l-Kuays'in kardeşi olmasıdır. Bu zâtın Eş'arîler'den olduğu söylenir.

Ebû’l- Kuaysin ismi de ihtilaflıdır. Bâzılarına Ca'd'dır. Eflâh'ın Ebû'l-Cuayd künyesini taşıdığını söyleyenler olduğu gibi «Ebû’l- Kuays'in adı Vâil b. Eflâh'dır.» diyenler de vardır.

Nevevî diyor ki: «Ulema Hazret-i Âişe’nin mezkûr amcası hakkında ihtilâf etmişlerdir. Ebû'l-Hasen el-Kaabîsi Âişe (radıyallahü anha)’nın iki tane süt amcası bulunduğunu, birisi babası Ebû Bekr'in süt kardeşi Ebû'l-Kuays olduğunu, bu zatın Âişe’nin süt babası idiğini, kardeşi Eflâh ise süt amcası olduğunu söylemiştir. Bazıları yalnız bir süt amcası olduğunu sö'ylemişlerse de bu iddia yanlıştır. Zîra birinci hadîsde zikri geçen amcası ölmüş; ikinci hadîsteki ise sağdır. Doğrusu Ra adi'nin sözüdür. Ka adi her iki kavli zikrettikten sonra: Kaabisi'nin sözü daha şayan-ı kabuldür, çünkü amcas. bir olsa hükmünü ilk defada anlar; bir daha ondan örtünmezdi, diyor.»

Hazret-i Âişe'nin birinci hadîsinden murâd: Bundan önceki babda geçen hadîsidir. Burada şöyle bir suâl hatıra gelebilir:

Hazret-i Âişe'nin iki tane süt amcası olunca niçin evvelâ ölenin hükmünü sormuş; sağ olsa onun yanına çıkabileceği kendisine bildirildiği halde sonradan yine ikinci amcasının yanına çıkmamıştır? Her ikisi için bir suâl yetmez mi idi?

Cevâp: İhtimâl amcalarının biri bir cihetten, meselâ baba bir, diğeri anne-baba bir amcası olduğundan hükmün yakın olan amcasına mahsus olduğunu zannetmiş de Ötekinin hükmünü ayrıca sormuştur. Kurtubî: «Olabilir, ilk vak'ayı unutmuş da ikinci defa tekrar sormuş yâhud hükmün değiştiğini tahmin etmiştir.» diyor.

«Ellerin yahud sağ elin topraklansın» cümlesinde râvinin şekk ettiği görülüyor. Bu cümle Arapların her zaman dillerine gelen, hakikatini kasdetmedikleri sözlerdendir.