Geri

   

 

 

 

İleri

 

94- Mekke ve Medine'nin İki Mescidinde Namaz Kılmanın Fazileti Bâbı

3440- Bana Amrû'n-Nâkıd ile Züheyr b. Harb rivâyet ettiler. Lâfız Amr'mdir. (Dediler ki): Bize Süfyan bin Uyeyne, Zührî'den, o da Saîd b. El-Mû'seyyeb'den. o da Ebû Hüreyre’den, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den naklen rivâyet etti. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem):

«Benim şu mescidimde kılınan bir namaz, sair mescidlerde kılınan bin namazdan efdaldır. Yalnız Mescid-i Haram müstesna.» buyurmuşlar.

3441- Bana Muhammed b. Rafi' ile Abd b. Hameyn rivâyet ettiler. Abd (Ehberanâ) İbn Rafi' ise (Haddesenâ Abdürrezzâk) tâbirlerini kullandılar. (Abdürrezzâk Dedi ki): Bize Ma'mer, Zühri'den, o da Saîd b. El-Müseyyeb’den, o da Ebû Hüreyre'den naklen haber verdi. Ebû Hüreyre şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

«Benim şu mescidimde kılınan bir namaz, başka mescidlerde kılınan bin namazdan daha hayırlıdır; yalnız Mescid-i Haram müstesna.» buyurdular.

3442- Bana İshak b. Mensur rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize İsâ b. Münzir El-Hımsî rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Muhammed b. Harb rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Zübeydî, Zühri'den, o da Ebû Selemete'bnü Abdirrahman ile Cüheynilerîn azatlısı Ebû Abdillah El-Eğarr'dan naklen rivâyet eyledi, Ebû Abdillah Hazret-i Ebû Hüreyre'nin ashabındanmiş. Bu iki zat Ebû Hüreyre'yi şöyle derken işitmişler:

«Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in mescidinde kılınan bir namaz başka mescidlerde kılınan bin namazdan daha faziletlidir; yalnız Mescid-i Haram müstesna! Çünkü Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) peygamberlerin sonuncusudur. Onun mescidi de mescidlerin sonuncusudur.»

Ebû Seleme ile Ebû Abdillah (Demişler ki): «Biz Ebû Hüreyre'nin Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in hadîsini söylediğinde şüphe etmedik. Bu da hadîs hakkında Ebû Hüreyre'den isbat istememize mâni oldu. Ebû Hüreyre dünyadan gidince bunu aramızda müzakere ettik. Şayet hadîsi Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den işittiyse bu hususta Ebû Hüreyre'ye söz edip niçin hadîsi ona isnad ettirmedik diye birbirimizi müâhaze eyledik. Biz bu halde iken yanımıza Abdullah b. İbrahim b. Kaarız oturdu. Kendisine bu hadîsi ve hadîs hakkında Ebû Hüreyre'nin nassan Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den rivâyeti hususunda yaptığımız kusuru anlattık. Bunun üzerine Abdullah b. İbrahim bize şunu söyledi: Şehadet ederim ki, ben Ebû Hüreyre'yi şöyle derken işittim:

«Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

«Çünkü ben Peygamberlerin sonuncusuyum; Mescidim de mescidlerin sonuncusudur.» buyurdular.

3443- Bize Muhammed b. El-Müsenna ile İbn em Ömer hep birden Sekafî'den rivâyet ettiler. İbn't-Müsennâ

(Dedi ki): Bize Ahdûl-Vehhâb rivâyet etti.

(Dedi ki): Yahya b. Saîd'i şunu söylerken işittim:

Ebû Sâlih’e sordum. Sen Ebû Hüreyre'yi Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in Mescidinde kılınan namazın faziletinden bahsederken duydun mu? dedim. Ebû Salih şu cevabı verdi:

Hayır! Lâkin bana Abdullah b. İbrahim b. Kaarız haber verdi ki, kendisi Ebû Hüreyre'yi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

«Benim şu mescidimde kılınan bir namaz başka mescidi erde kılınan bin namazdan daha hayırlıdır, Yahut başka mescidlerde kılınan bin namaz gibidir. Meğer ki o başka mescid, Mescid-i Haram ola» buyurdular, diye rivâyet ederken işitmiş.

3444- Bana bu hadîsi Züheyr b. Harb ile Ubeydûllah b. Saîd ve Muhammed b. Hatim dahi rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Yahya El-Kattân, Yahya b. Saîd'den bu isnadla rivâyette bulundu.

3445- Bana Züheyr b. Harb ile Muhammed b. El-Müsennâ rivâyet ettiler, (Dediler ki): Bize Yahya yani El-Kattan, Ubeydûllah'dan rivâyet etti.

(Dedi ki): Bana Nafi', İlmi Ömer'den, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den naklen haber verdi ki:

«Benim şu mescidimde kılınan bir namaz başka mescidde kılınan bin namazdan daha faziletlidir. Yalnız Mescidi Haram müstesna.» buyurmuşlar.

3446- Bize bu hadîsi Ebû Bekir b. Ebî Şeybe de rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize İîhnû Nümeyr ile Ebû Usâme rivâyet ettiler. H.

Bize btı hadîsi İbn Nümeyr dahi rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize babam rivâyet etti. H.

Bize bıu hadîsi Muhammed b. El-Müsennâ dahi rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Abdûl Nehhab rivâyet etti. Bıu râvilerin hepsi bu ignadla Ubeydûllah'dan rivâyette bulunmuşlardır.

3447- Bana İbrahim b. Mûsa rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize İbn Ebî Zaide, Mûsa El-Cüheni'den, Nafi'den, o da İbn Ömer'den naklen haber verdi.

İbn Ömer: «Ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i bu hadîsin mislini söylerken işittim.» demiş.

3448- Bize bu hadîsi İbn Ebî Ömer de rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Abdûrrezzâk rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Ma’mer, Eyyûb'dan, o da Nafi'den, o da İbn Ömer'den, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den naklen bu hadîsin mislini haber verdi.

Hazret-i Ebû Hüreyre rivâyetini Buhari, Tirmizî ve İbn Mâce «Namaz» bahsinde; Nesâî de «Kitabû’l-Hacc» da tahric etmişlerdir. İbn Abdilberr:

«Bu hadîs Ebû Hüreyre'den hepsi sahîh ve sabit olan mü-tevâtır tarîklerle rivâyet olunmuştur.» diyor. Tirmizî onu tahric ettikten sonra:

«Bu babda Ali, Meymûne, Ebû Saîd, Cübeyr b. Mut'ım, Abdullah b. Zübeyr, İbn Ömer ve Ebû Zer hazerâtından da rivâyetler vardır.

Buhârî şârihi Aynî bunları şöyle sıralamıştır:

1- Hazret-i Alî hadîsini Bezzâr Müsned'inde rivâyet etmişfir.

2- Meymûne (radıyallahü anh) hadîsini Müslim ile Nesâî , Hazret-i İbn Abbâs'dan rivâyet etmişlerdir. Hadîs-i şerif az sonra Bâbımızda görülecektir.

3- Ebû Saîd (radıyallahü anh) hadisini, Ebû Ya’lâ El -Mevsı1î «Müsned»inde rivâyet etmiştir. Bu hadîsde:

«Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bir zatı uğurladı da nereye gitmek İstiyorsun diye sordu. O zât:

— Beyt-i Makdis'e gitmek istiyorum, dedi. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem);

— Benim şu mescidimde kılınan bir namaz başka mescidlerde kılınan yüz namazdan daha faziletlidir. Yalnız Mescid-i Haram müstesna.» buyurdular, denilmektedir. Hadîsin isnadı sahîhdir.

4- Cübeyr b. Mut'ım (radıyallahü anh) hadîsini İmâm-ı Ahmed, Bezzâr ve Ebü Ya'lâ «Müsned»lerinde; Taberâni «El-Kebîr» nâm eserinde rivâyet etmişlerdir.

5- Abdullah b. Zübeyr (radıyallahü anh) hadîsini İmâmı Ahmed, Taberânî ve İbn Hibbân rivâyet etmişlerdir.

6- İbn Ömer (radıyallahü anh) hadîsini Müslim ile İbn Ma'ce tahric etmişlerdir. Nitekim Bâbımızda bu hadîsi görmekteyiz.

7- Ebû Zer (radıyallahü anh) hadîsini Taberânî «El-Evsât» nâm eserinde rivâyet etmiştir. Bunlardan mâada yine bu babda Erkâm b. Ebi'l-Erkâm, Enes, Câbir, Sâd b. Ebî Vakkas, Ebû'd-Derdâ ve Âişe (radıyallahü anha) hazerâtından da rivâyetler vardır:

8- Erkam (radıyallahü anh) hadisini İmâm Ahmed ile Taberânî rivâyet etmişlerdir.

9- Enes (radıyallahü anh) hadîsini Bezzâr ile Taberânî tahric etmişlerdir. Hazret-i Enes'ten İbn Mâce de rivâyette bulunmuşsa da iki hadîs arasında sevab bildirme hususunda fark vardır.

10- Câbir (radıyallahü anh) hadisini İbn Mâce rivâyet etmiştir.

11- Sâd b. Ebî Vakkâs (radıyallahü anh) hadîsini İmâmı Ahmed, Bezzâr ve Ebû Ya'lâ rivâyet etmişlerdir.

12- Ebû'd Derdâ (radıyallahü anh) hadîsini Taberâni tahric etmiştir.

13- Hazret-i Âişe (radıyallahü anha) hadîsini Tirmizî «El-İlelû'l-Kebîr» adlı eserinde rivâyet etmiştir.

Bu hadîslerin ekserisi mânâ itibariyle Bâbımız hadîsleri gibidir. Yalnız bazılarında sevâb derecesi farklı gösterilmiştir.

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in: «Benim şu mescidim» diyerek işaret buyurması katlama sevabın onun zamanındaki mescide mahsus olduğunu gösterir. Sonraları Hulefâ-i Râşidin zamanında yapılan ilâvelerde kılman namaz için bu derece sevab yoktur. Nevevî'nin kavli budur. Fakat Mescid-i Haram böyle değildir. Ona sonradan yapılan ilâvelerde kılman namazın hükmü içinde kılman namaz gibidir.

Hadîs-i şerif'de «Yalnız Mescid-i Haram müstesna» buyrulmak suretiyle yapılan istisnanın hükmü ulemâ aracında İhtilaflıdır. Mâlikîler'den Ebû Bekir Abdûllah b. Nafi'a göre bu istisnanın mânâsı: Mescid-i Nebevî'de kılman namaz sair mescidlerde kılman namazdan bin kat, Kâbe'de kılman namazdan ise bin kattan biraz aşağı olmak üzere faziletlidir, demektir. Mâlikî'ye ulemasından bir cemaatın mezhebleri budur. Hattâ bazıları bu kavli İman-ı Mâlik'den rivâyet etmişlerdir.

Umumiyetle fukahaya göre Kâbe'de kılman namaz Mescid-i Nebevi'de kılman namazdan daha faziletlidir. Hadîslerin zahiri de bunu göstermektedir. Hattâ Hazret-i Ömer'in minber üzerinde: «Mescid-i Haram'da kılman bir namaz, başka mescidlerde kılman namazdan yüzbin derece daha faziletlidir.» dediği ve orada bulunanlardan buna kimsenin itiraz etmediği rivâyet olunur.

Ulemânın bu babdaki ihtilâfı Mekke ile Medine'nin faziletleri hakkındaki ihtilâfa racidîr. Cumhûr ulemaya göre Mekke Medine'den faziletli olduğu gibi, Kabe de Mescid-i Nebevi'den daha faziletlidir. İmâm-ı Mâlik ile bir takım ulemaya göre bilakis Medine Mekke'den, Mescid-i Nebevi de Kabe'den faziletlidir.

Kâdî Iyâz: «Ulemâ Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in kabrinin bulunduğu yerin dünyanın en faziletli yeri olduğuna, Mekke ile Medine'nin dahi yeryüzünün en faziletli mahalleri bulunduğuna İttifak etmiş, yalnız kabr-i şerifin yerinden sonra bu iki beldenin hangisi faziletli olduğunda ihtilâf eylemişlerdir» demektedir.

Bu yerlerde kılınacak namazdan murad ne olduğu dahi ihtilaflıdır. Hanefîlerden Tahâvi'ye göre namazdan murâd farz namazlardır. Şâfiîler'le Mâlikîler ;den bazılarına göre ise farz veya nafile bütün namazlardır.

3449- Bize Kutaybetü'bnû Saîd ile Muhammed b. Rumh hep birden Leys b. Sad'dan rivâyet ettiler. Kutaybe

(Dedi ki): Bize Leys, Nafi'den, o da İbrahim b. Abdillah b. Ma'bed'den, o da İbn Abbâs'dan naklen rivâyet eyledi. İbn Abbâs şöyle dedi: Bir kadın bir hastalığa tutulmuş da: Eğer Allah bana şifa verirse mutlaka gidip Beyt-i Makdis'de namaz kılacağım, demiş. Müteakiben kadın iyileşti, sonra gitmeğe niyet ederek hazırlandı. Derken Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in zevcesi Meymüne gelerek ona selâm verdi. Kadın da o meseleyi ona haber verdi. Meymûne (ona): Otur da yaptığın yemeği ye! ve Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in mescidinde namaz kıl. Çünkü ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) î:

«Bu mescidde kılınan bir namaz, başka mescidlerde kılınan bin namazdan daha faziletlidir; yalnız Kabe'nin mescidi müstesna!»buyururken işittim, dedi.

Hadîs uleması bu hadîsin isnadı sebebiyle İmâmı Müslim'e itirazda bulunmuşlardır. Çünkü onlara göre hadîsin isnadında İbn Abbâs Hazretleri yoktur. Onu burada zikretmek bir vehimden ibarettir. Buhârî dahi onun senedinde İbn Abbâs'ı zikretme-miş, bilâkis senedde onun zikredilmesinin doğru olmadığını söylemiştir. Mamafih Nevevî bu rivâyetinde doğru olmasını da muhtemel görmüş: «Hadîsin metni ise bil-ittifak sahîhdir» demiştir.

Hadîs-i şerîf hüküm itibariyle ondan evvelki rivâyetler gibidir.