Geri

   

 

 

 

İleri

 

67- Veda Tavafının Vücübu ve Hayızlılardan Sukutu Bâbı

3283- Bize Saîd b. Mansûr ile Züheyr b. Harb rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Süfyân, Süleymân-ı Ahvel'den, o da Tâvûs'dan, o da İbn Abbâs'dan naklen rivâyet etti. İbn Abbâs şöyle dedi: «Halk her tarafa dağılıyorlar di. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

«Sakın son varacağı yer Beyt-i Şerîf olmadıkça hiçbir kimse bir yere gitmesin» buyurdular.

Züheyr, kelimesini söylememiştir.

3284- Bize Saîd b. Mansûr ile Ebû Bekr b. Ebî Şeybe rivâyet ettiler. Lâfız Saîd'indir. (Dediler ki): Bize Süfyân, İbn Tâvûs'dan, o da babasından, o da İbn Abbâs'tan naklen rivâyet etti. İbn Abbâs:

«Halka son varacakları yerin Beyt-i Şerîf olması emir buyruldu. Yalnız hayzlı kadına ruhsat verildi.» demiş.

3285-

3286-

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in hassaten bu iki ayı zikir buyurması oruçla hacc bu aylarda yapıldığı içindir.

Nevevî kat'iyyetle buna kaail olmuştur.

Tıybî (?-743): «Hadîsin zahirine bakılırsa bu iki ayın hassaten zikredilmesi, başka aylarda bulunmayan bir meziyete sahip oldukları içindir. Yoksa hadîs, başka ayda yapılan taatın sevabı bunlarda yapılanın sevabından daha azdır, mânâsına gelmez. Maksad bu iki ay bayramlara mahsus olduğu için onlarda vuku'u melhuz olan hatânın hükmünü kaldırmakdır.» demiştir.

Hadîs-i şerif, sevapların amellere göre değil, sırf Allah'ın bir fadl-ı ihsanı olduğunu söyliyenlerin delilidir.

Yine bu hadîs tam ve noksan ayların sevabda müsavi olduklarına delildir.

«Safiyye binti Huyey tavâf-ı ifâzayı yaptıktan sonra hayz gördü. Ben onun hayz hâlini Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e anlattım da Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

— O bizi yolumuzdan alıkoyacak mı? buyurdu. Ben:

— Ya Resûlallah! O ifâsını yapmış ve beyti tavaf elmişdi. İfâzadan sonra hayız gördü dedim. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

«Öyle ise yola revân olsun!» buyurdular.

3287- Bana Ebû't-Tahir ile Harmeletu'bnü Yahya ve Ahmed b. Îsâ rivâyet ettiler. Ahmed (bize rivâyet etti). Ötekiler (bize haber verdi) tâbirlerini kullandılar. (Dediler ki): Bize Vehb haber verdi.

(Dedi ki): Bana Yûnus, İbn Şihâb'dan bu isnâdla haber verdi. Âişe Leys hadîsinde olduğu gibi:

«Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in zevcesi Safiyye binti Huyeyy veda haccında temiz iken ifâzasını yaptıktan sonra hayzını gördü...» demiş.

3288- Bize Kuteybe yani İbn Saîd rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Leys rivâyet etti. H.

Bize Züheyr b. Harb da rivâyet etti,

(Dedi ki): Bize Süfyân rivâyet etti. H.

Bana Muhammedu'bnü'l-Mûsennâ dahi rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Abdü'l-Vehhâb rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Eyyûb rivâyet etti, Bu râvilerin hepsi Abdurrahmân b. Kâsım'dan, o da babasından, o da Âişe’den naklen onun Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e Safiyye'nin hayız gördüğünü söylediğini Zührî'nin hadîsi mânâsında rivâyet etmişlerdir.

3289- Bize Abdullah b. Meslemete'bni Ka'neb rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Eflâh, Kâsım b. Muhammed'den, o da Âişe'den naklen rivâyet etti. Âişe şöyle dedi:

«Safiyye'nin tavafı ifâzayi yapmadan hayız göreceğinden korkuyorduk. Derken yanımıza Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) gelerek:

— Safiye bizi yolumuzdan alıkoyacak mı diye sordu. Biz:

— O ifâzasım yaptı, dedik.

— Öyleyse alıkoymayacak buyurdular.

3290- Bize Yahya b. Yahya rivâyet etti.

(Dedi ki) ; Mâlik'e, Abdullah b. Ebî Bekr'den dinlediğim, onun da babasından, onun da Amra binti Abdirrahmân'dan, onun da Âişe'den naklen rivâyet ettiği şu hadîsi okudum. Âişe Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e:

— Ya Resûlallah! Safiyye binti Huyeyy hayz gördü, demiş. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

— Galiba o bizi yolumuzdan alıkoyacak. Sizinle birlikte beyti tavâf etmiş miydi? demiş. Oradakiler:

— Hay hay etmişti! cevâbını vermişler.

— Öyle ise yola çıksın! buyurmuşlar.

3291-

3292-

3293-