57- Kurban Kesmeden Traş Olan Yahut Taş Atmadan Kurban Kesenler Bâbı 3216- Bize Yahya b. Yahya rivâyet etti. (Dedi ki): Mâlik'e, İbn Şihâb'dan dinlediğim, onun da Îsâ b. Tâlha b. Ubeydillâh'dan, onun da Abdullah b. Amr b. As'dan naklen rivâyet ettiği şu hadîsi okudu: Abdullah b. Amr Şöyle dedi: «Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) \edk hakkında kendisine halk (bilmediklerini) sorsunlar diye Mina'da halka karşı durdu. Derken bir adam gelerek: — Ya Resûlallah! Hiç anlamadın, kurban kesmeden traş oluverdim! dedi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): — Kurbanını kes, zararı yok! dedi. Sonra başka bir adam daha geldi ve: . — Ya Resûlallah! Hiç anlamadım, taş atmadan kurban kesiverdim! dedi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), ona da: — At zarân yok! buyurdular.» Abdullah (radıyallahü ahh) Dedi ki: «Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e evvel ve âhirine sorulduysa, soranların her birine: — Bunu yap; Zarar etmez! buyurdular.» 3217- Bana Harmeletü'bnü Yahya rivâyet etti. (Dedi ki): Bize İbn Vehb haber verdi. (Dedi ki): Bana Yûnus, İbn Şihâb'dan naklen haber verdi. (Dedi ki): Bana İsa b. Tâlhate't-Teymî rivâyet etti. Kendisi Abdullah b. Amr b. As'ı şöyle derken işitmiş: «Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) devesinin üzerinde durdu; halk, kendisine suâl sormaya başladılar. Bazıları: — Ya Resûlallah! Ben taş atmanın, kurban kesmekten önce olduğunu bilmiyordum; bu sebeple kurbanımı taş atmazdan önce kestim! diyor; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) de: — At; zararı yok! buyuruyor; kimisi; — Ben, kurban kesmenin, traş olmazdan önce olduğunu bilmiyordum, onun için kurban kesmeden traş oldum! diyor; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) de: — Kes; zararı yok! Duyuruyordu. O gün insanın unuttuğu veya bilmediği şeylerden birini diğerinden evvel yapmak gibi bir şey sorulup da Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in: — Bunu yapın, zararı yok! sözünden başka bir şey söylediğini işitmedim.» 3218- Bize Hasenti'l-Hülvânî rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Ya'kûb rivâyet etti. (Dedi ki): Bize babam, Sâlih'den, o da İbn Şihâb'dan, Yûnus'un Zührî'den sonuna kadar rivâyet ettiği hadîs gibi rivâyette bulundu. 3219- Bize AKyyu'bnü Haşrem rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Îsâ, İbn Cüreyc'den naklen haber verdi. (Dedi ki): İbn Şihâb'ı şunu söylerken işittim: Bana, Isâ b. Tâlha rivâyet etti. (Dedi ki): Bana Abdullah b. Amr b. Âs rivâyet etti ki Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), Kurban Bayramı günü hutbe okurken bir adam kalkarak yanına gelmiş ve: — Ya Resûlallah! Ben, filân ve filân işin filân ve filândan önce yapılacağını zannetmiyordum! demiş. Sonra bir başkası gelerek: — Ya Resûlallah! Ben filân işin filân ve filân işlerden önce yapılacağını sanıyordum! diyerek bu üç şeye işaret etmiş. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): — Yap, zararı yok! buyurmuşlar. 3220- Bize, bu hadîsi Abd b. Humeyd de rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Muhammed b. Bekr rivâyet etti. H. Bana Saîd b. Yahya El-Emevî de rivâyet etti. (Dedi ki): Bana babam rivâyet etti. Bunlar hep birden İbn Cüreyc'den bu isnadla rivâyet etmişlerdir. Muhammed b. Bekr'in rivâyeti İsa'nın rivâyeti gibidir. Yalnız: «Bu üç şey'e işaret etmiş.» sözü müstesna! O, bunu söylememiştir. Yahya El-Emevî'ye gelince: Onun rivâyetinde: «Kurban kesmeden traş oldum; taş atmadan kurban kestim!» ve benzeri cümleler vardır. 3221- Bize, bu hadîsi Ebû Bekir b. Ebî Şeybe ile Züheyir b. Harb da rivâyet ettiler. Ebû Bekir dedi ki: Bize İbnİ Uyeyne, Zührî'den, o da Îsâ b. Tâlha'dan, o da Abdullah b. Amr'dan naklen rivâyet etti. Abdullah Şöyle dedi: «Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e bir adam gelerek: — Ben, kurban kesmeden traş oldum! dedi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): — Kes, zararı yok! buyurdu; adam: — Ben, taşları almadan kurban kestim! dedi; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): — Taşları at, zararı yok! buyurdular.» 3222- Bize İbnİ Ebî Ömer ile Abd b. Humeyd, Abdurrazzâk'dan, o da Ma'mer'den, o da Zührî'den bu isnâdla: «Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ı Mina'da dişi bir deve üzerinde gördüm; ona bir adam geldi...» diye İbn Uyeyne hadîsi mânâsında rivâyette bulundular. 3223- Bana Muhammed b. Abdillâh b. Kuhzâz rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Alîyyu'bnü Hasen, Abdullah b. Mübârek'den rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Muhammed b. Ebî Hafsa, Zührî'den, o da Îsâ b. Tâlha'dan o da Abdullah b. Amr b. Âs'dan naklen haber verdi. Abdullah Şöyle dedi: «Ben, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'den dinledim, kendisi bayram günü cemrede» dururken yanına bir adam geldi ve: — Ya Resûlallah! Ben, taşlarımı atmadan traş oldum! dedi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): — At, zararı yok ! buyurdu. Bir başkası gelerek: — Ben, taşlarımı atmadan kur'ıan kestim! dedi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): — Taşlarını at, zararı yok! buyurdu. Bir başkası daha gelerek: — Ben, taşlarımı atmadan, Beyt-i şerife giderek tavâf-ı ifA'zamı yaptım! dedi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (yine): — Taşlarını at, zararı yok! buyurdular. Hâsılı o gün kemlisine bir şey sorulup da: «Yapın, zararı yok! demekten başka bir şey söylediğini görmedim.» Bu hadîsi Buhârî «Kitâbu’l-ilim», «Kitâbü’l-Hacc» ve -Kitâbu'n-Nüzûr-da; Ebû Dâvûd, Tirmizî, Nesâî ve İbn Mâce «Kitâbü'l-Hacc»da muhtelif râvilerden tahrîc etmişlerdir. Buhârî , bu hadîsi üç vecihle rivâyet etmiştir. Birinci vecih, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in veda haccındaki vakfesi; îkinci vecih Hazret-i Abdullah'in onu hutbe okurken görmesi; Üçüncü vecih de Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in devesi üzerinde bulunması hakkındadır. O gün Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e sorulan şeylerden murâd: Şeytan taşlamak, kurban kesmek, traş olmak ve tavafa ait suâllerdir. Kâdî îyâz'in beyânına göre Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in her suâle: «Yap, zararı yok!» diye cevap vermesi, ibâha mânâsına alınmıştır. (sallallahü aleyhi ve sellem)’in bu emri: Bu işi, evvelce yaptığın gibi yapman câizdir.» Yahut: Bunu her zaman yapabilirsin, günahı yoktur!» mânâsına gelir. 3224- Bize Muhammed b. Hâtim rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Behz rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Vüheyb rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Abdullah b. Tavus, babasından, o da İbn Abbâs'dan naklen rivâyet etti ki, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’e kurban kesmek, traş olmak, taş atmak (ve bunlarda) takdim te'hîr yapmak hususunda suâller sorulmuş da: «Zararı yoktur!» cevâbını vermiş. Bu hadîsi Buhârî ve Nesâî hacc bahsinde tahrîc etmişlerdir. Takdim te'hirden murâd kurban kesmekle traş olmak ve şeytan taşlamak fiillerinde tertibe riâyet etmemektir. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bunda beis olmadığını beyan buyurmuştur. Tahâvî'ye göre bu sözde iki ihtimal vardır. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) bunu ya kolaylık olmak üzere mubah kYİmıştir; binâenaleyh hacılar mezkûr üç fiilden dilediklerini evvel, dilediklerini sonra yapabilirler. Yahut o gün yaptıklarından dolayı kendilerine bir günah olmadığını anlatmak istemiştir. Çünkü ashâb bunu kasden değil bilmeyerek yapmışlardı. Yapılan iş sünnete muhâlifdi. Hüküm bu ikinci ihtimâle göre verilmiştir. Yani bilmeyerek hacc fiillerinde takdîm ve te'hîr yapanlar mazur sayılmışlardır. Bu kavli te'yîd eden rivâyetler de vardır. İmâm Züfer'e göre böylesi üç kurban keser. Bunların biri kıran için, ikisi de kurban kesmeden traş olmanın cezasıdır. îbrâhîm Nehai'ye göre kurban kesmeden traş olana bir kurban lâzım gelir. Ebû Ömer İbn Abdilberr diyor ki: «Taş atmadan kurban kesene bir şey lâzım gelmeyeceği hususunda ihtilâf bilmiyorum. Ulemâ taş attıktan sonra traş olmadan tavâf-ı ifâzayı yapanlar hakkında ihtilâf etmişlerdir. İbn Ömer böyle bir kimsenin Mina'ya dönerek traş olmasına, sonra tekrar Mekke'ye giderek tavâf-ı ifâzayı yapması lüzumuna kaailmiş. Atâ', Mâlik, Şafiî ve şâir fukahâya göre tavâf-ı ifâ'ayı yaparak traş olmak yahut saç kısaltmak kâfidir. Bundan dolayı bir şey lâzım gelmez.» Hanefiîler'in delili İbn Abbâs (radıyallahü anh) hadîsidir. Bu hadîsde: «Bir kimse haccına ait bir amelî vaktinden evvel veya sonra yaparsa, bundan dolayı kan akıtsın.» buyurulmuştur. Hanefiîler , Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in «Zararı yok!» sözünü: «Yaptığınızdan dolayı size bir günah yoktur. Çünkü siz, bunu kasten değil; bilmeyerek yapmışsınızdır.» mânâsına te'vîl etmişlerdir. Nitekim Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e soran zâtın «Bilmiyordum.» demesi de bu te'vîli te'yîd eder. Hazret-i Alî (radıyallahü anh)'dan rivâyet edilen bir hadis-i şerif, bu dheti daha da tasrîh etmektedir. Tahavî'nin sahih bir isnâdla tahrîc ettiği bu hadisde şöyle denilmektedir: «Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i haca esnasında bir adam kendisine suâl sorarak: — Ben şeytan taşladım ve tavâf-ı ifA'zamı yaptım, fakat unuttum da traş olmadım! dedi. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): — Traş oluver, zararı yok! luyurdu. Sonra bir adam daha gelerek: — Ben şeytan taşladım, traş oldum ama kurban kesmeye unuttum! dedi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): — Kurbanını kes, zararı yok! buyurdular.» Bu rivâyet gösteriyor ki, Allahü teâla'nın bu zevattan affettiği günah unutmaları ile bilmemelerinden ileri geliyormuş. Çünkü soranlar Bedevîdiler. Hac ibâdetlerini bilmiyorlardı. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) onlara unutmaları ve cehaletleri sebebiyle yaptıklarından dolayı günah olmadığını anlatmak istemiştir. Yoksa muradı: Bundan sonra da bu şekilde hareket etmeniz mubahtır, mânâsına gelmez. Hanefiiler'in kavlini te'yîd eden başka rivâyetler de vardır. |