55- Traş Olmayı, Saç Kısaltmaya Tercih, Saç Kısaltmanın da Caiz Olduğunu Beyan Bâbı 3204- Bize Yahya b. Yahya ile Muhammed b. Rumh rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Leys haber verdi. H. Bize Kuteybe dahi rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Leys, Nâfi'den rivâyet etti ki, -Abdullah Şöyle dedi: «Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) traş oldu. Ashabından bir taife de traş oldu. Bâzdan saçlarını kısalttılar.» Abdullah (İbn Ömer) şunu da söylemiş: «Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bir veya iki defa: — Allah, traş olanlara rahmet buyursun! dedi, sonra: — Saçını kısaltan la ra da!., buyurdu.» 3205- Bize Yahya b. Yahya rivâyet etti. (Dedi ki): Mâlik'e, Nâfi'den dinlediğim, onun da Abdullah b. Ömer'den naklen rivâyet ettiği şu hadîsi okudum: «Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): — Yâ Rabbî! Traş olanlara rahmet buyurl dedi. Ashâb: — Ya Resûlallah! Saçlarını kısaltanlara da!., dediler. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (tekrar) — Yâ Rabbî! Traş olanlara rahmet buyur! dedi. Ashâb; — Ya Resûlallah! Saçlarını kısaltanlarada!., dediler. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): — «Saçını kısaltanlara da!., buyurdular.» 3206- Bize Ebû İshâk İbrahim b. Muhammed b. Süfyân, Müslim b. Haccâc'dan naklen haber verdi. (Dedi ki): Bize İbn Nümeyir rivâyet etti. (Dedi ki): Bize babam rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Ubeydullah b. Ömer, Nâfî'den, o da İbn Ömer'den naklen rivâyet etti ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): — «Allah traş olanlara rahmet buyursun!» demiş. Ashâb: — «Ya Resûlallah! Ya saçlarını kısaltanlara da!..» demişler. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (yine): — «Allah traş olanlara rahmet buyursun!» demiş. Ashâb: — «Ya Resûlallah! Saçlarını kısaltanlara da!..» demişler. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (tekrar): — «Allah traş olanlara rahmet buyursun!» demiş. Ashâb: — «Ya Resûlallah! Saçlarını kısaltanlara da!..» demişler. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): — «Saçlarını kısaltanlara da!..» buyurmuşlar. 3207- Bize, bu hadîsi İbn'l-Müsennâ da rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Abdülvahhâb rivâyet etti. Dedi ki: Bize Ubeydullah bu isnâdla rivâyette bulundu. O, bu hadîsde şunu da söyledi: «Dördüncü defada Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): — Saçlannı kısaltanlara da!., buyurdular.» 3208- Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe ile Züheyir b. Harb, İbn Nümeyir ve Ebû Küreyb toptan İbn Fudayl'dan rivâyet ettiler. Züheyir dedi ki: Bize Muhammed b. Fudayl rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Umara, Ebû Züva'dan, o da Ebû. Hüreyre'den naklen rivâyet etti. Ebû Hüreyre şöyle dedi: «Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): — Yâ Rabbî! Traş olanlara mağfiret buyur! dedi. Ashâb: — Ya Resûlallah! Saçlarını kısaltanlara da!., dediler. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (yine): — Yâ Rabbî! Traş olanlara mağfiret buyurl dedi. Ashâb: — Ya Resûlallah! Saçlarını kısaltanlara da!., dediler. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (tekrar) — Yâ Rabbîl Traş olanlara mağfiret buyur! dedi. Ashâb: — Ya Resûlallah! Saçlarını kısaltanlara da!.. dediler. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) , (en sonunda): — Saçlarını kısaltanlara da!., buyurdular.» 3209- Bana Ümeyyetü'bnü Bistâm rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Ye-zi' b. Zürey' rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Ravh, Alâ'dan, o da babasından, o da Ebû Hüreyre'den, o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den aklen Ebû Zür'anın, Ebû Hüreyre'den rivâyet ettiği hadîs mânâsında hadîste bulundu. 3210- Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Vekî' ile Ebû Dâvûd-u Tayâlisî, Şu'be'den, o da Yahya b- Husayn’dan, o da ninesinden naklen rivâyet ettiler ki, Yahya'nın ninesi- Veda haccında Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'i traş olanlara üç, saçını kestirenlere bir defa duâ ederken işitmiş. Vekî': «Veda haccında." dememiştir. 3211- Bize Kuteybetü'bnu Saîd rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Yâkûb yani İbn Abdirrahmân El-Kaarî rivâyet etti. H. Bize Kuteybe de rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Hatim yani İbn İsmail rivâyet etti. Bu râvilerin ikisi de Mûsâ b. Ukbe'den, o da Nâfi'den, o da İbn Ömer'den naklen rivâyet etmişler ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Veda haccında başını traş ettirmişdir. İbn Ömer hadisini Buhârî ile Ebü Dâvud; Ebû Hüreyre hadisini Buhârî «Hacc» bahsinde tahric etmişlerdir. Bu bâbda Kütüb-i Sitte'de İbn Ömer, Ebû Saîd-ı Hudrî, Ümmü'l-Husayn ve İbn Abbâs (radıyallahü anh) hazerâtından rivâyetler olduğu gibi İmâm Ahmed b. Hanbel «Müsned»inde Ebü Meryem'den; İbn Ebî Şeybe, Habeşî b. Cünâde'den hadîsler rivâyet etmişlerdir. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in traş olanlara üç, saç kısaltanlara bir defa olmak üzere nerede duâ ettiği ihtilaflıdır. İbn Abdilberr'e göre: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bu duayı Hudeybiye'de yapmıştır. Nevevî ; «Sahîh ve meşhur kavle göre bu duâ Veda haccındaydı.» diyor. Kâdı îyâz: Aynı duayı iki yerde de yapmış olmasının ihtimâlden uzak olmadığını söylemiştir. Aynî: «Hadîslerin arasım bulmak için doğrusu Kâdı'nın söylediğidir.» demektedir. Filhakika Bâbımız hadîsinde duanın Veda haccında, İbn İshâk'in Hazret-i İbn Abbâs'dan rivâyet ettiği bir hadîsde Hudeybiye'de yapıldığı bildirilmektedir. Hattâbî diyor ki: «Ashâb-ı kirâm’ın âdetleri başlarında saç bırakmak ve saçlarını zînetlemekti. İçlerinde traş olanlar azdı. Onlar, bunu bir nev'î şöhret addeder ve traş olmak kendilerine ağır gelirdi. Bu sebeple bir kısmı saçlarını kısaltmış, bir kısmı da traş olmuşlardı. İşte Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in traş olanlara rahmet duasında bulunması nihayet ötekilere de acıyarak duayı umûmîleştirmesi bundandır.» Ashâb-ı kirâm'ın: «Saçlarını kısaltanlara da!..» sözleri, mahzûf bir cümle üzerine ma'tûftur. Cümle: «Saçlarını kısaltanlara da rahmet buyur! de.» takdirindedir. Bu gibi atıflara atf-ı telkînî derler. Ulemâ, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in traş olması hususunda muhtelif cihetlerden söz etmişlerdir. Şöyle ki: 1- Acaba Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ne şekilde traş olmuştur? Bu bâbda Müslim'in Hazret-i Enes'den rivâyet ettiği bir hadisde: «Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Mina'ya geldi, müteakiben cemreye giderek orada taş attı. Sonra Mina'daki menziline döndü ve kurban kesti de berbere: — Şuradan al! diye evvelâ sağ tarafına, sonra sol tarafına işaret buyurdu. Sonra kesilen saçları halka vermeye başladı.» denilmiş; Tirmizî'nin yine Hazret-i Enes'den rivâyet ettiği bir hadîsde: «Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) cemre'de taşları atınca kurbanını kesti, sonra berbere başının sağ tarafını gösterdi, berber orasını traş etti. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bu saçları Ebû Tâlha'ya verdi, sonra başının sol tarafını berbere uzattı, o da traş etti. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): — Bu saçları halk arasında taksim et! buyurdular.» denilmiştir, Tirmizî rivâyetinin zahirine bakılırsa Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in Hazret-i Ebû Tâlha'ya taksim etmek üzere verdiği saçları başının sol tarafından alınanlarıdır. Başka bir rivâyette sağ tarafının saçları dağıtıldığı bildirilmiştir. Rivâyetler bu şekilde muhtelif olunca hadîs ulemâsı dahi aralarını bulma hususunda ihtilâfa düşmüş, Bazıları tercihe giderek sağ tarafının saçları taksim edildiğini söylemiş; bir takımları bunun aksini iddia etmiş, bir takımları da rivâyetlerin aralarını bulmağa çalışmıştır. 2- Hadîs-i şerif, bütün başı traş etmenin vücûbuna delâlet etmektedir. Çünkü Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) öyle yapmış: «Hacc ibâdetlerinizi benden alın.» buyurmuştur, İmâm Mâlik'in kavli bu ise de meşhur kavline göre başın ekserisini traş etmek kâfidir. İmâm Ah'med'in bir rivâyete göre traş olmak, abdest alırken başı meshetmek gibidir. İkinci bir rivâyete göre başın ekserisini traş etmek kâfidir. İmâm A'zam başın dörtte birinin, İmâm Ebû Yûsuf yarısının traş edilmesi îcâb ettiğine kaaildirler. İmâm Şâfiî'ye göre baştan üç kıl traş etmek kâfidir. 3- Traş olmanın saç kısaltmaktan efdal olduğunu söyleyenler bu hadîsle istidlal etmişlerdir. 4- Cumhûr-u ulemâ'ya göre insan saçı temizdir. Sahîh kavle göre İmâm Şafiî'nin mezhebi de budur. Şâfiîler'den Ebû Ca'fer-i Tirmizî bu hususta Hazret-i Şâfiî'ye muhalefet etmiş ve saç temizliğinin yalnız Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e mahsûs olduğunu, başkalarının saçları necis sayılacağını söylemiştir. 5- Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in saçları ve diğer âsârı ile teberrük etmek caizdir. Ulemâdan birçoklarının rivâyetine göre Hâlidü'bnü Velîd (radıyallahü anh) üzerinde Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in saçından birkaç tel bulundururmuş. Bu sebeple nereye varsa kendisine fütuhat müyesser olmuştur. 6- Diri bir insandan saç almakta beis yoktur. Bazıları insan saçının yere gömülmesi îcâb ettiğini, bunun en azından müstehab olduğunu söylemişlerse de, doğrusu birinci kavildir. Râfiî'nin beyânına göre traş olurken sağ taraftan başlamak, sonra sol tarafa geçmek, kıbleye karşı oturmak, traş bittikten sonra tekbîr almak ve saçları yere gömmek müstehabdır. Mühibb-i Taberî traş olduktan sonra iki rek'ât namaz kılmayı traşın sünnetlerinden saymıştır. Bu suretle traşm sünnetleri beş olur. 7- Büyüklerin, yanlarındakine bir şey taksim ederken müsavata riâyet etmeleri gerekir. Bununla beraber taksim esnasında bâzılarına fazla vermeyi îcâb eden bir sebep bulunursa tercîhde de beis yoktur. Nitekim Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), Hazret-i Ebü Tâlha ile Ümmü Süleym'e saçının yansım tahsis buyurmuştur. 8- Resüllallah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i o gün kimin traş ettiği ihtilaflıdır. Buhârî'nin rivâyetine göre Ma'mer b. Abdillâh (radıyallahü anh) traş etmiştir. Nevevî: «Sahîh ve meşhur olan kavil de budur.» diyor. Bâzılarına göre Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i traş eden zât: Hırâş b. Ümeyye'dir. Nevevî bu zâtı da rivâyet etmiş, fakat Aynî'nin şerhi Zeynüddîn bunu söyleyenin vehme kapıldığını bildirmiş. «Hıraş b. Ümeyye Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i Hudeybiye günü traş etmiştir.» demiştir. İbn Abdilberr dahi Hırâş (radıyallahü anh) ;n terceme-i hâlinde: «Hudeybiye günü Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in başını traş eden zât budur.» demektedir. 9- İmâm A’zam'a göre traşa berberin sağına gelen taraftan yani traş olan kimsenin solundan başlanır. Kirmanı, İmâm Şafiî'ye göre traş olan kimsenin sağından başlanacağını söylemiştir, İmâm A'zam'dan rivâyet edilen sahîh kavil de budur. 10- «Tevdîh» sahibi hacılar için traş zamanı, fecrin doğmasıyla başlar. Bu kavil, Mâlikîler'e göredir. Bize göre bayram gecesinin yarısından sonra başlar, sonu için muayyen vakit yoktur. Kurban Bayramı günü Mina'da traş olmak efdaldır. Bir kimse traş olmayı te'hîr ederek memleketine gitse, orada traş olur ve hedy kurbanı gönderir. Traştan önce cimâ'da bulunursa yine hedy kurbanı lâzım gelir...» diyor. Hanbelîler'den İbn Kudâme (541-620)-: «Traş olmayı kurban günlerinin sonuna kadar te'hîr etmek caizdir. Daha sonraya bırakmak hususunda iki rivâyet vardır. Böylesine kurban lâzım değildir.» demiştir. Atâ' ile Hanefiîler'den Ebû Yûsuf ve Ebû Sevrin kavilleri de budur. İmâm Ahmed ile İmâm A’zam'a göre traş olmayı te'hîr edene kurban lâzım gelir. Çünkü traş olmak hacc ibâdetlerinden mâdûttur. Bu hususta te'hîrin azı ile çoğu müsavi olduğu gibi, yanılarak yahut kasten te'hîr arasında dahi fark yoktur. Bir kimse hiç traş olmadan ihramdan çıkarsa İmâm A'zamla İmâm Muhammed, İmâm Mâlik, Sevrî ve İshâk'a göre kurban kesmesi gerekir. Tembih: Bu hadîsin Ebû İshâk rivâyetinde: «Bize haber verdi.» diyen râvî Ebû Ahmed El-Celûdî fdir. Ebû İshâk İbrahim, hadîsi İmâm Müslim'den işitmediği için «Bize haber verdi.» tâbirini kullanamamış: . «Müslim b. Haccâc'dan naklen.» demiştir. Ebû İshâk, Müslim'in kitabından üç yeri bizzat İmâm Müslim’den dinleyememiştir. Mezkûr üç yerden'biri burasıdır. |