Geri

   

 

 

 

İleri

 

39- Tavaf İle Ömrede ve Haccın İlk Tavafında Ramelin Müstehab Oluşu Bâbı

3107- Bize Ebî Bekr b. Ebî Şeybe rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Abdullah b. Hümeyr rivâyet etti. H.

Bize İbn Nümeyr de rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize babam rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Ubeydullah Nafi'den, o da İbn Ömer'den naklen rivâyet etti ki; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Beyti ilk defa tavaf ederken üç defa ramel yapar, dört defa da alelade yürürmüş. Safa ile Merve arasında sa'y yaparken dahi Mesîl vadisinde hızlı yürürmüş. Bunu İbn Ömer de yaparmış.

3108- Bize Muhammed b. Abbâd rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Hatim yani İbn İsmail, Mûsa b. Ukbe'den, o da Nafi'den, o da İbn Ömer'den naklen rivâyet etti ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Mekke'ye ilk geldiğinde hacc ve ömre için tavaf ederken Beyti üç defa hızlıca dolaşır sonra dört defa alelade yürürmüş. Sonra iki rekât namaz kılar; arkasından Safa ile Merve arasında sa'y yaparmış.

3109- Bana Ebû't-Tâhir ile Harmeletu'bnu Yahya rivâyet ettiler, Harmele dedi ki: Bize İbn Vehb haber verdi.

(Dedi ki): Bana Yûnus, İbn Şihâb'dan naklen haber verdi. Ona da Salim b. Abdillâh haber vermiş ki, Abdullah b. Ömer şunu söylemiş:

«Ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i Mekke'ye geldiğinde ilk tavafını yaparken Hacer-i Esved'i istilâm buyurarak yedi tavafın üçünde ram el yaparken gördüm.»

3110- Bize Abdullah b. Ömer b. Ebân El-Cu'fî rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize İbn'l-Mübârek rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Ubeydullah, Nâfi'den, o da İbn Ömer (radıyallahü anh)’dan naklen haber verdi. Şöyle dedi:

«Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Hacer-i Esved'den Hacer-i Es-ved'e kadar üç defa ramel yaptı dört defa da alelade yürüdü.»

3111- Bize Ebû Kâmil El-Cahderî rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Süleym b. Ahdar rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Ubeydullah b. Ömer, Nâfi’den naklen rivâyet etti ki, İbn Ömer hacerden hacere ramel yapmış ve Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in bunu yaptığını söylemiş.

3112- Bize Abdullah b. Meslemete'bni Ka'neb rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Malik rivâyet etti. H.

Bize Yahya b. Yahya da rivâyet etti. Lâfız onundur.

(Dedi ki): Mâlike, Ca'fer b. Muhammed'den dinlediğim, onun da babasından, onun da Câbir b. Abdillâh (radıyallahü anhüma)'dan naklen rivâyet ettiği şu hadîsi okudum. Câbir: «Ben (sallallahü aleyhi ve sellem)’in üç tavafda Hacer-i Esved'den başlıyarak yine ona varıncaya kadar ramel yaptığını gördüm.

3113- Bana Ebû't-Tâhir rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Abdullah b. Vehb haber verdi.

(Dedi ki): Bana Mâlik ile İbn Cüreyc, Ca'fer b. Muhammed'den, o da babasından, o da Câbir b. Abdillah'dan naklen haber verdi ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) üç tavaf da hacerden hâcere ramel yapmış. Bu hadîsi Buhârî hacc bahsinde tahrîc etmiştir.

Evvelce de görüldüğü vecihle ramel sık sık adımlarla hızlıca yürümek ve yürürken omuzları sallamaktır. Habeb dahi bu mânâya gelir. Yedi tavafın ilk üçünde ramel ile yürümek müstehabdır.

İlk tavaftan murâd arkasından Safa ile Merve arasında sa'y yapılan tavâfdır. Bu da tavâf-ı kudüm ile tavâf-ı ifâza'da mütesav-verdir. Tavâf-ı vedâda sa'y yoktur. Ramel bir defaya mahsus olmak üzere meşru' kılınmıştır. Kadınlara tavaf ve sa'y esnasında ramel meşru' değildir. Bu hususta ulemâ müttefiktir.

Mesîl; Sâfâ ile Merve arasındaki Mİ çukurudur. Buradan geçerken hızlıca yürümek bilittifâk müstehabdır. Hadîs-i şerîfd Safa ile Merve arasındaki sa'ye de mecazen tavaf denilmişdir. Çünkü sıfatları başka başka olsa da tavafla sa'yin her ikisinde hızlı yürüme vardır.

İki secdeden murâd iki rek'ât namazdır. Bu namazın ulemâdan bâzılarına göre vacip, bâzılarına göre sünnet olduğunu yukarıda görmüştük. Hadîs-i şerîfde tavafla sa'y arasında tertîb vâcib olduğuna delîl vardır. Yani evvelâ tavaf sonra sa'y yapılacaktır. Cumhûru ulemâ'ya göre evvelâ sa'yi yapıp sonra tavaf etmek caiz değildir. Nevevî bu hususta seleften bâzılarının zayıf bir hilafı bulunduğunu kaydediyor.

Rükn-ü Esved'den murâd Kabe'nin bir köşesinde bulunan Hacer-i Esved'dir. Tavafa başlarken bu taşı istilâm etmek biliîtifâk tavafın sünnetlerindendir. Ramel dahi bu taştan başlıyarak yine onda bitirmek suretiyle yapılır. Rivâyetlerin bazılarındaki «Hacerden hacere» tâbirinden murâd budur.

3114- Bize Ebû Kâmil Fudayl b. Hüseyn El-Cahderî rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Abdülvâhid b. Ziyâd rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Cüreyrî, Ebû't-Tufeylî'den rivâyet etti. Şöyle dedi: İbn Abbâs'a: Ne buyurursun. Beyti şu üç tavaf ramel ve dört tavaf âdî yürüyüş meselesi sünnet midir? Kavmin bunun sünnet olduğunu söylüyorlar, dedim. İbn Abbâs:

«Hem doğru söylemişler hem yanlış!» cevâbını verdi.

(Bu) hem doğru söylemişler hem yanlış sözünün manası nedir? dedim, İbn Abbâs şunu söyledi:

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Mekke'ye geldi de müşrikler: Hakıykaten Muhammed İle ashabı yıllıktan Beyti tavaf edemiyorlar, dediler. Ona haset ediyorlardı. Bunun tilerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ashabına öç tur ramel yapmalarını, dört tur da alelade yürümelerini emir buyurdu. İbn Abbâs'a:

— Bana Sala ile Merve arasında vasıtaya binerek sa'y yapmayı haber ver. Bu da sünnet midir? Zİrâ kavmin hunun sünnet olduğunu söylüyorlar, dedim. İbn Abbâs:

— Hem doğru söylemişler hem yanlış cevâbını vedi. Ben:

(Bu) hem doğru söylemişler hem yanlış sözünün mânâsı nedir? dedim. İbn Abbâs şunu söyledi:

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in yanına halk üşüştüler, işte Muhammed! İşte Muhammed! diyorlardı. Hattâ evlerden genç kızlar bile çıkmışlardı. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in huzurunda halk dövülemezdi. Başına birçok kimseler toplanınca hayvana bindi ama yürüyerek sa'y yapmak efdaldır.

3115- Bize Muhammedu'bnü'l-Mûsennâ rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Yezid rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Cüreyrî bu isnâdla bu hadîsin mislini, haber verdi. Yalnız o: «Mekkeliler hasetçi bir kavim idiler» dedi. «Ona haset ederlerdi» demedi.

3116- Bize İbn Ebi Ömer rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Süfyân, İbn Ebî Hüseyin'den, o da Ebû't-Tufeyl'den naklen "rivâyet etti. Şöyle dedi: İbn Abbâs'a:

Kavmin Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in Beyti tavaf ederken ve Safa ile Merve arasında ramel yaptığını, bunun sünnet olduğunu söylüyorlar, dedim. İbn Abbâs:

— Hem doğru söylemişler hem yanlış cevâbını verili.

3117- Bana Muhammed b. Râfİ' rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Yahya b. Âdem rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Züheyr, Abdülmelik b. Saîd b. Eheer'den, o da Ebû't-Tufeyl'den naklen rivâyet etti. Şöyle dedi: İbn Abbâs'a:

— Btn. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’i gördüğümü sannediyorum, dedim. İbn Abbâs:

— O halde onu bana tavsif et, dedi.

— Onu Merve'de dişi bir deve üzerinde gördüm. Etrafına birçok insanları toplanmışlardı dedim. Bunun üzerine İbn Abbâs:

— İşte Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) odur. Halk onun huzurundan kovulmaz ve zorlanmazlardı, dedi.

3118- Bana Ebû'r-Rebî-Ez-Zehrânî rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Hammâd yani İbn Zeyd, Eyyûb'dan, o da Saîd b. Cübeyr'den, o da İbn Abbâs'dan naklen rivâyet etti. Şöyle dedi:

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ashâbıyla Mekke'ye geldi. Kendilerini Yesrib'in sıtması zayıflatmıştı. Müşrikler: Yarın size öyle bir kavim gelecek ki sıtma kendilerini bitirmiş. Ondan çok elem çekmişler dediler. Ve hicrin arkasına oturdular. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) de müşrikler müslümanların celâdetini görsünler diye ashâbma tavafın üç turunda ramel yapmalarını, iki köşe arasında da adî yürüyüşle yürümelerini emir buyurdu. Bunun üzerine müşrikler:

— Sıtmanın kendilerini bitirdiğini söylediğiniz adamlar bunlar mı? Bunlar filân ve filândan daha sağlammışlar, dediler. İbn Abbâs (sözüne devamla):

«Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i ashabına bütün turlarda ramel yapmalarını emir buyurmaktan men edtn say ancak anlara acıması olmuştur.» demiş.

3119- Bana Amru'n-Nâkıd ile İbn Ebî Ömer ve Ahmed b. Abde hep birden İbn Uyeyne'den rivâyet ettiler. İbn Abde

(Dedi ki):

Bize Süfyân, Amr'dan, o da Atâ'dan, o da İbn Abbâs tan naklen rivâyet etti. İbn Abbâs:

«Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Beyti ancak müşriklere kuvvetini göstermek İçin ramel ve hızla tavaf etmiştir.» demiş.

Bu hadîsi Buhârî hacc bahsinin bir-iki yerinde ve «Kitâbü’l-Megâzî»de; Ebû Dâvûd ile Nesâî hacc bahsinde muhtelif râvîlerden tahrîc etmişlerdir.

Nevevî diyor ki: «İbn Abbâs’ın bu hadîsi bundan önceki rivâyetlerle nesh edilmiştir. Çünkü İbn Abbâs hadîsi Hicretin yedinci yılında Mekke fethedilmezden önce îfâ olunan kaza Ömresine aittir. O zaman müslümanlar bedenen zayıf idiler. Tavaf esnasında ramel yapmaları kuvvetli görünmek içindi. Buna iki rüknü Yemânî'den gayrı yerlerde muhtaçtılar. Çünkü müşrikler Hicr denilen yerde oturuyor, rükn-ü yemânî denilen iki köşe arasında müslümanları görmüyor, diğer köşeler arasında tavaf ederken görüyorlardı. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Hicretin onuncu yılında Veda haccını îfâ ettiği vakit Hacer-i Esved'ten başlıyarak yine Haceri Esved'e kadar ramel yapmışdır. Binâenaleyh bu son fi'liyle amel etmek vâcib olur.»

Nevevî'nin bahsettiği nesh bir tur tavafın yarısında ramel yapıp yarısında yapmamaya aittir. Çünkü İbn Abbâs (radıyallahü anh) hadîsinde iki rüknü yemânî arasında ramel yapılmaıyacağı bildirilmektedir. Bu mes'ele İmâm Nevevî'nin dediği gibi nesh edilmiştir. Bugün tavafın ilk üç turunda Hacer-i Esved'den başlayarak yine onda bitmek suretiyle ramel yapılır.

Hicr: Hatîm denilen yerin içidir. Hatîm Kâbe-i Muazzama'nin altın oluk tarafındaki yarım duvarla çevrilmiş yerdir. Vaktiyle bu yer Kabe'den ma'dûd idi. Hükmen yine Kabe'nin içinden sayıldığı cihetle tavaf Hatîmin arkasından yapılır

İbn Abbâs (radıyallahü anh): «Hem doğru söylemişler, hem yanlış» sözü ile Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in fi'li olduğunu doğru söylemişler, fakat bunun bir sünnet-i müekkede olduğu iddiasında hatâ etmişler demek istemiştir. Çünkü ona göre ramel meselesi senelerce tekrarı matlûb olan bir iş değil, küffâra kuvvetli görünmek için yalnız o seneye mahsustur. Hazret-i İbn Abbâs'in mezhebi bu ise de sahabe ve tabiîn ile onlardan sonra gelen bütün ulemâ bu hususta ona muhalefet ederek tavafın ilk üç turunda ramelin sünnet olduğunu söylemişlerdir. Bu sünneti terkeden faziletten mahrum kalır. Bununla beraber tavafı yine de sahihtir. Kurban lâzım gelmez.

Abdullah b. Zübeyr'e göre ramel tavafın yedi turunda da sünnetdir.

Hasan-ı Basrî, Sevrî ve Mâlikiler'den Abdülmelik b. Mâcişûn'a göre tavaf esnasında rameli terk edene kurban kesmek lâzım gelir. Vaktiyle İmâm Mâlik'in dahi buna kail olduğu, fakat sonra rücû ettiği söylenir.

Cumhûr-u ulemâ'nin delili Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in veda haccında tavafın ilk üç turunu ramel ile yapıp geri kalan dört turunda alelade yürümesi ve sonra:

«Hac fiillerini nasıl yapacağınızı benden alın» buyurmuş olmasıdır.

İbn Abbâs (radıyallahü anh) kendisine Safa ile Merve arasında vâsıtaya binerek sa'y yapmanın hükmü sorulduğu ve «Kavmin bunun sünnet olduğunu söylüyorlar» denildiği vakit yine: «Hem doğru söylemişler, hem yanlış» diye cevap vermiştir. Gerçi ibarede «Ke-zebû» lâfzı kullanılmıştır. Bunun asıl mânâsı «yalan söylemişler» demek ise de bu gibi yerlerde mezkûr kelimenin hatâ mânâsında kullanıldığını kitabımızın baş taraflarında görmüştük. Hazret-i İbn Abbâs bu sözüyle: «Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in hayvan üzerinde sa'y yaptığını doğru söylemişler, fakat bunun yürümekten efdal olduğunu söylemekte hatâ etmişler. Çünkü yürümek daha faziletlidir.» demek istemiş ve Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in özürden dolayı hayvana bindiğine işaret etmiştir. Ulemâ bu kavlinde İbn Abbâs (radıyallahu anh) ile beraberdir. Yani Safa ile Merve arasında vâsıtaya binerek sa'y yapmak caiz ise de sa'yi yürüyerek yapmak efdaldir. kelimesi bâzı nüshalarda şeklinde rivâye4

olunmuştur. Mânâsı «kendilerine surat aşılmazdı» demektir. Kâdi İyâz bu rivâyetin daha doğru olduğunu söylemiştir.

Yesrib: Medîne-i Münevvere'nin câhiliyyet devrindeki ismidir. Hadîs-i şerifin muhtelif rivâyetleri vardır. İsmâîlî'nin rivâyetinde: «Müşrikler: Size çıplak bir kavim gelecek demişler. Onların bu sözünü Allah Peygamberine bildirmiş, o da ashabına hem ramel yapmalarım, hem de âdi yürüyüşle yürümelerini emir buyurmuşdu» denilmiş: İbn Mâce'nin rivâyetinde: «Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Hudeybiye'den sonraki Ömresi için Mekke'ye girmek istediği vakit ashabına: Yarın kavminiz sizi görecektir. Ama sizi zinde görmelidirler buyurmuş, Mescid-i Haram'a girdikleri vakit ashâbıyla beraber Hacer-i Esved'i istilâm ederek ramelle tavaf etmişlerdir.» buyrulmuş; Taberânî'nin rivâyetinde:

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ömreye niyet edince Mekkelilerin ashabı hakkında zayıflamışlar diye söz ettiklerini duymuş ve Mekke'ye vardık&ı ashabına: Haydi bakalım kollarınızı, paçalarınızı sıvayın da ramelle yürüyün! Tâ ki kavminiz kuvvetli olduğunuza kaani olsun, buyurmuşdur.» denilmektedir. Bir rivâyette ashabın ramel yaptığını gören Küreyş kâfirlerinin: «Bunlar ceylânlar gibi adamlarmış» dedikleri bildirilmiştir.