Geri

   

 

 

 

İleri

 

26- Muhasara Sebebiyle İhramdan Çıkmanın ve Hacc-ı Kıranın Cevazını Beyan Bâbı

3048- Bize Yahya b. Yahya rivâyet etti.

(Dedi ki) Mâlike Nâfi'den dinlediğim şu hadîsi okudum: Abdullah b. Ömer (radıyallahü anhüma) fitne (senesin) de Ömreye niyet ederek yola çıkmış. Ve (içinden) Şöyle dedi: «Eğer beyti tavâfdan menedilirsem, ben de Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile beraber olduğumuz zaman yaptığımız gibi yaparım.»

Böylece yola çıkmış ve ömreye telbiye getirerek yürümüş. Beydâ düzüne çıktığı vakit arkadaşlarına bakmış da «Bunların ikisinin hükmü ile bîrdir. Sizi şahit kılarım ki ben hacca, ömre ile birlikte niyet ettim.» demiş.

Ve yoluna revân olmuş. Beyt-i şerife varınca onu yedi defa tavaf etmiş, Safa ile Merve arasında da yedi defa sa'y yapmış, yediden fazlaya uzanmamış. Bunun, kendisine kâfi geleceğine kaanî olmuş ve kur-

 sevketmiş.

3049- Bize Muhammedü'bnü'l-Müsennâ rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Yahya yani El-Kattân, Ubeydullah'dan rivâyet etti.

(Dedi ki): Bana Nâfi' rivâyet etti ki, Abdullah b. Abdillâh ile Salim b. Abdillâh, Haccâc İbn Zübeyir île harbe geldiği vakit Abdullah (İbn Ömer) ile konuşmuşlar. Kendisine:

— Bu sene haccetmemen, sana zarar vermez. Çünkü halk arasında Çarpışma olup da seninle beyt-i şerif arasına girileceğinden korkarız! demişler. Abdullah:

— «Eğer benimle beyt-i şerîf araşma girilirse ben de beraberinde olduğum hâlde Kureyş kâfirleri Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile beyt-i şerifin arasına girdikleri vakit, o ne yaptıysa ben dahi onu yaparım. Sizi şahit kılarım ki ben ömreye niyet etmişimdir.» demiş ve yoluna devam etmiş. Zü’l-Huleyfe'ye varınca Ömre için telbiye getirmiş. Sonra şunu söylemiş:

«Bana yol verilirse ömremi ifâ ederim. Mâni olunursa beraberimde bulunduğum zaman Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ne yaptıysa ben de onu yaparım.»

Sonra şu âyet-i kerime'yi okumuş:

 Muhakkak sizin için Resûlüllah'da güzel bir örnek vardır. Sonra yolun» devam etmiş. Beydâ düzüne varınca: «Bunların ikisinin hükmü de birdir. Ömreme mâni olunursa, baççıma da manî olunur. Sizi şahit kılarım ki ben, bir haccla bir Ömreye niyet ettim» demiş,

Ve; yine yoluna devam etmiş Kudeyd denilen yerde bir kurban Katın almış, sonra haccia Ömre İçin beyt-i şerîfde ve Safa ile Merve arasında biı- defa tavaf yapmış.

Bilâhara hîlle çıkmamış, taa her iki ibâdeti haccla' tamamladıktan sonra bayram günü ihramdan çıkmış.

3050- Bize, bu hadîsi İbn Nümeyir de rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize babam rivâyet etti,

(Dedi ki): Bize Ubeydullah, Nâfi'der rivâyet etti. NâfT: «İbn Ömer, Haccâc İbn Zübeyr'in ürerine hücum ettiği zaman haccetmek istedi.» diyerek, hadîsi yi; kar ki kıssada olduğu gibi hikâye etmiş., sonunda da: şunu söylemiş:

«İbn Ömer: Haccla Ömreyi beraber yapana bir tavaf kâfidir, hille çıkmaz, sonunda her ikisi için birlikte ihramdan çıkar; derdi.»

3051- Bize Muhammed b. Rıtnıh rivâyet etti.

(Dedi ki): Bize Leys haber verdi. H.

Bize Kuteybe de rivâyet etti. Bu lâfız onundur.

(Dedi ki): Bize Leys, Nâfi'den rivâyet etti ki İbn Ömer, Haccâc'ın İbn Zübeyir üzerine hücûm ettiği sene haccetmek istemiş. Kendisine:

— «Halk arasında çarpışma var. Seni menetmelerinden korkarız.» demişler. İbn Ömer:

«Muhakkak ki sizin için Resûlüllah'da güzel bir örnek vardır.» âyetini okuyarak:

— «Ben de Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in yaptığı gibi yaparım. Sizi şâhit kılarım ki, ben ömreye niyet ettim.» demiş.

Sonra yola çıkmış. Beydâ sırtına vardığında:

«Hacri;ı ömrenin hükümleri birdir. Şahit olun — İbn Rumh: Şahit kılarım! dedi.— ki ben ömremle birlikte hacca niyet ettim.» demiş.

Ve Kudeyd'den satın aldığı bir kurbanlığı Harem-i Şerife göndermiş. Sonra her iki ibâdet içi» telbiye getirerek yola revân olmuş. Mekke'ye varınca Beyt-i şerifi ve Safa ile Merve'yi tavaf etmiş. Bundan fazla bir şey yapmamış. Kurban kesmemiş, traş olmamış, saçını kısaltmamış, kendisine haram olan hiç bir şeyden hilîs çıkmamış. Nihayet bayram günü gelince kurbanını kesmiş ve traş olmuş. Böylece yaptığı ilk tavaf ile hem haccınm hem de umresinin tavafını ifâ ettiğine kaanî olmuş,

İbn Ömer: «Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) böyle yaptı.» demiş.

3052- Bize Ebû'r-Rabi' Ez-Zehrânî ile Ebû Kâmil rivâyet ettiler. (Dediler ki): Bize Hammâd rivâyet etti. H.

Bize Züheyf b. Harb da rivâyet etti.

(Dedi ki): Bana İsmail rivâyet etti. Hammâd ile İsmail hep birden Eyyûb'dan, o da Nâfi'den, o da İbn Ömer'den naklen bu kıssayı rivâyet etmişlerdir. (İbn Ömer) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’i yalnız hadîsin başında kendisine (Seni Beyt-i şerîf den menederler.) denildiği zaman zikretmiş:

— O hâlde, ben de Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in yaptığı gibi yaparım, demiş, hadîsin sonunda Leys'in zikrettiği gibi Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) işte böyle yaptı, dememiştir.

Bu hadîsi Buhârî «Hacc» bahsinin müteaddiı yerlerinde tah-rîc etmiştir.

Rivâyetlerin mecmuundan anlaşılıyor ki vak'a, Haccâc-ı Zâlim'in Mekke üzerine yürüyerek Abdullah b. Zübeyir ile harp ettiği senede geçmiştir.

Haccâc-ı Zâlim: Irâkeyn vâlisiydi.

Bu harbin sebebi: Hazret-i Abdullah b. Zübeyir'in Abdülraelik b. Mervân'a bey'at etmemesidir. Abdülmelik halife olmuş; Hazret-i Abdullah'ı kendisine taey'ata davet etmişti. Abdullah (radıyallahü anh) bunu kabul etmeyinde Abdülmelik, Haccâc'ı ordusuyla Mekke'ye gönderdi. Bu vak'a, târihte meşhurdur. Ve hicretin 72. yılında vukûbulmuştur.

Abdullah b. Ömer (radıyallahü anh) tam bu sırada haccetmek istemiş; oğullan Abdullah ile Salim, bu işi tehlikeli görerek kendisini o sene hacedan vazgeçirmeye çalışmışlardır. İbn Ömer (radıyallahü anh) ise Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in Hudeybiye vak'asındaki hâlini nazar-ı itibâra alarak niyetinden dönmemiştir. Hudeybiye vak'ası Hicretin 6. senesinde olmuştur. Müşrikler, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in haccına manî olmuş, o da ihramdan çıkarak kurban kesmiş ve traş olmuştu.

Bu da Ömreye niyet eden bir kimsenin muhasara zamanında hacc-ı ifrâd yapanlar gibi ihramdan çıkabileceğini gösterir.

Hazret-i İbn Ömer'in niyetle iktifa etraiyerek şahit davet etmesi, kendisine uymak isteyenlere keyfiyeti bildirmek içindir.

Beydâ: Mekke ile Medine arasında Zü’l-Huleyfe'ye yakın bir yerdir. Esasen bir çölden ibarettir.

Kudeyd dahi: Mekke ile Medine arasında bir yerdir.

Bu isim aslen orada bulunan bir suya verilmiş olup. sonradan bu mevkiye teşmil edilmiştir.

Hadîs-i şerîf, hacc-ı kıran için bir tavafla bir sa'y kâfidir diyenlerin delillerindendir.

İmâm Şafiî'nin mezhebi de budur.

Hanefiîler'e göre hacc-ı kıran için mutlaka iki tavaf ve iki sa'y lâzımdır. Delilleri Hazret-i Alî hadîsidir. Mezkûr hadîse göre Ali (radıyallahü anh) hacc ile örmeyi beraber yaparak, her ikisi için ayrı ayrı tavaf ve ayrı ayrı sa'y yapmış; sonra: «Ben, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i böyle yaparken gördüm.» demiştir.

Bu hususta ulemânın sözleri çok ve uzundur.