10- İhramlının Başından Elemi Bulunduğu Vakit Onu Traş Etmesinin Cevazı, Traş Ettiği İçin Fidyenin Vücübu ve Miktarını Beyan Bâbı 2934- Bana Ubeydullafa b. Ömer El-Kavârîrî rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Hammâd yani İbn Zeyd, Eyyûb'dan rivâyet etti. H. Bana Ebû'r-Rabî' rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Hammâd rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Eyyûb rivâyet eti. (Dedi ki): Mücâhid'i, Abdurrahmân b. Ebî Leylâ'dan, o da Kâ'b b. Ücra' (radıyallahü anh)'ûan naklen rivâyet ederken dinledim.' Kâ'b (radıyallahü anh) Şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Hudeybiye zamanında yanıma geldi. Ben, çömleğimin altına ateş yakıyordum. —Kavârirî çömleğimin, Ebû'r-Rabî' ise bunumun altına; dediler.— Yüzümden bitler saçılıyordu. (Bunu görünce) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): — »Başının böcekleri sana eziyet veriyor mu?» diye sordu. Ben: — «Evet» cevâbını verdim. — «öyle ise traş ol da üç gün oruç tut! Yahut altı fakir doyur veya bir kurban kes!» buyurdular. Eyyûb: -Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in bunların hangisinden başladığını bilemiyorum.» demiş, 2935- Bana Alîyyu'bnü Hucr Es-Sa'dî ile Züheyir b. Harb ve Yakûb b. İbrâhîm toptan İbn Uleyye'den, o da Eyyûb'dan bu isnâdda bu hadisin mislini rivâyet ettiler. 2936- Bize Muhammed b. El-Müsennâ rivâyet etti. (Dedi ki): Bize İbn Ebî Adiyy, İbn Avn'dan, o da Mücâhid'den, o da Abdurrahmân b. Ebi Leylâ'dan, o da Kâ'b b. Ücra (radıyallahü anh)'dan naklen rivâyet eyledi. Kâ'b Şöyle dedi: Şu âyet (yani): "Sizden kim hasta olur yahut basından elemi bulunursa ona oruçtan yahut sadakadan veya kurbandan bir fidye lâzım gelir." Sûre-i Bakara âyet 19 kavl-i kerimi benim hakkımda nâzil olmuştur. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) felçtim, bana: — «Yaklaş!» dedi. Ben de yaklaştım. (Tekrar): — «Yaklaş!» buyurdu. Ben yine yaklaştım. Bunun üzerine (sallallahü aleyhi ve sellem) Efendimiz: — «Böceklerin sana eziyet veriyor mu?» buyurdular. İbn Avn Dedi ki: «Zannederim Kâ'b: «Evet!» cevâbını vermiş. Kâh (radıyallahü anh): Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), bana oruçtan yahut sadakadan yahut da kurbandan kolayına gelen bir fidye vermemi emir buyurdu; demiş.» 2937- Bize İbn NÜmeyir rivâyet etti. (Dedi ki): Bize babam rivâyet etti. (Dedi ki):,Bize Şeyi rivâyet etti. (Dedi ki): Mücâhidi şöyle derken işittim: Bana Abdurrahman b. Ebî Leylâ rivâyet etti. (Dedi ki): Bana Kâ'b b. Ücra (radıyallahü anh) riyâyet etti ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) onun yanında durmuş. Başından bitler saçılıyormuş. —«Böceklerin sona eziyet veriyor mu?» diye sormuş. (Kâ'b Dedi ki): «Ben: — Evet; cevâbını verdim; — Öyle ise başını traş et! buyurdular. Şu âyet (yani): (Sizden kim hasta olur yahut başından elemi bulunursa ona oruçtan yahut sadakadan veya kurbandan, bir fidye lâzım gelir.) kavl-i kerîmi benim hakkımda nâzil oldu. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bana: — Üç gün oruç tut! yahut bir farak zahireyi altı fakire tasadduk eti Veya mümkün olan bir hayvanı kes! buyurdular. 2938- Bize Muhammed b. Ebî Ömer rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Süfyân, İbni Ebî Necîh ile Eyyûb, Humeyd ve Abdülkerîm'den, onlar da Mücâhid'den, o da İbn Ebî Leylâ'dan, o da Kâ'b b. Ücra (radıyallahü anh)’dan naklen rivâyet etti ki, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Mekke'ye girmezden önce Hudeybiye'de Kâ'b ihrama girmiş, çömleğin, altına ateş yakarken onun yanına uğramış. Kâ'b'ın yüzünden bitler sanılıyormuş. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): — «Bu böceklerin sana eziyet veriyor mu? » diye sormuş. Kâ'b: — «Evet!» cevâbını vermiş. — «Öyle ise başını traş et de bir farak zahireyi altı fakir arasında taksim eti Yahut üç gün oruç tut veya bir hayvan kes!» buyurmuşlar. Farak üç sâ' alan bir ölçektir. İbn Ebî Necîh; «Yahut bir koyun kes!» diye rivâyet etmişdir. 2939- Bize Yahya b. Yahya rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Hâlid b. Abdillâh, Hâli d'd en, o da Ebû Kılâbe'den, o da Abdurrahmân b. Ebî Leylâ'dan, o da Kâ'b b. Ücra (radıyallahü anh) dan naklen haber verdi ki, Hudeybiye zamanında Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) onun yanına uğrayarak: «Başının böcekleri sana eziyet verdi mi?» diye sormuş. Kâb: — «Evet!» cevâbını vermiş. Bunun üzerine Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ona: — «Başını traş et! Sonra kurban olarak bir koyun kes yahut üç gün oruç tut! Veya üç sâ' hurmayı altı fakire ifâm eyle!» buyurmuşlar. 2940- Bize Muhammed b. El-Müsennâ ile İbn Beşşâr rivâyet ettiler, İbn'l-Müsennâ (Dedi ki): Bize Muhammed b. Ca'fer rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Şu'be, Abdurrahman b. Esbahânî'den, o da Abdullah b. Ma'kîl’den naklen rivâyet etti.» (Dedi ki): Kâ'b (radıyallahü anh) mescîdde iken yanına oturdum da şu âyeti sordum: "Oruçtan yahut sadakadan yahut kurbandan bir fidye lâzımdır." Ka’b (radıyallahü anh): — «O, benim hakkımda nâzil olmuştur. Başımdan elemim vardı. Bu sebeple bitler yüzüme saçılarak Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e götürüldüm, de: — Meşakkatin bu gördüğüm dereceyi bulacağını zannetmezdim. Bir koyun bulabilecek misin ? buyurdu. Ben: - Hayır! cevâbını verdim. Bunun üzerine şu: . "Oruçtan, yahut sadakadan yahut kurbandan bir fidye lâzım gelir." Âyet-i kerîmesi nâzil oldu. Üç gün oruç yahut her fakire yarım sâ' yiyecek vermek suretiyle altı fakir doyurmak hassaten benim hakkımda nâzil olmuştur. Ama o, sizin umumunuza şâmildir.» dedi. 2941- Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Abdullah b. Nümeyir, Zekeriyyâ b. Ebî Zâide'den rivâyet etti. (Dedi ki): Bize Abdurrahman b. Esbahânî rivâyet etti. (Dedi ki): Bana Abdullah b. Ma'kil rivâyet etti. (Dedi ki): Bana Kâ'b b. Ücra (radıyallahü anh) rivâyet etti. Kendisi Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ile birlikte ihrâmlı olarak yola çıkmış da başı ve sakalı bitlenmiş. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) bunu haber alarak ona haber göndermiş.. Ve berberi çağırarak başını tıraş ettirmiş. Sonra ona: — «Yanında kurban var mı?» diye sormuş. Kâ'b (radıyallahü anh): — «Ona kudretim yoktur.» cevabını vermiş. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) de üç gün oruç tutmasını yahut her iki fakire bir sâ' yiyecek vermek suretiyle altı fakir doyurmasını emir buyurmuş. Bunun üzerine Allah (azze ve celle) hassaten Kâ'b (radıyallahü anh) hakkında: (Sizden kim hasta olur yahut başından elemi bulunursa... ilâh...) âyet-i kerîmesini indirmiş. Sonra bu âyet bütün müslümanlara şâmil olmuş. Bu hadîsi Buhârî «Hacc» bahsinin birkaç yerinde «Meğazi», «Tıb» ve «Tefsir» bahislerinde, Ebû Dâvûd «Haec» bahsinde, Tirmizî ile İbn Mâce «Hacc» ve «Tefsir» bahislerinde muhtelif râvîlerden tahrîc etmişlerdir. Hadîs-i Şerîf muhtelif lâfızlarla rivâyet olunmuştur. Bunların birinde Hazret-i Kâ'b'in: «Başıma bitler arız oldu. Bu sırada Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile birlikte bulunuyordum. Hudeybiyye senesiydi. Gözlerimi kaybedeceğimden korktum.» dediği bildirilmektedir. Taberî'nin rivâyetinde: «Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) parmağı ile başımı kaşıdı da ondan bitler saçıldı.» İbn Mâce'nin rivâyetinde: «Bitler bana eziyet verdiği vakit Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) başımı tras etmemi ve üç gün oruç tutmamı emir buyurdu» denilmiştir. Maamâfih bu muhtelif rivâyetler mânâ itibariyle birdir. Kurtubî diyor ki: «Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in başının böcekleri sana eziyet veriyor mu? diye sorması; hükmün illetini tehakkuk ettirmek içindir. Hazret-i Kâ'b çektiği meşakkati haber verince o da traş olmasını emir buyurmuştur.» Hevâm: Hâmme'nin cem'idir. Hamme: Yılan gibi zehirli olan hayvan, demektir. Sinek ve böcek gibi şeylere de «hâmme» denilir. Burada ondan murâd: Bit'dir. Traştan makmt: Bit saran saçları gidermektir: Nitekim hadîsin bir rivâyetinde: «Saçlarımı tepeden tırnağa bit sarmıştı...» denilmiştir. Maksat saçları gidermek olduğu için traş tâbiri ustura, makas, ilâç vb. ile saçlan gidermeye şâmildir. Kıdr ve burma: Çömlek, mânâsına gelirler. Bunlar esâs itibariyle Hicaz ve Yemen'de mâruf bir taştan yapılan çömleklerdir. Ntisük: Kurbanlık olmaya yarayan koyun demektir. Ferak: Yerinde de görüldüğü vecihle Medînelilerce mâ'rûf bir nev'î Ölçüdür. Üç sâ' zahire alır. Bir sâ' dahi örfi dirhemle 3.333 kg. ağırlığındaki Ölçüdür. |